Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik, AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ile ismini anmadığı bazı AK Partililer'i sert dille eleştirdi.
Bursa Hakimiyet Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Özdal'ın sorularını yanıtlayan Faruk Çelik, "Bir il başkanının partisinin bakanını karşılamaması siyasette alışılmamış bir durumdur. İl başkanıyla aranızda bir sıkıntı var mı?" sorusu üzerine "Bursa'da 5-10 arkadaş, Urfa'ya gittim diye rahat ettiler diye düşünüyordum. Ben Urfa'ya gittim hala rahatsızlar. Beni karşılamaları kendi sorunlarıdır. Ama kendilerine baksınlar nasıl bir dünyada yaşıyoruz diye. İkincisi de maalesef ufukları dar mı dar. Onlar nelerle uğraşıyorlar. Sen ne dersen de ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyım sen ne konuşuyorsun. Bursa'da 5-10 kişinin dünyası bizim dünyamızda yok. Ben o arkadaşların bunu anlamasını istiyorum. Herkes aynaya baksın" dedi.
İşte Mustafa Özdal'ın ropörtajı:
Mustafa ÖZDAL (Bursa Hakimiyet)
Çalışma Bakanlığı'nda köklü revizyon kapıda!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'le, Bursa'daki konutunun bahçesinde uzun bir söyleşi yaptık.
Çelik, Güneydoğu sorunundan bakanlığının sorunlarına, karşılama krizinden Adliye Sarayı'nın yerine kadar merak edilen birçok konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Çalışma Bakanlığı'na ikinci kez atandınız İlk icraatınız ne olacak? SENDİKALARA MÜJDE, BARAJ İNİYOR Çalışma Bakanlığı'na tekrar atanmamı anlamlı buluyorum. Bakanlığımız 73 milyonu ilgilendiren çok önemli bir bakanlıktır. Geçmiş dönemde bakanlığını temel sorunlarıyla ilgili çok ciddi reformlar gerçekleştirmiştik. İlk işimiz salı günü üçlü danışma kurulunu toplamak olacak. Salı günü ilk toplantıyı gerçekleştirip nerede kaldık ve hangi noktadayız bunu değerlendireceğiz. İlk icraatımız 12 Eylül'den kalma sendikal mevzuatı ortadan kaldırmak olacak. Örgütlenmenin önündeki barajlar büyük ölçüde kalkacak. Ülke genelinde yüzde 10'luk işletme bazında yüzde 50'lik bir baraj var. Bunlar makul düzeylere çekilecek ve böylece örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracağız. Örgütlenmeyi teşvik edeceğiz. Ayrıca Anayasa'da yapılan değişiklikle uyum yasaları gündemde. Uyum kanunlarını yapacağız. 15 Ağustos'ta toplu görüşme yapılıyordu. Şimdi toplu sözleşme yapmamız gerekiyor ama onun mevzuatı yok. REVİZYON KAPIDA Eski bakan Ömer Dinçer, sizin Çalışma Bakanlığı döneminizdeki kadrolarınızın önemli bölümünü değiştirmişti. Bu dönemde siz de revizyona gidecek misiniz? Tabii tabii. Kimden netice alabilirsek. Ömer Bey geldiği zaman bizim ekibimizin önemli bir bölümü gitti veya ayırdılar. Biz de çalışacağımız ekiple geleceğiz. Çalışacağımız ve netice alacağımız kadrolar kimlerse onlarla çalışacağız. Geçen dönemde önemli reformları birlikte gerçekleştirdiğimiz arkadaşlar vardı ve bazılara halen bakanlık bünyesinde çalışıyor. Onlarla birlikte çalışacağız. Kimler gidecek? Mesela Ömer Bey'in müsteşarı izine ayrılmış, ilk işimiz müsteşar atamak olacak. Çünkü işin başı o. Bursa, revizyondan etkilenecek mi? Mesela, Bursa SGK Müdürü ile ilgili bir tasarrufunuz olacak mı? Çalışma hayatı Bursa için önemli. O dönemde de Bursa'ya ilgimiz vardı bu dönemde de olacak. Dolayısıyla bakanlığın Bursa için önemli olduğuna inanıyorum. SGK İl Müdürü arkadaşımız, benim bildiğim ve benim dönemimde İstanbul'a atadığım bir arkadaş. Ben o düzeyde olaylara bakmıyorum. Bürokraside, aşağıda ilde veya ilçede ne var ne yok diye bakmam. Çekirdek kadrodan bahsediyoruz. Sendikal mevzuat 1980'den önce kalma bir konuysa, bu sorunu kiminle çözeceksiniz? Hangi çekirdek kadro gece 2'lere 3'lere kadar çalıp da bu sorunu olgunlaştıracak sadece olgunlaştırılması önemli değil Meclis'e yasa haline getirecek, ona bakarız biz. KORUCULUK KALKIYOR MU? Kürt kökenli nüfusun yoğunlukta olduğu Şanlıurfa'da önemli