
Bir zamanlar Evliya Çelebi’nin “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” sözleriyle tanımladığı Bursa, bugün susuzluk ve su kaynaklarının yok oluşu tehlikesiyle karşı karşıya. Ekim ayından bu yana kentte üç günde bir, 17.00-05.00 saatleri arasında 12 saatlik su kesintileri uygulanıyor.
Bursa Su Kolektifi (BSK) üyeleri, artan su krizine ve kurumların denetimsizliğine dikkat çekmek amacıyla Fomara Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Hüseyin Gün ve Şehnaz Bayraktar okudu.
“Çınarcık Barajı Projesi Geciktirildi”
BSK temsilcileri, Bursa’da yaşanan susuzlukta Devlet Su İşleri (DSİ) ve önceki Büyükşehir yönetiminin büyük sorumluluğu olduğunu belirtti.
Önceki dönem Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, Çınarcık Barajı’ndan 2024’e kadar 75 milyon m³ suyun Bursalılara verileceğini açıkladığını hatırlatan BSK, “Proje sumen altı edildi, ancak yerel seçimlerden hemen önce bizim ısrarlı girişimlerimizle yatırımına başlanabildi” dedi.
BSK, mevcut yönetim döneminde suyun Doburca tesislerine taşınarak arıtıldığını ve 1 Eylül itibarıyla halka ulaştırıldığını belirtti.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in eylül ayı meclis toplantısında, Çınarcık Barajı’ndan alınacak suyun tamamının yani 145 milyon m³’ünün içme suyu olarak revize edildiğini açıklamasından memnuniyet duyduklarını ifade etti.
“Uludağ’ın Suları Şirketlere, Halk Susuzluğa Mahkûm”
BSK, Uludağ’ın eteklerinde faaliyet gösteren 32 özel su şirketinin, kentin su kaynaklarını şişeleyip ülkenin dört bir yanına sattığını belirtti.
Açıklamada, “Bu şirketlerin yalnızca yüzde 4 oranında su kullandığına inanmamız isteniyor ama bu mümkün değil. Kaçak su çekimi olduğunu biliyoruz” denildi.
Ayrıca bu şirketlerin denetiminin mayıs ayında Bursa Valiliği’ne bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na devredildiği hatırlatılarak, “Valilik, kentin susuzluk mücadelesini görmezden geliyor. Hâlâ Uludağ’dan su çekilmesine izin verilmesi kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.
“Kaçak Kuyular ve Kimyasal Kirlilik Sessiz Bir Felaket”
BSK, kentteki en büyük tehditlerden birinin sanayideki kaçak su kullanımı olduğuna dikkat çekti.
Açıklamada, “Bir tekstil boyahanesinin bir tane yasal kuyusu varsa, yanında en az dört-beş kaçak kuyusu daha vardır. Bazı tesisler, kullandıkları kimyasal suları yeraltı kuyularına geri basıyor. Bu durum yeraltı su tabanlarını kirletiyor ve gelecekte musluklardan kimyasal su akması riskini doğuruyor” denildi.
Kaçak yapılaşmanın 2018 İmar Barışı’yla arttığına dikkat çeken BSK, son beş yılda kaçak tesislerin yüzde 105 oranında arttığını, yeraltı sularının ise 4-5 metreden 200-250 metre derinliğe kadar çekildiğini belirtti.
“Kurumlar Görevini Yapmıyor”
BSK, su krizinin yalnızca belediyenin değil, tüm kamu kurumlarının ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Açıklamada şu kurumlara yönelik çağrılar yer aldı:
DSİ: Yeraltı su kuyularını izlemek, kaçak kuyuları tespit etmek, su çekim limitlerini denetlemek. Ancak bu görevler yıllardır yerine getirilmiyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ: Kayıp-kaçak oranlarını azaltmak, gri su kullanımını yaygınlaştırmak ve suyun adil dağıtımını sağlamak.
Bursa Valiliği ve İlçe Kaymakamlıkları: Kurumlar arası koordinasyonu sağlamak ve kaçak kuyulara karşı etkin mücadele başlatmak.
BSK ayrıca, belediyeye ait Bursa Su ve Muradiye ambalaj su tesislerinin kapatılarak suların şebekeye verilmesi gerektiğini, Uludağ’dan su çeken özel şirketlerin tahsislerinin iptal edilmesini talep etti.
“Bursa Yeni Sanayi Yatırımlarına Kapatılmalı”
Bilim insanlarının uyarılarına da yer verilen açıklamada, halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın “Bursa artık sudan ibaret değil, su yoksulu bir kenttir” sözleri hatırlatıldı.
BSK, Bursa’da yeni sanayi yatırımlarının durdurulması gerektiğini vurgulayarak, “Yatırımlar sürdükçe nüfus artacak, su sorunu çözülemez hale gelecektir” dedi.
“Bursa Susuz Kalıyor Ama Biz Susmayacağız”
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi: “Bugün barajlar kuruyor, dereler susuyor ama asıl susuzluk; kurumların sessizliği, denetimsizliğin sıradanlaşması ve kamu yararının ikinci plana itilmesidir.
Bursa susuz kalıyor çünkü kurumlar görevini yapmıyor.
Ama biz susmayacağız. Bursa’nın suları halkındır.
Su yaşamdır; ne ticaretin ne siyasetin konusu yapılamaz.”