
Bursa Kadın Platformu, son bir ayda kentte art arda yaşanan kadın cinayetleri ve nefret saldırılarına karşı Fomara Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama, saat 19.00’da Nilgün Arslanoğlu tarafından okundu.
Platform, geçtiğimiz gün Nilüfer’de bir kafede ayrıldığı erkek tarafından silahla vurularak öldürülen kadın cinayetine dikkat çekerek, kentte erkek şiddetinin sistematik biçimde arttığını vurguladı. Aynı süre içinde birlikte olduğu ya da ayrıldığı erkekler tarafından bıçaklanan üç kadından ikisinin yaşamını yitirdiği, bir kadının ise yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiği hatırlatıldı.
Açıklamada, şiddetin sadece kadınları değil, LGBTİ+’ları ve özellikle trans kadınları da hedef aldığı belirtilerek Türkiye’de trans kadınlara yönelik nefret saldırılarının, evsiz bırakmanın ve polis şiddetinin sistematik hale geldiği ifade edildi. Platform, 20 Kasım’da anılan Trans Anma Günü’nün, yaşanan şiddetin politik ve yapısal boyutunu ortaya koyduğunu söyledi.
“Kadın cinayetleri münferit değil, toplumsal bir krizdir”
Bursa Kadın Platformu, kadın cinayetlerinin “kader” değil politik olduğunu belirterek, Meclis’te görüşülen bütçe, 11. Yargı Paketi ve “2025 Aile Yılı” ilanı gibi düzenlemelerin kadınları aileye ve itaate mahkûm eden zihniyetin parçası olduğunu dile getirdi. Açıklamada, bu politikaların LGBTİ+’ların barınma, sağlık ve yaşam hakkına yönelik sistematik ihlallerle doğrudan bağlantılı olduğu vurgulandı.
Platform, kadınların ve LGBTİ+’ların güvenli yaşam hakkını koruyacak bütçe, sığınak, istihdam ve sosyal güvence politikalarının yok sayıldığını; buna karşılık “aileyi koruma” söyleminin güçlendirildiğini ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284 sayılı yasanın hedef gösterilmesi ve nafaka hakkının tartışmaya açılmasının erkek şiddetini cesaretlendirdiği kaydedildi.
“Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz”
Bursa Kadın Platformu, son yaşanan cinayetin tüm yönleriyle hızlı ve etkin şekilde soruşturulmasını talep etti. Hiçbir ihmalin üstünün örtülmemesi, sorumluların tespit edilmesi ve etkili koruma mekanizmalarının zorunlu olarak işletilmesi gerektiğini belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren politikaların hayata geçirilmesi ve medyanın kadını suçlayıcı dil kullanmayan bir haber dili benimsemesi çağrısında bulundu.
Kadınların yaşam hakkının pazarlık konusu olamayacağını vurgulayan platform, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi:
“Biz varız, buradayız ve haklarımızı da, hayatlarımızı da savunacağız. Kadın cinayetleri politiktir. Erkek adalet değil, gerçek adalet!”