
OLAY Gazetesi Yazarı Özlem BUĞDAY YAĞMUR'a Ali Nihat Irkörücü'nün hakkındaki ortaya attığı ağır suçlamalara yanıt veren Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Irkörücü'nün aktif siyasetten çekilmesini çok anlamlı bulduğunu söyledi.
Hakkında ortaya atılan, "delegelere baskı yaptı, işten çıkarmakla tehdit etti, Belediyede rüşvet çarkı dönüyor" gibi iddiaları reddeden Bozbey, iddia sahiplerinin bunları ipatlamakla yükümlü olduğunu dile getirdi.
İşte Özlem BUĞDAY YAĞMUR'un yazısı:
Bozbey'den Irkörücü'ye yanıt...
Hemen herkesin perişanları oynadığı kongre sürecindeki en sert ve ağır ithamlar, (CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli'nin tüm zamanlardaki tartışmasız birinciliğini saymaz isek) Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey üzerinde odaklandı.
Hele PM eski üyesi Ali Nihat Irkörücü'nün, aktif siyaseti hangi sebeplere istinaden bıraktığını izah ettiği (Balyoz misali) yazılı açıklamasındaki (Örtülü) suçlamalar kelimenin tam anlamıyla akıllara zarardı!
Nitekim, dün Mustafa Bozbey arayarak kendisine yöneltilen suçlamaların tamamını reddetti.
Az fenadan çok ama çok fenaya doğru gidecek olur isek Bozbey'in açıklaması söyle:
"Kongre ortamında herkes gibi ben de taraftım. Benim de herkes gibi bir oyum vardı ve bunu kullandım. Ancak, değil insanlara baskı yapmak, 612 delegeden bir Allah'ın kulu çıkıp desin ki, 'Bozbey beni telefonla aradı. Şuna oy ver ya da buna verme!' dedi. Bunu söyleyecek bir kişi bile çıkamaz. Süreç boyunca herkese eşit mesafede durdum."
Pekii ya, "Falancaya oy vermezsen işten atarım, attırırım!" Tehditlerine ilişkin iddiaları?..
"Bu, insan onuruna, ahlakına aykırı bir şey. Böyle bir şeyin yapılmış olması mümkün mü? Her kim mağdur olduğunu iddia eder ise ispatlasın!"
Ya, rantlar-mantlar, akçeli ve de alengirli işlere ilişkin iddialar?..
"Bunlar çok çirkin iftiralar... Dervişe sormuşlar. 'Şunu nasıl bilirsin?' Diye. O da, 'Kendim gibi...' Demiş. Burada da aynı durum söz konusu. Demek ki bu iddiaları gündeme getirenler bir şeylerin peşinde! Siyasi ahlaka yakışmayan bu tür iftiraları aynen iade ediyorum. Böyle insanların siyasetten çekilmesini de çok anlamlı ve doğal buluyorum!"
Bozbey'in yanıt hakkını da, Ali Nihat Irköcü'nün açıklamasında olduğu gibi yorumsuz aktarayım. Zira bir mevzu var ki ona dair yorum yapmazsam çatlarım.
CHP İl başkan adaylarından Metin Çelik, belediye meclis üyeliklerinin çarçur edilmesi hususunda pek kıymetli meslektaşım Mustafa Özdal'a yaptığı değerlendirmede öncelikle demiş ki:
"Bu makamlara gökten zembille inmiş gibi getirilmişseniz bu tür istifalar yaşanıyor. Emek vermediğiniz bir makamı çok çabuk terk edebilirsiniz."
Çelik'in bu noktadaki eleştirisine aynen katılıyorum. Zembille gelenler, zembillerine bindikleri gibi çekip gider!
Fakaaaaaaat,
Aynı Metin Çelik değerlendirmesinde, işin parasal boyutuyla ilgili öyle bir zihniyet ortaya koymuş ki, hayretler içerisinde okudum!!!
İfade şöyle: "Bizler yıllarca partimiz için masraf yaptık. Ancak bu iki arkadaş (Aslanhan ve İrgil ikilisi kast ediliyor.) hiç emek vermeden, tek kuruş para harcamadan meclis üyesi oldular!!!"
O zaman Sayın Çelik'e sormak farz olur:
"Hem sol, hem de halkçı partinizden meclis üyesi olabilmenin ederi nedir?"
Daha da nete getirecek olur isek, CHP'den meclis üyesi olmak için (Sizin deyiminizle) kaç kuruş harcamak gerekir?
Zihniyetin ardından miktara da bir açıklık getirin ki, harcayacak parası olmayıp, yalnızca aklına, fikrine ve bir de emeğine güvenen saftirikler bir dahaki dönemde hiiiiç yeşillenmesin!