SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa Çevre Platformu'ndan Akbelen'e destek: Bu bir rant katliamıdır

Bursa Çevre Platformu'nun Akbelen ormanlarının kesilmesine karşı yaptığı basın açıklamasında, "Bu bir rant operasyonudur. Bu bir rant katliamıdır. Rant için ormanların kesilmesine izin vermeyeceğiz" denildi.

Haber Giriş Tarihi: 25.07.2023 21:23
Haber Güncellenme Tarihi: 25.07.2023 21:23
https://www.bursaport.com
Bursa Çevre Platformu'ndan Akbelen'e destek: Bu bir rant katliamıdır

Bursa Çevre Platformu, Akbelen'de ormanların kesilmesine tepki gösteren polis ve jandarma müdahalesine ilişkin Nilüfer Üç Fidan Parkı'nda basın açıklamasında bulundu. Açıklamayı, Bursa Çevre Platformu adına Nilüfer Kent Konseyi'nden Emre Karagöz okudu.

Karagöz'ün okuduğu basın açıklaması şöyle:

"Akbelen Ormanları olarak simgeleşen iki yıllık mücadelenin özü sadece kesime konu olan 78 hektarlık ormanlık alan değil. Bölge insanı neredeyse kırk yıldan bu yana çevreyi katleden termik santral kaynaklı katliamın son bulmasını istiyor. Dün Akbelen’de sabahın erken saatlerinde Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen maden için şirket ekipleri bölgeye ağaçları kesmeye geldi. Orman içinde bulunan çadırlarda direnen köylülere karşı bölgeye onlarca asker ve TOMA gönderilerek kesim başlatıldı. Köylüleri ormanlık alandan uzaklaştıran ve barikat kuran jandarma, barikatı aşmaya ve kesimi engellemeye çalışan köylülere ve yaşam alanı savunucularına karşı biber gazı kullandı. Yalnızca ormanına sahip çıkan, ranta karşı doğayı savunan köylülere bunları yapanları çok iyi tanıyoruz. Kokmuyoruz, susmuyoruz, yaşamı savunmaya devam ediyoruz.

Bu bir rant operasyonudur. Bu bir rant katliamıdır. Şirketin ruhsat bilgileri incelendiğinde; Buradaki faaliyet alanı yalnızca Akbelen Ormanını kapsamıyor. Bu sahanın devamında da tarım alanları var. Ruhsat sahası mevcut işletme alanından batıya doğru devam edip, Akbelen’den sonra tarım arazileri üzerinden Karacahisar Mahallesine kadar devam ediyor. Ruhsat sahası içerisinde yaklaşık 330 hektar birinci sınıf tarım alanı bulunuyor. Bu sahanın ise yaklaşık 120 hektarı ekonomik verim çağında zeytinlik alanlarını kapsıyor. Bu alanlar tamamen kömür işletmesi olarak kullanılacak ve yapılan kazı-dolgu çalışmaları neticesinde tamamen tahrip olacaktır. Dahası da var. Şirkete ait tüm ruhsatlar incelendiğinde daha sonraki dönemlerde işletme alanı olarak kullanılacak alanın ise çok daha büyük olduğu görülecektir. Bu alanın tamamında da yaklaşık 950 hektarlık birinci sınıf tarım arazisi olmakla beraber 270 hektarında zeytin tarımı yapılmaktadır. Enerji şirketi ısrarında devam ederse, açık ocak kömür madencilik faaliyeti sırasında ocak alanında kesilen ağaçlarla ormansızlaşacak, orman toprağı ve mineral toprak bu nedenle erezyona açık hale gelecektir. Devamında çok büyük tarım alanları kaybedilecek, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu kapsamında olan zeytinlik alanlar doğrudan yok olacak, yaban hayatının sürekliliği açısından ekolojik hayatın muhafazası imkansız hale gelecektir.

Orman alanları rant uğruna yok ediliyor. 30 Kasım 2021 tarihinde Orman Kanunu’nun 17’nci maddesinin 3’üncü fıkrasının uygulanması ile ilgili yönetmelik yayınlanmıştır. Orman alanlarının ormancılık dışı amaçlara tahsisini düzenleyen bu yönetmeliklerin sonucunda;  Sadece 2012-2020 yılları arasında Orman Kanunu’nun 17/3. maddesi kapsamında 27.405 adet tesis için 255.000 hektar orman alanı üzerinde izin verilmiştir. Aynı dönemde kamuoyunda tepki çeken madencilik izinleri 127 bin hektar olarak gerçekleşmiştir. Sık sık değiştirilen bu kanun ve yönetmeliklerle, ormanlardan ormancılık dışı yararlanmalara yeni boyutlar eklenmekte, ormanlarımız paramparça edilmektedir. Bu tür izinlerle, Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre; sadece 2008 ile 2019 yılları arasındaki 11 yıllık sürede; ormanlarımızdaki 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısı rekor bir oranla yüzde 118 artarak 55.484’ten 120.789’a çıkmıştır. Yani bu tür izinler ormanlarımızı hızla paramparça hale getirmekte ve ülkemizdeki ormansızlaşmayı hızlandırmaktadır. Neredeyse ülkenin her yerinde yok edilen ormanların yerlerine taş ve mermer ocakları, RES’ler, JES’ler, HES’ler, maden sahaları, yollar, güvenlik barajları ve turistik tesisler yapılmaktadır. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/3 ve 18. Maddeler çerçevesinde çıkarılan yönetmeliklerde esas itibariyle orman alanlarının peşkeş çekilmesinin önündeki engeli aşmanın yolu olarak ve bu engel aşılırken de kamu yararı kelimesi de halkı ikna etmenin yolu olarak görülmektedir. Menfaatçi ve rantçı bir bakış açısı ile belirledikleri işleri ya da projeleri bu talan politikalarıyla hayata geçiriyorlar. Oysa niceliksel ve niteliksel olarak aynı zamanda ekolojik açıdan sürdürülebilirliği olmayan hiçbir proje, hiçbir iş, hiçbir yapı kamu yararı oluşturmaz. Sermayenin arazi ihtiyacı kamu arazileri ile karşılanamaz. Bu anlayış ormanların sadece bir rant kaynağı olarak görülmesi anlayışının uzantısından başka bir şey değildir. Bu anlayış karşısında her türlü fiili, meşru mücadele hakkımızı kullanarak, halkın olanın halk tarafından yönetilmesi anlayışımızla Akbelen ormanını savunan köylülerin yanında olduğumuzu ve ekolojik yaşam hakkı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi açık ve net bir şekilde bir kez daha buradan kamuoyuna duyuruyoruz."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.