
Milliyet Gazetesi eski yayın müdürü Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda İpekçi suikastına dair şu tespit ve ifadeler yer alıyor:
- İpekçi'nin katil zanlısı olarak yakalanan Mehmet Ali Ağca'nın sorgulanırken dönemin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ, 'Biz sorgulayacağız' diyerek Ağca'yı Sıkıyönetim Savcılığı'na gönderdi. Herhangi bir sorgulama ve soruşturma yapılmadan korunaklı askerî cezaevinden katil rahat bir şekilde kaçırıldı.
- "Darbe şartlarını oluşturan darbe öncesi iklimde Taksim, Maraş, Çorum gibi kitlesel olayların dışında önemli cinayetler işlendi. İlk faili meçhul cinayetlerden biri olan Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun öldürülmesini müteakiben Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, İlhan Darendelioğlu, C. Orhan Tütengil, Nihat Erim, Gün Sazak, Kemal Türkler, Ümit Kaftancıoğlu cinayetlerinin hepsi Türkiye'yi darbeye sürüklüyordu. Türkiye'de devlet sırrı, batılı muadillerinin aksine, tam olarak millî güvenlik devleti anlayışı üzerine oturan ve kapalı tutulması gerekenlerin adıdır. Bir ülkede milli güvenlik denilen kavram eğer militarist bir biçimde belirleniyorsa, herkesin bilmesi gereken kavramlar milli güvenlik ekseni içerisinde devlet sırrına dönüştürülüverir. Devlet sırrı; derin devlet, Özel Harp Dairesi, kontrgerilla gibi korkunun, ölümün, suikastların kol gezdiği çevrelerde dolaşır. Bu sırlar; Hrant Dink, Doğan Öz, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu gibi siyasi cinayetlerin meşrulaşmasına ve siyasi cinayetler üzerine Türkiye'nin daima bir OHAL düzeni içinde tutulmasına yarayan araç oldu."