Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ODTÜ'de yaşanan olaylar sırasında öğrencilerin de polisin de yanlış yaptığını söyledi. Arınç, "Dünyada genel kabul görmüş bir kabul var. Orantısız güç kullanmamak lazım'' dedi.
Haber Giriş Tarihi: 28.12.2012 08:59
Haber Güncellenme Tarihi: 28.12.2012 08:59
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kanal D televizyonunda yayınlanan, ''32. Gün'' programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Arınç, ODTÜ'deki olaylar hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Protestonuzu yapın, selametle gidin. Bu türlüsü bir protesto, bir eleştiri hakkı olarak görmek mümkün. Ben de onları desteklerim, ben de onları alkışlarım. Ama yumurta atmak kadar değil. O bile masum kalacak birtakım gösterilere dönüşürse, demir leblebilerle misket atmaya kalkarsanız, varillerle bir şeyleri yakmaya çalışırsanız, özellikle yüzlerinizi, gözlerinizi bağlayarak molotof, yanıcı maddelerle hücum ederseniz oraya polis mutlaka gelir ve orada insanların güvenliğini sağlamaya çalışır.''
ODTÜ'de olay çıkartanların seyyar ekipler olduğunu ifade eden Arınç, "Flamalarına bakarsanız eğer hepsinin hangi fikirlerde olduğunu görebilirsiniz. Bunlar orayı karıştırmak için gelmişler. Ve polisle bunun için çatışıyorlar. Görüntüler çok tehlikeli. Şüphesiz poliste onlara karşı elindeki imkanları ister az, ister çok kullanmış'' diye konuştu.
''Polis biraz sert değil mi?'' sorusuna ise Arınç, ''Olabilir. Bunu İçişleri Bakanı da söylüyor, biz de söylüyoruz. Dünyada genel kabul görmüş bir kabul var. Orantısız güç kullanmamak lazım'' dedi.
Rektörün istifasına gerek yok
Bülent Arınç, ''ODTÜ rektörü istifa etmeli mi?'' sorusuna ise ''Hayır. YÖK zaten bununla ilgili bir soruşturma başlattı. YÖK'ün bulacağı nedir veya bunun müeyyidesi nedir bilmiyorum. Ama ben Sayın Rektörü, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'na katılan bir Başbakan Yardımcısı olarak biliyorum ve bildiğim kadarıyla ikinci defa atandı. Sayın Cumhurbaşkanımız onu tercih ettiler. Mutlaka bu tercihte önemli ve olumlu faktörler rol oynamış olabilir. Buradan çıkaracağımız dersler olabilir ama ben 'Sayın Rektörün istifasına gerek yok' diye düşünüyorum'' ifadesini kullandı.
''Tam tersi onların eylemlerine karşı polis belki haddinden fazla biraz taşkınlık yapmış olabilir. İsterseniz ikisine de 'yanlış yaptı' diyelim ama bir yanlış yapan var. O da o günkü eylemleri bu şekilde şiddete dönüştüren öğrenciler ve onların liderleri. Belki onların arkadaki siyasi destekçileri. Bunlar çok açık, iki kere iki dört. Raporlar, ifadeler, hepsi bize bunu gösteriyor. Bunu meşru bulamayız. Bu, yanlıştır. Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu var istediği yerde gösteri yapabilir, slogan atabilir, beğenmediğini ifade edebilir.''
Yetkileri yeniden belirlenebilir
Başkanlık sistemi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin soruları da yanıtlayan Arınç,halkın seçeceği cumhurbaşkanının mevcut yetkilerle devam edeceğini belirterek şunları kaydetti:
"4 partinin de anlaşamadığı bir konuyu bir kenara çekmek zorunda kalacağız. Fakat şu olabilir, mevcut sistem içerisinde cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle birlikte yetkilerinin yeni anayasa çalışmasıyla yeniden belirlenmesi gündeme gelebilir. Yıl sonuna geldiğimiz için komisyonun görev süresi de bitiyor. İnisiyatif Meclis Başkanı'nda, derse ki 'neredeyse sonuna geldik, yıl bitiyor diye bu işi bitirmeyelim 3 ay daha çalışalım' ve Sayın Başbakan ve diğer genel başkanlar rıza gösterirse bu komisyonun çalışmaları sürecek ve ben eminim iyi şekilde sonuçlanacak. Ümitli olmak lazım.''
