
Bursa Kadın Platformu, İstanbul’da üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın Cemil Koç tarafından katledilmesini protesto etti.
Fomara Meydanı'nda saat 19:00'da bir araya gelen kadınlar, "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Evde değil sokaktayız, yasta değil isyandayız", "Koruma, aklama, yargıla", "Kadınlar susmaz, bu isyan durmaz" sloganları attı.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"Bugün burada toplanmamızın nedeni sadece Ayşe Tokyaz'ın cansız bedeninin bir valize konulup yol kenarına atılması değil. Ne canlar verdik, ne kadın arkadaşlarımızı toprağa koyduk... Bu yüzden buradayız.
Ayşe, sadece 27 yaşında bir hemşirelik öğrencisiydi. Hayalleri vardı, sevdikleri vardı ama bir erkek tarafından öldürüldü. Cesedi valize kondu, hiç bir değeri yokmuş gibi yol kenarına atıldı. Bu vahşeti yaşatan sadece bir adam değil. Bu cinayeti mümkün kılan cezasızlık. Bu düzenin biz kadınlara reva gördüğü yokluk, yalnızlık ve değersizliktir. Ayşe'nin yaşadığı her gün Türkiye'de onlarca kadının yaşadığı güvensizlik, korkunun ve ölümün bir başka yüzüdür. Bu ülkede kadın olmak yaşamak için mücadele etmek demek. Her gün bir daha ölmemek için direnmek demek. Ne ilk ne sonolacağız, dediler. Haklı çıktılar. Çünkü bu bir tesadüf değil. Bu bir rejim meselesi. Hatırlıyoruz yıllar boyunca katledilen, kaybedilen, susturulan, zorla evlendirilen bedenleri ve hayatları üzerinde karar verilmiş tüm kadınları hatırlıyoruz. İsimlerini bilmesek de yaşadıklarını biliyoruz. Acılarını paylaşıyor, mücadelelerini büyütüyoruz.
Bu bir ülke meslesi değil, bu bir erkek egemen sistemin dünya üzerindeki tahakkümüdür. Kadın bedeni üzerinden kurulan iktidarın sınır tanımadığını, dini, ırkı, bayrağı olmadığını biliyoruz. Suriye'de çeteler kadınları kaçırıyor, zorla evlendiriyor. İran'da kadınlar yaşam biçimleri üzerinden hedef alınıyor. Afganistan'da kadınlar eğitimden, toplumsal yaşamdan dışlanıyor. Türkiye'de devletin eliyle İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılıyor, kadının yaşam güvencesi rafa kaldırılıyor.
Bu katliamlar politiktir. Erkek şiddeti organize bir suçtur. İktidar, yargı ve kolluk güçleri bu suçun ortağıdır. Yasaların uygulanmaması, cezaların düşürülmesi, koruma kararlarının kağıt üstünde kalması bu düzenin suç ortağıdır. Bugün bir kadının daha hayatı elinden alındıysa biz kadınların buna susması beklenemez. Çünkü biz susmadık, susmuyoruz, susmayacağız. Bu isyan Ayşe'nin değil, yıllardır hayat hakkı elinden alınan tüm kadınların isyanıdır. Bu isyan yasta değil, öfkededir. Bu isyan acının değil, mücadelededir. Bu isyan evde, sokakta, parkta, fabrikada, yargı önünde yükselmeye devam edecektir.
Ayşe'nin ölümü önelenebilir miyim? Evet. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, devlet görevini yapsaydı Ayşe hala aramızda olabilir miydi? Evet. O zaman sorumluluğunuzdan kaçamazsınız. Bu cinayette devletin de eli var. Bugün buradayız çünkü artık bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Ayşe için adalet, hepimiz için yaşam istiyoruz. Erkek devlet şiddetine karşı örgütlü mücadeleyi büyütüyoruz. Kadınlar yaşasın diye mücadele veriyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz."