SON DAKİKA
Hava Durumu

Adını dünyanın duyduğu ilçe: Pazarcık

Pazarcık, 6 Şubat’ta 7,7 büyüklüğünde yaşanan depremin merkez üssü olmasıyla ismini dünyaya duyurdu. Pazarcıklılar, depremin etkilerini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 18.02.2023 19:26
Haber Güncellenme Tarihi: 18.02.2023 21:59
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Adını dünyanın duyduğu ilçe: Pazarcık

PELİN AKDEMİR / BURSAPORT

Pazarcık, Maraş il merkezine arabayla 45-50 dakika mesafede Kartalkaya Barajının yanında yer alan bir ilçe. İlçenin güneyinde Gaziantep’in Yavuzeli, Şehitkamil ve Nurdağı ilçeleri, batısında Maraş’ın Türkoğlu ilçesi ve il merkezi, doğusunda Adıyaman’ın Gölbaşı, Besni ilçeleri bulunuyor. Kartalkaya Barajı, ilçenin ve Gaziantep’in içme suyunu karşılıyor. 2022 yılı resmi kayıtlara göre 70 bin 173 nüfusa sahip. Pazarcık, 6 Şubat saat 4.17’de 7,7 büyüklüğünde yaşanan depremin merkez üssü olmasıyla ismini dünyaya duyurdu.

Hasankoca Köyü'nden Pazarcık ilçesi ve Kartalkaya Barajı

Pazarcık’ta arama kurtarma çalışmaları depremin beşinci gününde tamamlandı. Enkaz kaldırma çalışmaları başlamış. İl merkezinde olduğu gibi çok katlı binalar yok Pazarcık’ta. En fazla altı katlı binalar bulunuyor. İlçede hasar tespit çalışmaları da tamamlanmış. Tepelerin arasında düz arazi üzerine kurulu ilçede, depremin merkez üssü olmasına rağmen diğer illere bakıldığında nispeten daha az bina yıkılmış olsa da her binada hasar olduğu görülüyor. Depremin ardından önce yağmur, sonra kar yağmış ilçede. Pazarcık’ın tepelerinde yer yer karlar var. Bölgeye ulaşımın sağlanması için depremden zarar gören karayollarında onarım yapılmış.

İLÇEDE 872 BİNA YIKILDI, 413 CAN KAYBI

Kırıkkale Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun 10 Şubat’ta yaptığı açıklamaya göre ilçe merkezinde 872 enkazdan 41 kişi sağ olarak çıkarıldı, 379 kişi yaralandı, 413 kişi hayatını kaybetti. Bedenine ulaşılamayan bir kadının binanın alt katında bulunan tiner kutuları nedeniyle çıkan yangında yanarak hayatını kaybettiği söyleniyor. Fakat bu sayının içerisinde köylerde yaşanan can kaybının olmadığı düşünülüyor.

Kendi çabalarıyla çadır yapan depremzedeler

İlçe merkezinde Silopi Belediyesi, Dersim Belediyesi ve AFAD’ın kurduğu çadır kentler bulunuyor. İnsanların bir kısmı daha iyi durumdaki köylerine gitmiş, bir kısmı farklı illerdeki akrabalarının yanına gidiyor veya gitmeye çalışıyor. Kendi çabalarıyla yaptıkları mavi çadırda kardeşi ve oğluyla birlikte kalan bir kadın depremzede, tedavi olmak için Antep’e kardeşinin yanına gitmek istediğini söylüyor: “Antep’te kardeşim var, orada ev buldu bana ama nasıl giderim onu düşünüyorum. İlk günlerde yardım geldi. Sağlık taraması ve ilaç yardımı yapılmadı. O yüzden Antep’e gitmek istiyorum. Yardım getirenler de ‘tansiyon ilacı yok’ dedi.”

‘GELEN BAKAN SAYI SORDU, BİZ SAYIDAN İBARET DEĞİLİZ’

Ailesini Bursa’da bırakarak depremzedelere yardım için tekrar Maraş’a dönen kendisi de depremzede olan bir kadın sağlık çalışanı, AFAD’ın arama kurtarma çalışmalarına başlamak için emir beklediğini, emir gelmediği için sahaya inmediklerini anlatıyor: “Ben yardım için bir yerlerden emir beklemiyorum. Eşimin köyünden 400 kişi hayatını kaybetti. Gelen Bakan sayı soruyor. Biz sayıdan ibaret değiliz.”