Roboski katliamı
Uludere olayının ardından yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Keşke bu görüntüler iç istihbarat, dış istihbarat, yani şöyle olsaydı, böyle olsaydı' denebilir ama görevini yapmak zorunda olan insanların da bulunduğunu bilmeliyiz. 'Çoban zannettik vurmadık' derseniz o gelip sizi vuruyor. 'Terörist sandık' derseniz karşınızdaki çoban çıkabiliyor. Allah bu kötü ateşin bir an evvel sönmesini kısmet etsin. Tabii insani olarak çok şeyler yapıldı. Tazminattan hiç bahsetmeyeceğim çünkü o insanları yaralamak istemiyorum, hiçbirisi de almadı zaten. Yasal süresi içinde biz onu bloke ettik.''
MHP cenaze törenine gelmeliydi
Şerafettin Elçi'nin cenaze törenine MHP'nin katılmamasını da eleştiren Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Çok yanlış, bu kadar kötü bir şey olabilir mi? Mutlaka gelmeliydi. Yani bir başsağlığı dilemek için bir cenazede buluşmak için bizim ne farkımız olabilir. Ben koşa koşa gittim. Keşke Cizre'ye de gidebilseydim bugün. Bu ne kadar doğru bir şey. Yani bu adam siyaset yapmış, 'ben Kürdüm ve bu ülkede bu kadar var' dediği için 27 ay hapiste yatmış. Benim için kötü sözler sarf eden insanlarla ben dün başsağlığı diledim, taziye yaptım. Onlar da yani hepsi, bir tarafta Sırrı Sakık evladını kaybetmiş'' dedi.
Sırrı Sakık'ı aramayanların ayıp ettiğini dile getiren Arınç, ''Ben şahsen aradım, uyutmuşlardı. Kardeşiyle konuştum, o da bilir bu tavrımızı. Yani Murat Bozlak'ı hastanede gördüm ziyaret ettim, bunlar çok insani şeyler. Her parti için bunu yapabilmeliyiz, sevincini, üzüntüsünü paylaşabilmeliyiz. Ama MHP dün ne için orada yoktu, belki makul bir sebep söylerlerse doğrusu sevinirim. 'Ankara'da yoktuk falan' diyecekler mi onu da bilmiyorum. Biz bu noktalarda çok şefkatli olmalıyız. Birbirimize sevgimizi gösterecek fırsat bulmalıyız'' değerlendirmesinde bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Arınç: Polis de öğrenci de yanlış yaptı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ODTÜ'de yaşanan olaylar sırasında öğrencilerin de polisin de yanlış yaptığını söyledi. Arınç, "Dünyada genel kabul görmüş bir kabul var. Orantısız güç kullanmamak lazım'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kanal D televizyonunda yayınlanan, ''32. Gün'' programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Arınç, ODTÜ'deki olaylar hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Protestonuzu yapın, selametle gidin. Bu türlüsü bir protesto, bir eleştiri hakkı olarak görmek mümkün. Ben de onları desteklerim, ben de onları alkışlarım. Ama yumurta atmak kadar değil. O bile masum kalacak birtakım gösterilere dönüşürse, demir leblebilerle misket atmaya kalkarsanız, varillerle bir şeyleri yakmaya çalışırsanız, özellikle yüzlerinizi, gözlerinizi bağlayarak molotof, yanıcı maddelerle hücum ederseniz oraya polis mutlaka gelir ve orada insanların güvenliğini sağlamaya çalışır.''
ODTÜ'de olay çıkartanların seyyar ekipler olduğunu ifade eden Arınç, "Flamalarına bakarsanız eğer hepsinin hangi fikirlerde olduğunu görebilirsiniz. Bunlar orayı karıştırmak için gelmişler. Ve polisle bunun için çatışıyorlar. Görüntüler çok tehlikeli. Şüphesiz poliste onlara karşı elindeki imkanları ister az, ister çok kullanmış'' diye konuştu.
''Polis biraz sert değil mi?'' sorusuna ise Arınç, ''Olabilir. Bunu İçişleri Bakanı da söylüyor, biz de söylüyoruz. Dünyada genel kabul görmüş bir kabul var. Orantısız güç kullanmamak lazım'' dedi.
Rektörün istifasına gerek yok
Bülent Arınç, ''ODTÜ rektörü istifa etmeli mi?'' sorusuna ise ''Hayır. YÖK zaten bununla ilgili bir soruşturma başlattı. YÖK'ün bulacağı nedir veya bunun müeyyidesi nedir bilmiyorum. Ama ben Sayın Rektörü, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'na katılan bir Başbakan Yardımcısı olarak biliyorum ve bildiğim kadarıyla ikinci defa atandı. Sayın Cumhurbaşkanımız onu tercih ettiler. Mutlaka bu tercihte önemli ve olumlu faktörler rol oynamış olabilir. Buradan çıkaracağımız dersler olabilir ama ben 'Sayın Rektörün istifasına gerek yok' diye düşünüyorum'' ifadesini kullandı.
