"Tarikat ve cemaatlerin dayatması ile bilimsel laik eğitimi bitirmek istiyorlar"
"Tarikat ve cemaatlerin dayatması ile bilimsel laik eğitimi bitirmek istiyorlar"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in karma eğitimi gerekçe göstererek kızlarını okula göndermek istemeyen aileler olduğu, bu yüzden, "kızlar için ayrı okullar açılabileceğine" ilişkin çıkışı tepki topladı.
Haber Giriş Tarihi: 14.07.2023 09:33
Haber Güncellenme Tarihi: 14.07.2023 09:57
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Bursa Şube Başkanı Jülide Akköprü, "Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimin dinselleştirilmesine, bilimsel, laik, karma niteliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik uygulamalarını endişe ile izliyoruz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, kız çocuklarını karma eğitim nedeniyle okula göndermek istemeyen aileler için sadece kızların eğitim göreceği okullar açılabileceğine ilişkin açıklamalarına tepki gösteren Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Bursa Şube Başkanı Jülide Akköprü, anayasa ve yasalarla tanımlanan milli eğitimin temel ilkelerini korumak ve uygulamakla görevli Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bu ilkelere aykırı uygulamalarının hız kesmediğini söyledi. Akköprü, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan ÇEDES Protokolü çerçevesinde okullara 'manevi danışman' adı altında imam, vaiz gibi din görevlileri atanmasının hemen arkasından, kız çocuklarının okullaşmasının önünde bir engel olarak karma eğitimin işaret edilerek ayrı kız okulları açılabileceğinin belirtilmesi, eğitimin laik, çağdaş ve bilimsel niteliğine yönelik yeni bir saldırı niyetini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Kız çocuklarının okullaşmasının karma eğitimden vazgeçilerek sağlanamayacağının altını çizen Jülide Akköprü, şunları söyledi:
"Öncelikle yoksulluğu ortadan kaldırmanız, fırsat eşitliği sağlamanız, kamucu, laik, parasız, nitelikli, bilimsel eğitimi sağlamanız gerekmektedir. Karma eğitimi korumakla görevli Milli Eğitim Bakanının, onu hedef alması kabul edilemez. Öğrenci velilerinden bu yönde talep var söylemi, yasaları çiğnemeye gerekçe olamaz. Kaldı ki bu yöndeki taleplerin, kız çocukların okumasına karşı olan tarikatlardan geldiği kamuoyunca bilinmektedir.
Tarikatların tepkileriyle konserleri, festivalleri yasaklayan zihniyet, aynı tepkiler ile eğitimi dinselleştirmeye çalışıyor. Tarikatların, cemaatlerin dayatmalarıyla eğitimin laik ve bilimsel karakterinin aşındırılmasına ve dinselleştirilmesine yönelik uygulamalar kabul edilemez.
"Eğitim, Cumhuriyet'in en önemli devrimlerinden biridir"
Karma eğitim, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimin başlıca koşuludur. Demokratik toplum yapısının ve toplumsal barışın en önemli göstergesi ve güvencelerindendir. Amacı, cinsiyet ayrımı olmaksızın kız ve erkek öğrencilerin okuma, yazma, oynama, öğrenme ve yaşama unsurlarını eşit koşullarda gerçekleştirmek ve çoğulcu toplumsal yaşama onları eşit olarak hazırlamaktır. Cumhuriyetin en önemli devrimlerinden biri olan ve 1924’te yasalaşan Eğitimin Birliği Yasasından (Tevhidi Tedrisat Kanunu) sonra 1926 yılında karma ve parasız eğitimin toplumsal cinsiyet eşitliğine ve fırsat eşitliğine, çocukların çoğulcu yaşama hazırlanmasına, kız çocuklarını güçlendirici etkisine katkısı bugün artık kanıtlanmıştır.