Pazarcık’ta Kürtler, Türkler, Çerkezler, Araplar, Afrin’den gelen Suriyeliler, Sünniler, Aleviler bir arada yaşıyor. Pazarcık’ın bir başka özelliği; 1978’deki Maraş katliamından sonra bölge halkı yurtdışına göç vermiş. Pazarcık ve köylerinde yıkılan bazı binalar yurt dışında yaşayan ailelere ait olduğu için boş. İlçede can kaybının ‘az’ olmasını yöre halkı bununla açıklıyor. Yurt dışında yaşayan Pazarcıklılar, depremin ardından hem ilçeye hem de yakın ilçelerdeki köylere hatırı sayılar yardımda bulundular.

Depremzede Sultan Kocahal

‘SURİYELİLERE KIZIYORDUK, ONLARDAN DAHA KÖTÜ HALE GELDİK’

Alevi köylerinden Hasankoca Köyü, Pazarcık ilçesine yakın köylerden. İlçede evleri zarar gören Kocahal aileleri ya köydeki sağlam kalan evlerinde ya da köyün taziye evi olarak kullandığı Cemevi’nde kalıyorlar. Sağlam raporu verilen komşusunun evinde kalmaya başlayan Sultan Kocahal, deprem anını, “10 dairelik bir apartmanın beşinci katında kızımla tek ben oturuyorduk. Zor kurtardık kendimizi. Merdivenden inerken süpürgelikler bize doğru geliyorlardı. Kızımla el ele tutuşmuşuz bağırıyoruz. Dayımın kızını, Maraş’ta akrabalarımdan bir evde 7 kişiyi kaybettik” sözleriyle anlattı.

İlçede evi yıkılan Sebiha Kocahal, depremin ardından köydeki babasının yanına gelmiş. Depremden sonra üç gün arabada kaldıklarını söyleyen Kocahal, “Üçüncü gün sabaha karşı donacaktık. Artık donmaktansa depremden ölelim dedik, eve girmek zorunda kaldık. Biz Suriyelilere kızıyorduk, şimdi onlardan daha kötü hale geldik” diyor.

Bölgedeki yem ve un fabrikaların çoğu yıkılmış.

‘ÇOCUKLARIMI NASIL AYAKTA TUTABİLİRİM DİYE DÜŞÜNÜYORUM’

İlçenin başlıca geçim kaynağı hayvancılık ve tarım. Bölgede buğday, mısır, arpa gibi tahıl ürünlerinin dışında Antep fıstığı, yeni yeni zeytin ağaçları yetiştiriliyor. Bölgedeki yem ve un fabrikalarının çoğu depremde zarar görmüş. Depremin evsiz bıraktığı insanları, işsizlik de bekliyor. Tek katlı evinin demir kapı ve ağaç üzerine yıkılmasıyla patlayan duvarlardan ailesiyle birlikte çıkarak kurtulan Fatma Kocahal, İzmir’de evini açan bir ailenin yanına gideceklerini söylüyor. Kocahal, “İki oğlum, iki kızım var. Şu an çocukları nasıl doyurup ayakta tutabilirim diye düşünüyorum. Depremde bir yem fabrikası dümdüz olmuş. Eşimin çalıştığı un fabrikası ikiye ayrılmış. İşsizlik de çok fazla olacak” diyor. Kan davası nedeniyle Adıyaman’dan Pazarcık’a geldiklerini anlatan Kocahal, “Ne Türk olabildik ne Kürt olabildik. Ortada yuvarlanıyoruz. Babam kan davasından dolayı ben bir yaşındayken Adıyaman’dan buraya gelmişiz. Biz burada çok kültürsüzüz. Hangi tarafın kültürünü alacağımızı da bilmiyoruz”

EKSİ 20 DERECEDE ÇOCUKLAR HASTALANIYOR

Fay hattının geçtiği Büyüknacar Köyü, ilçede en çok yıkımın olduğu köy. Köyde, 168 kişi hayatını kaybetti. Ördekdede, Söğütlü köyleri de en çok zarar gören köylerden. Yıkımın olmadığı köyler de var. Gıda yardımı gönüllülerce her köye ulaştırılmış. Kimi köylerde AFAD ve Kızılay çadırları kurulmuş, çadır gitmeyen köyler de var. Evleri sağlam olduğu için çadır verilmeyen insanlar da korkudan evlere giremedikleri için çadır talebinde bulunuyorlar. Fakat termometrenin eksi 20 dereceyi gördüğü ilçede çadırda kalan çocuklarda soğuğa bağlı hastalıklar baş gösteriyor.

