SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa'da ekokırım: Toprak üreten fabrika var mı?

Bursa Su Kolektifi, kentteki ekokırım alanlarını ifşa ediyor. Karacabey ilçesi Bakırköy’de borlu su nedeniyle ürünleri yanan bir çiftçi, “Toprak üreten fabrika var mı?” sorusuyla toprağın değerini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 08.09.2022 10:47
Haber Güncellenme Tarihi: 08.09.2022 11:07
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Bursa'da ekokırım: Toprak üreten fabrika var mı?

PELİN AKDEMİR / BURSAPORT

Bursa Su Kolektifi, 4 Eylül Pazar günü Bursa’da tarım ve orman alanlarının yok edilmesi ve su kaynaklarının zarar gördüğü ekokırım alanları inceledi. Kolektif, bu kapsamda Nilüfer ve Karacabey ilçelerinde köy ziyaretlerinde bulundu.

ŞEHİR HASTANESİ İÇİN 600 BİN METREKARE ORMANLIK ALAN YOK EDİLDİ

Sabah 9’da yola çıkan kolektifin ilk durağı, 600 bin metrekare orman alanının yok edilerek 2015 yılında inşa edilen Bursa Şehir Hastanesi oldu. Güvenlik amiri, hastane içinde ‘gösteri’ niteliği taşıyan bir etkinlik yapılmasına izin vermedi. Kolektif üyesi Figen Ovat, hastane hakkında yaptığı bilgilendirmede Bursa Tabip Odası önderliğinde açılan davanın bilirkişi heyetinin raporuyla kaybedildiğini hatırlattı. Şehrin içindeki kamuya ait hastanelerin kapatılmasının insanları özel hastanelere yönlendirdiğini dile getiren Ovat, “Hastaneler şehrin içinde halka yakın olmalıdır. Sağlık özelleştirilemez. 25 yıllığına özel şirket tarafından işletilen hastanede hasta garantili ve yüzde 70’inin dolu olması zorunluluğu getiriliyor. İşçi, emekçi, sigortalı kesim, sağlığa ulaşımda sıkıntılar yaşıyor” ifadelerini kullandı.

Bursa Şehir Hastanesi

‘HALKIN 10 YILDA KULLANACAĞI SU MİKTARINI TEKNOSAB 1 YILDA TÜKETECEK’

Kolektifin bir sonraki durağı Nilüfer ve Karacabey ilçeleri sınırında bulunan Boyahane ve Tekstil Organize Sanayi Bölgesi, Deri ve Karma Organize Sanayi Bölgesi ve TEKNOSAB oldu. Nilüfer Çayı’nın kirletilmesini engellemek için kaçak boyahanelerin bir araya getirilmesi amacıyla Badırga Mahallesi’nde inşa edilmeye başlanan Boyahane ve Tekstil OSB, 10 yıldır tamamlanamadı. Öte yandan ‘üstün kamu yararı’ denilerek tarım alanları üzerine inşa edilen TEKNOSAB’a açılan dava 4 yıldır Danıştay’da bekliyor. Kolektif üyesi Caner Gökbayrak, “Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı vermediği için sermayedara TEKNOSAB inşaatı tamamlanma fırsatını verdi. Susuzluktan kuruma tehlikesiyle yüz yüze olan Uluabat Gölünü besleyen kaynaktan TEKNOSAB'a yılda 18,5 milyon metreküp su kullanımına izin verdi. Bu miktar o kadar büyüktür ki Karacabey halkının 10 yılda kullanacağı su miktarını TEKNOSAB yılda tüketecektir” diye konuştu.

TEKNOSAB, Deri ve Karma Organize Sanayi ve tarım alanları

Açılan davalar sonucunda ‘üstün kamu yararı’ denilerek sanayi bölgelerinin kurulmasına değinen Habib Göbelez ise “Üstün kamu yararı, gıda güvenliği için mücadele ettiğimiz bu dönemde tarım arazilerinin yok edilip sanayi yapılması mıdır? Bu üç sanayi bölgesi, Uluabat Gölü’nün suyunu hem kullanıyor hem kirletiyor” dedi.

SUDA YÜZDE 1 VEYA 2 OLMASI GEREKEN BOR SEVİYESİ 14,968 ÇIKTI

Kolektif, daha sonra Karacabey ilçesi Bakırköy’de köy muhtarı ve vatandaşlarla bir araya geldi. Köy kahvesinde yapılan sohbette tarla sahipleri borlu suyla sulanan ürünlerin yandığını anlattı.

Mustafakemalpaşa Çayının Orhaneli Çayı'ndan ayrıldığı Kestelek Köyü yakınlarında Etimaden'e ait bor madeni bulunuyor. Köylüler, Mustafakemalpaşa Çayından ve bu çaydan beslenen sulama kanallardan borlu suyun yıllardır ürünlere zarar verdiğini belirtiyor. Karacabey’de Bakırköy, Paşa Çayırı, Orta Çayır, Çakılı Kuyu mevkileri, Mustafakemalpaşa’da Yeşilova, Tepecik, Azatlı, Ormankadı köyleri bor kirliliğinden etkilenen yerler arasında. Fakat 30 Haziran 2022 tarihinde Emet Çayı üzerinde kurulu Devecikonağı Barajı’ndan bırakılan sulara olması gerekenden fazla bor miktarı karışmış. Borun seviyesi yüzde 1 veya 2 olması gerekirken en son yapılan sulama suyu analizinde bor seviyesi yüzde 14,968 oranında çıkıyor.