"Karma eğitim laik ve çağdaş eğitimin temel koşuludur"
1940’lı yıllarda yatılı, karma eğitimi uygulayarak hem kız çocuklarının eğitime erişmesi, hem de toplumsal cinsiyet eşitliğinin gelişmesine hizmet eden Köy Enstitülerinin aydınlanma felsefesini yaşatma gayretinde olan Derneğimiz, Cumhuriyetin eğitim devriminin kazanımlarını koruma mücadelesinde kararlıdır. Laik ve çağdaş eğitimin başlıca koşulu olan karma eğitimin keyfi uygulamalarla kuşatılmasına, eğitimin dinselleştirilmesi uygulamalarına, çocuklarımızın bilimsel, laik, çağdaş eğitim haklarının ihlaline seyirci kalamayız.
Günümüzde eğitimin içinde bulunduğu gerçek sorunları çözmek yerine, karma eğitimi bir sorun olarak gören ve göstermeye çalışan yaklaşımı kabul etmiyoruz. Karma eğitimin karşıtı, harem-selamlık eğitimdir ve bu eğitim ile çocuklarımıza ve ülkemize aydınlık bir gelecek oluşturulamaz. MEB’in görevi kız çocuklarını yaşamdan ve erkeklerin bulunduğu ortamlardan izole etmek değil, kız çocuklarının eğitime erişmesinin önündeki her türlü engeli kaldırmak, yoksulluğu ve fırsat eşitsizliğini gidermek, çocuklarımıza parasız, kamucu, nitelikli, bilimsel eğitimi sunmak, çocuğunu okula göndermeyen aileleri ikna etmek, çocukların okula devamını sağlamak, çocuk evlilikleri engellemek, velilere karma eğitimin çocukların pedagojik gelişimi ve sağlıklı bir toplumsal yapı için önemini anlatmaktır.
Milli Eğitim Bakanımızı karma eğitimi hedef almaktan vazgeçerek onu korumaya çağırıyor, kız çocuklarının okullaşmasının önündeki engelleri kaldırmak konusunda bütün kurumsal kapasitemiz ve birikimimizle, Milli Eğitim Bakanlığı, Demokratik Kitle Örgütleri ve eğitim bileşenleri ile işbirliğine hazır olduğumuzu bildiriyoruz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Tarikat ve cemaatlerin dayatması ile bilimsel laik eğitimi bitirmek istiyorlar"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in karma eğitimi gerekçe göstererek kızlarını okula göndermek istemeyen aileler olduğu, bu yüzden, "kızlar için ayrı okullar açılabileceğine" ilişkin çıkışı tepki topladı.
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Bursa Şube Başkanı Jülide Akköprü, "Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimin dinselleştirilmesine, bilimsel, laik, karma niteliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik uygulamalarını endişe ile izliyoruz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, kız çocuklarını karma eğitim nedeniyle okula göndermek istemeyen aileler için sadece kızların eğitim göreceği okullar açılabileceğine ilişkin açıklamalarına tepki gösteren Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Bursa Şube Başkanı Jülide Akköprü, anayasa ve yasalarla tanımlanan milli eğitimin temel ilkelerini korumak ve uygulamakla görevli Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bu ilkelere aykırı uygulamalarının hız kesmediğini söyledi. Akköprü, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan ÇEDES Protokolü çerçevesinde okullara 'manevi danışman' adı altında imam, vaiz gibi din görevlileri atanmasının hemen arkasından, kız çocuklarının okullaşmasının önünde bir engel olarak karma eğitimin işaret edilerek ayrı kız okulları açılabileceğinin belirtilmesi, eğitimin laik, çağdaş ve bilimsel niteliğine yönelik yeni bir saldırı niyetini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Kız çocuklarının okullaşmasının karma eğitimden vazgeçilerek sağlanamayacağının altını çizen Jülide Akköprü, şunları söyledi:
"Öncelikle yoksulluğu ortadan kaldırmanız, fırsat eşitliği sağlamanız, kamucu, laik, parasız, nitelikli, bilimsel eğitimi sağlamanız gerekmektedir. Karma eğitimi korumakla görevli Milli Eğitim Bakanının, onu hedef alması kabul edilemez. Öğrenci velilerinden bu yönde talep var söylemi, yasaları çiğnemeye gerekçe olamaz. Kaldı ki bu yöndeki taleplerin, kız çocukların okumasına karşı olan tarikatlardan geldiği kamuoyunca bilinmektedir.