Elif Ana Türbesi'nde yardım dağıtan Asef Soğan

‘DEVLETİN BURAYI GÖRDÜĞÜ YOK’

Fransa’dan gelen yardım malzemeleri Aşağı Pulyanlı Köyü’nde (Akdemir Köyü) depremzedelere dağıtıldı. Köyün girişinde Elif Ana Türbesi bulunuyor. Alevi kültüründe yardımseverliğiyle anılan Elif Ana’nın torunu Asef Soğan, depremzedeler için yardım toplayıp dağıtıyor: “Devletin burayı gördüğü yok. Birkaç tane çadır verdi, gerisi yok. Buraya halk yardım getirdi. Biz her köye yardım etmeye çalışıyoruz. Yurt dışından gelen malzemelere de el koyuyorlar.”

Narlı yakınlarında bulunan bir diğer köy Karaçay Köyü. Almanya’dan diş tedavisi için Karaçay Köyü’ndeki babası ve kardeşinin yanına gelen bir kadın, depreme yakalanmış. Deprem anında başından yaralanmasına rağmen herhangi bir sağlık kontrolünden geçmemiş.

Küpelikız Köyü

‘İNSANIMIZ OLMASA ACIMIZDAN ÖLÜRDÜK’

Fay hattının geçtiği Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Küpelikız Köyü’ne deprem nedeniyle yer yer çökmüş yollardan gidiliyor. Çöken asfaltın inceliği görülebiliyor. 700 nüfuslu Küpelikız Köyü’nde kayıtlara göre 19 kişi hayatını kaybetti. Eskişehir’den çocuklarının satın aldığı konteyner gelen Ahmet Ayrıkısa, yaşadıkları durumu anlatıyor: “Devlet yok. Bir Milletvekili Maraş’a gelmiş, kovaladılar. Millet ölmüş, sen neredesin? Yediniz, yediniz doymadınız mı? Ne oluyorsa bize oluyor. Gelen yardımları hep Almanya’daki çocuklarımız yapıyor. İnsanımız olmasa biz acımızdan ölürdük burada. Evlerden canımızı zor kurtardık. Burada sekiz kişi enkaz altında kalarak öldü. Biz kendimiz çıkarttık. Maraş’ta bir ailemiz enkaz altında daha. İkisi çıktı, üçü enkaz altında.”

Kızkapanlı Köyü'nde su problemi yaşayan vatandaşlar suyun temiz olmadığını söylüyor. 

‘DÖRT YILDIR EĞİTİM ALMAMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM’

Depremin fazla etkilemediği köylerden Kızkapanlı Köyü ve obaları. Köye henüz çadır ulaşmamış. Antep’ten gelenler olmuş. Köyde insanlar sağlam olarak gördüğü sağlık ocağı ve ekmeklik gibi binalarda kalıyorlar. 15 kişi bir ekmeklikte kalıyor, 50 kişi sağlık ocağında kalıyor. Köydekilerin en büyük sorunu su. Dağdan köye su gelse de temiz olmadığından hazır su bulmak zorundalar.

Haydolar Obası’nda 60 kişi bir çadırda kalıyor. Soğuktan en çok yaşlılar ve çocuklar etkileniyor. Keşolar Obası’nın (Mezere Köyü) geçim kaynağı hayvancılık. Depremden sonra hayvanlar için yem bulma sıkıntısı yaşıyorlar. Bu köylerde kız çocukları, maddi ve coğrafi koşulların zorladığı kendi istekleriyle ortaokul terk. Hayvancılık yapan ailelerine destek oluyorlar. Elbistan’dan gelen 11’inci sınıf öğrencisi Berrin, “Pandemide sekizinci sınıftaydım. İlk dönemin konularından sınava girmiştik. Şimdi ne olacağı belli değil. Dört yıldır eğitim almamış gibi hissediyorum” diyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.