bir başarı elde ettiniz. Güneydoğu sorununun çözümünde hükümet bu dönem hangi adımları atacak veya atmalı? Güneydoğu sorunun, zindan ve kabristan kavramlarıyla çözemezsiniz. Ne zindan çözümdür ne de kabristan. Ankara bakışıyla Güneydoğu meselesini kavramak, çözüm üretmek de mümkün değil. Yani araziyi bilmek görmek gerekiyor. Arazideki insanların psikolojisini ve sosyal etkileşiminin ne şekilde oluyor ne olup bitiyor hangi unsurlar insanları şiddete, çatışmaya itiyor? Bunları orda tespit ederseniz reçeteyi doğru yazarsınız. Reçeteyi doğru yazmak istiyorsanız yerinde birebir diyalog zorunluluğu var. Ankara bugüne kadar çok imkan göndermiş. Mesela Bursa'ya gönderdiği KÖYDES imkanlarının 2-3 katını Şanlıurfa'ya göndermiş. Ama neticede sorun burada yok, orada var. Somut olarak, hangi adımların atılması gerekiyor? En önemli sorun devletle milletin buluşmasını engelleyen aracı unsurlar. Buna oradaki feodal yapı da diyebilirsiniz, orada oluşan güç odakları da diyebilirsiniz ne derseniz deyin. Devletle millet buluşmayınca devlet adına konuşanlar devletle milletin arasını açıyorlar. Devletle millet arasındaki buluşmayı engelleyen resmi ve gayri resmi tüm unsurların ortadan kaldırılması gerekiyor. Herkes kendi konumunda hizmet edecek. Devletin asli görevi vatandaşla birebir ilgilenmek ve onların sorununu çözmek. Siz devlet olarak bunu yapmıyorsanız birileri yapıyorsa o zaman başkası devlet eline geçiyor ve onun zalimane tutumu devlete fatura ediliyor. Vatandaş da devletinden uzaklaşıyor. ADLİYE SARAYIYLA İLGİLİ MESAJ Sizin Yıldırım'a yapılmasını uygun bulduğunuz Adliye Sarayı'nın BUTTİM'deki bölgeye kaydırılması söz konusu. Bursa Baro Başkanı Av. Zekeriya Birkan'ın bu girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben Adliye Sarayı'nın yerinin belirlenmesinde zorluk çeken dönemin başsavcısına yardımcı oldum. Otosansit'deki yeri bin bir güçlükle Adalet Bakanlığı'na tahsis ettik. Orada 100 bin metrekarelik bir proje yapıldı. Büyük ölçüde ihale aşamasında. Oradaki sorun benim sorunun değil ki. Ben olduğum için olmuş bir şey de değil. Adalet Sarayı'yla ilgili Nilüfer eski belediye binasıyla ilgili bina vardı sıcak bakılmadı, Hürriyet ve Balıklı'daki bölge de uygun bulunmayınca ulaşımı kolay olan ve kentin doğusunu güçlendirecek olan mevcut bölgeyi seçtik. Ama Faruk Çelik Şanlıurfa'ya gitti diye yer değiştiriliyorsa o taktir kendilerinin ona diyeceğim bir şey yok. Umarım hızlı bir şekilde bitirirler. Peki Adliye Sarayı'nın BUTTİM'e yapılmasına müdahil olacak mısınız? Ben neden müdahil olayım. Bursa milletvekilleri bakan ağabeyleriyle Bülent Ağabeyle oturup bir karar veriyorlarsa hayırlı olsun deriz. Mühim olan Bursa'ya adiyle sarayı yapılmasıdır. BAKAN YARDIMCISIYLA İLGİLİ İPUCU Bakan yardımcınızı belirlediniz mi? Yoğun bir şekilde sosyal taraflarla birlikte olacağımız için, o cephede bir arkadaş olacak. Siyasi bir kimlik olacak ama bir yandan da kamu çalışanı olacak. Memur diyeceğiz ama bir yandan da siyasi bir yönü olacak. O konuda çalışıyoruz. Sosyal taraflarla hiç iletişimi olmayan bir ismi getirmemiz zor. KARŞILAMA KRİZİYLE İLGİLİ SERT AÇIKLAMA Partinizin Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın'ın Bursa'da sizi karşılamaya gelmemesi kamuoyunda tartışıldı. Konuyla ilgili hiç konuşmadınız. Neler söyleyeceksiniz? Benim Bursa'da teşkilat karşıladı zaten. Karşılamama kimin geleceği kimin gelmeyeceği merak etmediğim ve öyle bir beklenti içinde de olmadığım bir konudur. Ben Şanlıurfa'ya gittim 3 bin kişi karşıladı Bursa'ya geldim birkaç bin kişi karşıladı. Ben neden karşıladınız demedim. Bir il başkanının partisinin bakanını karşılamaması siyasette alışılmamış bir durumdur. İl başkanıyla aranızda bir sıkıntı var mı? Bursa'da 5-10 arkadaş, Urfa'ya gittim diye rahat ettiler diye düşünüyordum. Ben Urfa'ya gittim hala rahatsızlar. Beni karşılamaları kendi sorunlarıdır.
