Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın, koronavirüsün yayılma hızının düşürülebilmesi için 21 günlük kapanma olması gerektiğini belirterek, "Aşılar toplumsal mülkiyet olarak görülmeli ilaç tekellerinin mülkü olmaktan çıkarılmalı, aşıların formülleri ve yapım aşamaları tüm dünya ülkeleriyle paylaşılmalıdır" dedi.
Emek Partisi Bursa İl Örgütü, "21 Gün Tam Kapanma, Tüm İnsanlığa Ücretsiz Aşı" çağrısıyla Kent Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın, "Her gün açıklanan resmi rakamlara göre 150'nin üzerinde insanımız Covid-19 virüsü nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu verilerin ne kadar doğru olduğu ciddi tartışma konusu. Biz sadece rakam olarak sonuçları duyuyoruz ancak kimlerin yaşamını yitirdiğini, hangi bölge ve illerde yoğunlaştığını, yaş aralığının ne olduğunu bilmiyoruz. Ama sonuçta her gün haberleri açtığımızda, sosyal medya hesaplarımıza baktığımızda yeni ölüm haberleri almaktan yorulduk. Bizler ekranda rakamları görüyoruz ama o rakamların hepsi ayrı bir hayat ve her açıklanan rakamla bir ocağa ateş düşüyor. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada ölümler artıyor" dedi.
"ÜLKEMİZ AŞI KONUSUNDA YAYA KALDI"
Salgının en çok işçileri, emekçileri, yoksulları vurduğunu hep birlikte görüyoruz diyen Özaydın, "Dünyanın ve ülkemizin varsılları her türlü koruma zırhının ardında yaşamlarını sürdürürken, işçiler sabahın köründe servis araçlarıyla fabrikalara, üretim alanlarına gönderiliyor. Tedbir amacıyla birçok kez sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, insanlara sürecin başından bu yana 'evde kal' çağrıları yapılırken işçiler üretim alanlarına sürülüyor." diye konuştu.
Tek çarenin aşı olduğunu ifade eden Özaydın, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu anda dünyada farklı ülkeler tarafından geliştirilen 20'ye yakın aşı var. Bunlardan bazıları faz 3 testleri tamamlanarak uygulanmaya başladı. Tüm dünya ülkeleri üretilen bu aşılardan siparişler vererek sürece dâhil oldular. Mali gücü yerinde olan örneğin İngiltere, Avusturalya gibi ülkeler nüfuslarının 4 katı aşıyı almak için anlaşmalarını çoktan yaptılar. Ülkemiz bu konuda yaya kalanlardan. Sadece Çin'de üretilen SİNOVAK aşısından 50 milyon adet sipariş verebildik. Ayrıca BİONTEK aşısından da 4,5 milyonluk anlaşma yaptığımız Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandı. Bu aşılardan sadece SİNOVAK aşısından 3 milyon adet geldiği ve önümüzdeki günlerde aşı çalışmalarına başlanacağı açıklandı. Kalan miktarın ne zaman geleceği nasıl bir programlamayla aşıların yapılacağı hala açıklanmış değil. İngiltere sarayında yaşayan tüm şahısların hangi sırayla aşı olacağını internetten öğrenebiliyoruz ancak kendimizin ne zaman aşı olacağı, hangi grupta yer aldığımızla ilgili hiçbir fikrimiz yok"
"AŞI KARŞITLIĞINI DOĞRU BULMUYORUZ VE REDDEDİYORUZ"
"Biz öncelikle tüm yurttaşlarımızın koşul ne olursa olsun bilim insanlarının açıklamaları ışığında aşı olmalarını öneriyoruz" diyerek devam eden Özaydın, şu soruları yöneltti:
"Aşı karşıtlığını doğru bulmuyoruz ve reddediyoruz. Ancak böyle düşünüyor olmamız aşı süreciyle ilgili düşüncelerimizi ve eleştirilerimizi açıklamamıza engel değildir. Buradan AKP iktidarına soruyoruz. Avrupa Birliği Ülkeleri 6, ABD 5, Hindistan, Japonya, İngiltere, Brezilya, Arjantin 3 çeşit aşı alırken siz neden ülkemiz yurttaşlarını sadece Sinovac aşısına mahkûm ettiniz? Bilim insanlarının açıklamalarına göre bağışıklık oluşturabilmek için nüfusun en az yüzde 67'sinin aşılanması gerekiyor. Bu nedenle AB 1 Milyar 460 Milyon doz, ABD 1 Milyar 110 Milyon doz, Hindistan 1 Milyar 800 Milyon doz, Japonya 290 Milyon doz, İngiltere ve Endenozya 140 Milyon doz, Brezilya 196 Milyon doz, Kanada 246 Milyon doz, Avustralya 104 Milyon doz aşı alırken ve ülkemize ilk etapta en az 120 milyon aşı gerekirken neden 25 milyona ancak yetecek kadar aşı aldınız?