Tarikatların tepkileriyle konserleri, festivalleri yasaklayan zihniyet, aynı tepkiler ile eğitimi dinselleştirmeye çalışıyor. Tarikatların, cemaatlerin dayatmalarıyla eğitimin laik ve bilimsel karakterinin aşındırılmasına ve dinselleştirilmesine yönelik uygulamalar kabul edilemez.
"Eğitim, Cumhuriyet'in en önemli devrimlerinden biridir"
Karma eğitim, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimin başlıca koşuludur. Demokratik toplum yapısının ve toplumsal barışın en önemli göstergesi ve güvencelerindendir. Amacı, cinsiyet ayrımı olmaksızın kız ve erkek öğrencilerin okuma, yazma, oynama, öğrenme ve yaşama unsurlarını eşit koşullarda gerçekleştirmek ve çoğulcu toplumsal yaşama onları eşit olarak hazırlamaktır. Cumhuriyetin en önemli devrimlerinden biri olan ve 1924’te yasalaşan Eğitimin Birliği Yasasından (Tevhidi Tedrisat Kanunu) sonra 1926 yılında karma ve parasız eğitimin toplumsal cinsiyet eşitliğine ve fırsat eşitliğine, çocukların çoğulcu yaşama hazırlanmasına, kız çocuklarını güçlendirici etkisine katkısı bugün artık kanıtlanmıştır.
"Karma eğitim laik ve çağdaş eğitimin temel koşuludur"
1940’lı yıllarda yatılı, karma eğitimi uygulayarak hem kız çocuklarının eğitime erişmesi, hem de toplumsal cinsiyet eşitliğinin gelişmesine hizmet eden Köy Enstitülerinin aydınlanma felsefesini yaşatma gayretinde olan Derneğimiz, Cumhuriyetin eğitim devriminin kazanımlarını koruma mücadelesinde kararlıdır. Laik ve çağdaş eğitimin başlıca koşulu olan karma eğitimin keyfi uygulamalarla kuşatılmasına, eğitimin dinselleştirilmesi uygulamalarına, çocuklarımızın bilimsel, laik, çağdaş eğitim haklarının ihlaline seyirci kalamayız.
Günümüzde eğitimin içinde bulunduğu gerçek sorunları çözmek yerine, karma eğitimi bir sorun olarak gören ve göstermeye çalışan yaklaşımı kabul etmiyoruz. Karma eğitimin karşıtı, harem-selamlık eğitimdir ve bu eğitim ile çocuklarımıza ve ülkemize aydınlık bir gelecek oluşturulamaz. MEB’in görevi kız çocuklarını yaşamdan ve erkeklerin bulunduğu ortamlardan izole etmek değil, kız çocuklarının eğitime erişmesinin önündeki her türlü engeli kaldırmak, yoksulluğu ve fırsat eşitsizliğini gidermek, çocuklarımıza parasız, kamucu, nitelikli, bilimsel eğitimi sunmak, çocuğunu okula göndermeyen aileleri ikna etmek, çocukların okula devamını sağlamak, çocuk evlilikleri engellemek, velilere karma eğitimin çocukların pedagojik gelişimi ve sağlıklı bir toplumsal yapı için önemini anlatmaktır.
Milli Eğitim Bakanımızı karma eğitimi hedef almaktan vazgeçerek onu korumaya çağırıyor, kız çocuklarının okullaşmasının önündeki engelleri kaldırmak konusunda bütün kurumsal kapasitemiz ve birikimimizle, Milli Eğitim Bakanlığı, Demokratik Kitle Örgütleri ve eğitim bileşenleri ile işbirliğine hazır olduğumuzu bildiriyoruz."
En Çok Okunan Haberler