İkisi de yanlış yaptı
''Polisin tutumu bizi tahrik etti'' sözlerine katılmadığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Tam tersi onların eylemlerine karşı polis belki haddinden fazla biraz taşkınlık yapmış olabilir. İsterseniz ikisine de 'yanlış yaptı' diyelim ama bir yanlış yapan var. O da o günkü eylemleri bu şekilde şiddete dönüştüren öğrenciler ve onların liderleri. Belki onların arkadaki siyasi destekçileri. Bunlar çok açık, iki kere iki dört. Raporlar, ifadeler, hepsi bize bunu gösteriyor. Bunu meşru bulamayız. Bu, yanlıştır. Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu var istediği yerde gösteri yapabilir, slogan atabilir, beğenmediğini ifade edebilir.''
Yetkileri yeniden belirlenebilir
Başkanlık sistemi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin soruları da yanıtlayan Arınç,halkın seçeceği cumhurbaşkanının mevcut yetkilerle devam edeceğini belirterek şunları kaydetti:
"4 partinin de anlaşamadığı bir konuyu bir kenara çekmek zorunda kalacağız. Fakat şu olabilir, mevcut sistem içerisinde cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle birlikte yetkilerinin yeni anayasa çalışmasıyla yeniden belirlenmesi gündeme gelebilir. Yıl sonuna geldiğimiz için komisyonun görev süresi de bitiyor. İnisiyatif Meclis Başkanı'nda, derse ki 'neredeyse sonuna geldik, yıl bitiyor diye bu işi bitirmeyelim 3 ay daha çalışalım' ve Sayın Başbakan ve diğer genel başkanlar rıza gösterirse bu komisyonun çalışmaları sürecek ve ben eminim iyi şekilde sonuçlanacak. Ümitli olmak lazım.''
Roboski katliamı
Uludere olayının ardından yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Keşke bu görüntüler iç istihbarat, dış istihbarat, yani şöyle olsaydı, böyle olsaydı' denebilir ama görevini yapmak zorunda olan insanların da bulunduğunu bilmeliyiz. 'Çoban zannettik vurmadık' derseniz o gelip sizi vuruyor. 'Terörist sandık' derseniz karşınızdaki çoban çıkabiliyor. Allah bu kötü ateşin bir an evvel sönmesini kısmet etsin. Tabii insani olarak çok şeyler yapıldı. Tazminattan hiç bahsetmeyeceğim çünkü o insanları yaralamak istemiyorum, hiçbirisi de almadı zaten. Yasal süresi içinde biz onu bloke ettik.''
MHP cenaze törenine gelmeliydi
Şerafettin Elçi'nin cenaze törenine MHP'nin katılmamasını da eleştiren Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Çok yanlış, bu kadar kötü bir şey olabilir mi? Mutlaka gelmeliydi. Yani bir başsağlığı dilemek için bir cenazede buluşmak için bizim ne farkımız olabilir. Ben koşa koşa gittim. Keşke Cizre'ye de gidebilseydim bugün. Bu ne kadar doğru bir şey. Yani bu adam siyaset yapmış, 'ben Kürdüm ve bu ülkede bu kadar var' dediği için 27 ay hapiste yatmış. Benim için kötü sözler sarf eden insanlarla ben dün başsağlığı diledim, taziye yaptım. Onlar da yani hepsi, bir tarafta Sırrı Sakık evladını kaybetmiş'' dedi.
Sırrı Sakık'ı aramayanların ayıp ettiğini dile getiren Arınç, ''Ben şahsen aradım, uyutmuşlardı. Kardeşiyle konuştum, o da bilir bu tavrımızı. Yani Murat Bozlak'ı hastanede gördüm ziyaret ettim, bunlar çok insani şeyler. Her parti için bunu yapabilmeliyiz, sevincini, üzüntüsünü paylaşabilmeliyiz. Ama MHP dün ne için orada yoktu, belki makul bir sebep söylerlerse doğrusu sevinirim. 'Ankara'da yoktuk falan' diyecekler mi onu da bilmiyorum. Biz bu noktalarda çok şefkatli olmalıyız. Birbirimize sevgimizi gösterecek fırsat bulmalıyız'' değerlendirmesinde bulundu.
En Çok Okunan Haberler