3. faz sonuçlarına göre; Biontech, Moderna ve Sputnik aşılarının yüzde 95 koruyuculuğu açıklanmışken, neden koruyuculuk oranı Brezilya tarafından önce yüzde 78, sonra yüzde 50,38 olarak, Endenozya tarafından yüzde 65 olarak açıklanan ve 65 yaş üzerindeki insanlarda hiç denenmemiş Sinovac aşısını tercih ettiniz? Sinovak aşısı faz 3 çalışmalarına ülkemiz de dâhil dünyanın hiçbir yerinde 60 yaş üzeri insanları dâhil etmedi. Bu nedenle Brezilya ve Endenozya bu aşıları 60 yaş üzeri vatandaşlara uygulanmayacağı belirtildi. 9 aydır ev hapsine mahkûm edilen, hepimizin büyüğü olan ve gözümüz gibi bakmamız gereken 65 yaş üzeri büyüklerimize ilk etapta aşı yapılmayacaksa bu ev hapsi ne zaman bitecek? Yine ücret bakımından Biontech 50, Moderna 39, Astra Zeneca 6, Sputnik aşısı 20 dolarken siz neden 60 dolarlık Sinovac aşısını tercih ettiniz? Dünyada aşıya ulaşmayan yoksul ülkelerin aşıya erişebilmesi amacıyla Dünya Sağlık Örgütü Aşıları Küresel Erişim Tesisi'ni (Covax) kurdu. Bu birliğe 180 ülke katılıp aşı paylaşım programına sahip çıkarken Türkiye neden bu ittifaka katılmayan beş ülkeden biri oldu?"
"AŞI İLAÇ TEKELLERİNİN MÜLKÜ OLMAKTAN ÇIKARILMALI"
Dünyanın neresinde olursa olsun üretilen tüm aşıların insanlığın ortak malı olduğunu ifade eden Özaydın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hepsi de kamu kaynaklarıyla yetişmiş bilim insanları tarafından keşfedilmiştir. Aşının bulunma aşamasına kadar kamu kaynakları sonuna kadar kullanılmış, ancak buluş yapıldıktan sonra patent yoluyla uluslararası sermaye tarafından alınıp satılır meta ya dönüştürülmüştür. Bu nedenle yapılması gereken açık ve nettir. Sürecin başından bu yana ifade ettiğimiz gibi; Aşılar toplumsal mülkiyet olarak görülmeli ilaç tekellerinin mülkü olmaktan çıkarılmalı, aşıların formülleri ve yapım aşamaları tüm dünya ülkeleriyle paylaşılmalıdır. Aşılar üretilebilen ülkelerde üretilmeye devam edilmeli, üretilemeyen ülkelere üretim için teknik altyapı sağlanmalıdır. Üretilen tüm aşılar Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde her ülkenin bağımsız sağlık kuruluşları temsilcilerinden oluşturulan bir kurul tarafından dağıtılmalıdır.
Görünen odur ki ülkemiz yurttaşlarının aşı yoluyla bağışıklığının sağlanması pek mümkün görünmüyor. Ülke nüfusundan fazla aşı alan ve aşı uygulamasına 10 Aralıkta başlayan İngiltere, nüfusunun 4 katı aşı alan Almanya gibi ülkeler geçtiğimiz günlerde 1 aylık kapanma kararlarını açıkladılar. Virüs yayılma hızının düşürülebilmesi için aylardır söylediğimiz 21 günlük kapanma kararının mutlaka verilmesi gerekiyor. Elbette bu kapanma kararının gereği yerine getirilip, tüm yurttaşlarımızın gelirleri devlet tarafından karşılanmalı, emekçilerin hak kaybına uğramasına izin verilmemelidir. Sağlık en temel insan hakkıdır ve bu hakkın gereğini yerine getirmek her iktidarın en temel görevidir. Buradan tüm yurttaşlarımızı sağlık hakları için, güvenli yaşam hakkı için; işçisiyle, kamu emekçisiyle, işsiziyle, genciyle, kadınıyla mücadele etmeye, taleplerini her koşulda dile getirmeye çağırıyoruz"