Bursa Su Kolektifi, borlu su sorununu köy muhtarı ve köylüler ile görüştü.

Köy muhtarı Kazım Önen, Cimer’e de yazmış, cevap alamamış. 2012 yılından itibaren bor yüzünden mahsullerde kalite düşüklüğü nedeniyle tüccarların ürünleri satın almak istemediğini söyleyen muhtar Önen, “Halkın söylediği şey, tamirat için barajın boşaltılması sonucu suyu birden salıyorlar. Herkes sulama suyu diye arazilerini suladı. Kimse o kadar çok borlu olduğunu bilmiyordu. Ondan sonra ürünler tamamen yandı. Maalesef maden ocakları çiftçiden daha önemli” diye konuştu.

‘ETİ BOR 165 BİN DEKARLIK ARAZİDEN DAHA DEĞERLİYMİŞ’

Borlu su nedeniyle tarlada yanan domatesini gösteren muhtar azası Cengiz Kula, şöyle konuştu:

“Toprak olmazsa gıda olmaz, gıda olmazsa insan olmaz. Ağaç olmazsa yağmur da yağmaz. Yarın bir gün toprak altı sularına da karışacak. Oradan tarlayı sulasak yine yanacak. Bitkinin gelişimini bitiriyor. Artezyen su kaynağı ile 14 ton ürün alınırken, borlu su kullanıldığında 7 ton ürün alınıyor. Mısır da aynı. Bir dönümde mısırda dekara 300 kilogram kayıp. Maliyeti 2 bin liraya denk geliyor.”

Borlu suyun 165 bin dekarlık araziyi etkilediğini ve zamanla toprak altındaki sulara da geçtiğini söyleyen Kula, “Koca kış bu tarladan kazanacağım parayla geçimimi sağlayacaktım. Bir tek Eti Bor 165 bin dekarlık araziden daha değerliymiş. Yetkililerden bu konuya el atmalarını istiyoruz yoksa toprak ana yok olup gidecek. Toprak üreten fabrika var mı?” diye sordu.

İsmini vermek istemeyen tarla sahiplerinden biri Mustafakemalpaşa İlçe Tarım Müdürü ile arasında geçen bir diyaloğu aktardı. Sulara bor karışmasına ilişkin şikayetlerini anlatan tarla sahibine müdürün yanıtı, “Nasıl mücadele edeceksin? Yağmur yarıyor, kayalardan süzülüyor, bor geliyor” oluyor. “Yapma müdür, bu kadar da olmaz. Baraj dolunca salıyorsunuz borlu suyu” dediğini söyleyen tarla sahibi, müdürün Mustafakemalpaşa’dan AK Parti Belediye Başkan aday adayı olduğunu öğreniyor.

Borlu su nedeniyle yanan domates ve mısır tarlaları

‘ÇAPRAZ ÇAYI, NİLÜFER ÇAYI’NI KABUL ETMİYOR’

Kolektif, köylülerle vedalaştıktan sonra Karacabey ilçe merkezinde basın açıklamasında bulundu. İzinsiz yapılan basın açıklamasına polisin tepkisi ılımlı oldu. Kolektif, açıklama sona erdikten sonra polis memurunun “İzin alırsanız biz de güvenlik önlemlerimizi alabiliriz” sözleriyle alandan ayrıldı.

Kolektifin bir sonraki durağı, Karacabey’in Hayırlar Köyü’nde Nilüfer Çayı ve Susurluk’tan gelen Çapraz Çay’ın birleştiği nokta oldu. Sanayi bölgeleri ve kaçak fabrikaların çalıştırılmayan atık su arıtma tesisleriyle kirletilen Nilüfer Çayı’ndan gelen kahverengi suyun temiz akan Çapraz Çayı’n suyuna karışmadığı gözlendi. Kolektif üyesi Ferhan Küçük, “Nilüfer Çayı’ndaki kirlilik o kadar bariz ki Çapraz Çayı, Nilüfer Çayı’nı kabul etmiyor. Nilüfer Çayı su değil katran akıyor. Nilüfer Çayı’nı bu duruma getiren Bursa’nın sermayesidir” şeklinde konuştu.

Karacabey ilçesi Hayırlar Köyü'nde Nilüfer çayı ve Çapraz çayın birleşim noktası

‘TURİSTİK TESİS İLE ŞEHİR YAŞAM TARZI DOĞAYA TAŞINIYOR’

Kolektifin son durağı Karacabey Longoz ormanları oldu. Karacabey longoz ve kumsalı, Tabiat Parkı olarak koruma altına. 2017 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile Karacabey Belediyesi arasında yapılan protokolle korunması gereken longoza Belediye turistik tesis yaptı. Longozun turistik tesise uygun bir yer olmadığını dile getiren kolektif üyesi Jale Büyükurgancı, “Longoz, en büyük özelliği olan nilüfer çiçeklerinin yanı sıra 250’e yakın kuş türünün beslenme ve üreme alanıdır. Burada doğa yürüyüşü yaparsınız. Ne yazık ki belediye turistik tesis ile şehir yaşam tarzını doğaya taşıyor. Longozda bulunan bütün kaçak ve turistik tesislerin yıkılarak doğaya zarar vermesinin engellenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Longoz ormanlarında belediye tarafından yapılan turistik tesis

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.