'Nişasta bazlı şeker tamamen yasaklanmalı'

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasının yüzden 10'dan yüzde 5'e düşürülmesinin şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı verilen mücadeleyi kırmayı amaçladığını ileri sürerek, "Asıl olan kotanın düşürülmesi değil, şeker fabrikalarının satılmaması ve NBŞ kullanımının yasaklanmasıdır" dedi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

TBMM Genel Kurulu'nda şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin olarak söz alan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, nişasta bazlı şeker üretiminde kotanın düşürülmesi ile şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı verilen kararlı mücadelenin kırılmasının amaçlandığını ileri sürerek, "NBŞ kotası yüzde 10'dan yüzde 5'e düşürüldü. Ama asıl olan kotanın düşürülmesi değil, şeker fabrikalarının satılmaması ve NBŞ kullanımının yasaklanmasıdır" dedi.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı bir grup milletvekili ile birlikte Anadolu'daki şeker fabrikalarını ziyaret ettiklerini buralarda her partiden vatandaşlarla birlikte fabrikaların satılmasına karşı dayanışma sergilediklerini belirten Sarıbal, pancar üreticisinin korunması gerektiğini ifade ederek bu konuda Avrupa'dan örnekler verdi.

Nişasta bazlı şeker üretiminde yüzde 10 olan kotanın yüzde 5'e düşürülmesinin olumlu olduğunu ancak bunun talepleri karşılayacak düzeyde olmadığını kaydeden Sarıbal, "Biz nişasta bazı şeker üretiminin bu topraklardan tamamen çıkarılmasını istiyoruz." dedi. "Bu iyi bir gelişme gibi gözükse de arkasında bazı şeyleri aramamzı gerekiyor" diyen Sarıbal, şöyle devam etti:

"İlk olarak; Bu yüzde 5 kota indirimi şeker fabrikalarının özelleştirilmesini kolaylaştırmak için yapılmıştır. İkinci ve saklı olan ise, uzun süredir şeker piyasasında egemen olan yabancı şirketlerin ve nişasta bazlı şeker üreticilerinin nişasta bazlı tatlandırıcıyı bu kotanın dışına çekmek, şeker kimyası içinden çıkarıp başka bir alana sürüklemek istemeleridir. Yüzde 5 olumludur ancak devamını görmek gerekir. Bu şeker fabrikalarını özelleştirmek için için yeterli bir iyi niyet anlamına gelmez.

'Koltuk ittifakı değil, şeker ittifakı yapıyorlar'

Türkiye'nin her yerine fabrikaları için direnen her partiden emekçileri, köylüleri, onurlu milletvekillerini selamlıyorum. Onlar Türkiye'nin vazgeçilmez unsuru olan, temel üreticilerinin köylülerin haklarını koruyorlar. Koltuk ittifakı değil, şeker ittifakı yapıyorlar. Şeker vatandır satılamaz diyorlar.

Bugün Türkiye'de 106 bin civarında şeker pancarı üreticisi var. 350 bin kişi doğrudan ilgilenen, 10 milyon insanı etkileyen ama 80 milyonun sağlığını ilgilendiren bir şeker üretimi var. 33 fabrika ortalama olarak yılda 3 milyon 100 bin ton şeker üretme kapasitesine sahip

Nişasta bazlı şeker ve tatlandırıcı üretimi kapasitesi ise 1.5 milyon ton. Bunlar ne yapıyor C kotası yurtdışına ihracat, B kotası güvenlik için stokta tutulması gereken, A kotası ise ülkenin şeker ihtiyacı. Şeker fabrikalarının zarar etmesinin nedeni kotalı üretimdir. Yani engellenmiş üretim biçimidir. Eğer siz kotalı üretim yaptıysanız, fazla şeker pancarı üretiyorsanız, o şeker pancarını yarı fiyata satıyorsunuz. Çiftçiyi otomatik olarak zarara uğratıyorsunuz.

Uzun zamandır şöyle deniyor, Cargill'in raporu da öyle; şeker fabrikaları zarar ediyor. Birleri sürekli aldatılan bir yapıyı aldatabilir ama bizi aldatamaz Şeker fabrikalarının zarar etme hikayesi bir yalandır. Ağrı, Samsun, Kırklareli ve Susurluk şeker fabrikaları çeşitli nedenlerle kimi 4 yıl kimi 2 yıl kimi 1 yıl pancar fiyatlarının istikrarsızlığı nedeniyle kapatıldı. Tamamen yalandır. Yine Cargill gidiyor iktidara gıda enflasyonunun nedeni Türkiye şekeridir diyor. Yani şeker pancarı. Bilinki bu tamamen yalandır.

Fransa ve Almanya'nın ürettiği şekerin fiyatı ile bizim şeker fiyatımız aynıdır. Fark şudur; Onlar şeker pancarı üreticisini bizim 14 katımız kadar daha fazla desteklemektedirler. Hatta Fransa yıllık tükettiği şekerin tam 2 katını üretmektedir. Neden? Çünkü Tunus'a, Irak'a, Suriye'ye satıyor."