Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, Bursa'ya yakın bölgelerdeki depremlerin Bursa'da da şiddetli hissedilmesinin, yerleşimlerin alüvyonal zeminlerde kurulu olmasından kaynaklandığını söyledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi, Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 2.5 ay arayla meydana gelen 6.1 ve 6.0 büyüklüklerindeki depremler ve bunların ardından yaşanan çok sayıda artçı sarsıntılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sındırgı ve civarındaki depremlerin beklenen Marmara depremi özelinde Kuzey Anadolu Fayı'nda herhangi bir tetikleme yaratmayacağını belirten Şenkaya, Sındırgı ve civarındaki tektonik sistem ile Kuzey Anadolu Fayının ayrı sistemler olduğunu ifade etti. Bununla beraber Sındırgı’nın yapı stoku açısından eski olduğuna işaret eden Doç. Dr. Şenkaya; “10 Ağustos'tan bu yana gerçekleşen artçılar ve dün yaşanan 6.0 büyüklüğündeki deprem ile beraber, önceden hasarsız ya da az hasarlı olan yapılar artık orta veya ağır hasarlı duruma gelmiş olabilir. Dolayısıyla vatandaşlarımız yetkililer tarafından denetlenmeyen yapılardan uzak durmalıdır” dedi.
Bölgedeki deprem aktivitelerinin devam edeceğini beklediklerini ifade eden Şenkaya, "Ancak 10 Ağustos'taki Sındırgı depremine çok yakın bir alanda ve aynı büyüklükte gerçekleşmesi beklenir bir durum değil. Bu depremle beraber önümüzdeki günlerde büyüklüğü 4 ile 3 arasında değişebilecek artçıların artacağını öngörebiliriz” diye konuştu. Sındırgı ve çevresinin 1970’ te 7.2 büyüklüğünde deprem ürettiğini hatırlatan Şenkaya, bölgenin bu potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, Sındırgı ve çevresindeki mikro bölgeleme, yerinde güçlendirme ve kentsel dönüşüm süreçlerinin artık hayati bir noktaya geldiğinin altını çizdi.
Bursa'daki yerleşimler alüvyonal zeminler üstünde
Depremlerin, Bursa’da da şiddetli hissedilmesinin nedenlerine de değinen Şenkaya, depremin sığ bir derinlikte gerçekleşmesinin yanında Bursa’nın ilçe merkezlerinin deprem dalgalarını büyültebilen alüvyonal zeminler üzerine kurulu olmasının daha ön planda olduğunu söyledi. Dr. Şenkaya, Bursa’da yapılması planlanan ve kısa süre önce netleştirilen mikro bölgeleme çalışmalarının, bilimsel gereklilikler kapsamında, sıkı kontroller altında gerçekleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.