Ama kendilerine baksınlar nasıl bir dünyada yaşıyoruz diye. İkincisi de maalesef ufukları dar mı dar. Onlar nelerle uğraşıyorlar. Sen ne dersen de ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyım sen ne konuşuyorsun. Şanlıurfa'yı silip süpürüp gelmişiz, Türkiye'yi silip süpürüp gelmişiz. Ankara'da bizim konuştuğumuz bunlar değil. Bursa'da 5-10 kişinin dünyası bizim dünyamızda yok. Ben o arkadaşların bunu anlamasını istiyorum.
Ama halen 5-10 kişi bunlarla meşgul. Soruyorum size bugüne kadar karşılanmamamla ilgili hiçbir demeç alabildiniz mi benden. Çünkü benim dünyamda böyle bir şey yok. O onların kendi sorunları. Karşılarsın veya karşılamazsın. Ama herkes aynaya baksın.
Ben Bursa'ya geldiğim zaman, bir günde hem sevinci hem de üzüntüyü birlikte yaşadım. Öncelikle bir torun sahibi oldum, ilk olarak Başbakan beni aradı ve Bursa'da tanıdığım herkes aradı. Akşam ağabeyimle ilgili hiç beklemediğim haksız bir ithamla karşı karşıya kaldık. Ve bununla ilgili de geçmiş olsun demeyen kalmadı. Ertesi gün annem babam kalp krizi geçirdi. Hastaneye de gelmeyen kalmadı. Urfa'dan başarıyla döndüm tebrik etmeyen kalmadı.
Çalışma Bakanı oldum aramayan kalmadı. Sevincimi ve üzüntümü paylaşmayanların Allah sıkıntı vermesin ama başlarına bir şey gelseler de ben onların yanında olacağım. Osmangazi ilçe başkanımızın amcası vefat etmiş tüm programımı iptal ettim ve onun yanında olacağım. Tekrar söylüyorum bu benim sorunum değil. Aramayan 5-10 kişiymiş önemli değil. Ama ben AK Parti'nin kabinesinin bakanıyım. Sadece bu meseleleri medyaya taşıdıkları için üzülüyorum. Benim babam hastaneye kaldırıldığı için herkes geçmiş olsun demek zorunda değil. Ama herkes de oturduğu koltuğa baksın oturduğu yer neresi nereye oturuyor ve yapması gerekenler nedir ona bakması gerekiyor.
Ankara'ya gittiğim zaman bunlar aklımın ucundan geçmiyor.Ben İstanbul'a gittim İstanbul il başkanı karşıladı beni, Urfa'ya gittim karşıladılar, hangi ile gittiysem de karşılandım. Resmi gayri remiymiş buluyorlar beni yemek de ikram ediyorlar yolcu da ediyorlar. Beni karşılamaları kendi sorunları. Bu soruların bana sorulmasını da uygun bulmuyorum. Çünkü burada CHP teşkilatıyla AK Parti'nin bir bakanının mevzusu değil mesele. Ve bunları kendileri medyaya taşıyorlar. Ben medyaya taşımıyorum. Beni karşılayıp karşılamamaları rahatsız etmiyor. Ama bizim kurumsal olarak AK Partili kimliğiyle bir sorumluluğumuz var. Eğer bunun bilincinde değilseler de o onların sorunudur.
Mustafa ÖZDAL'ın ropörtajına ulaşmak için TIKLAYINIZ...
Ama kendilerine baksınlar nasıl bir dünyada yaşıyoruz diye. İkincisi de maalesef ufukları dar mı dar. Onlar nelerle uğraşıyorlar. Sen ne dersen de ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyım sen ne konuşuyorsun.