Bir dava adamı: Sait Özdemir

12 Eylül'le hesaplaşma yolunda, o dönemde gördüğü işkencenin hesabını sormak için yoğun bir mücadele başlatan ve üç ayrı yerde dava açan Sait Özdemir'in Bursa'daki ilk bireysel işkence davasının 6'ncı duruşması 31 Aralık 2013 Salı günü yapılacak.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

ZAFER OPSAR-BURSAPORT

Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.15'de yapılacak duruşmada davanın savcısının mütalaasını vermesi bir sonraki duruşmada ise kararın çıkması bekleniyor.

12 Eylül darbesi döneminde öğretmen olan ve gözaltına alındıktan sonra gördüğü işkenceler nedeniyle 12 Eylül 2010'da yapılan referandum sonrası bireysel dava açan Sait Özdemir'in ısrarlı takibi sonucu Ordu Fatsa'da da işkenceler için dava açıldı. 13 Aralık 2013 günü yapılan duruşmada dava 24 Ocak 2014 tarihine ertelendi.

Sait Özdemir'in yine Ordu'nun Aybastı ilçesinde gözaltında iken gördüğü işkenceye ilişkin davanın da yakın zamanda başlaması bekleniyor.

KARAKOL KÖMÜRLÜĞÜNDE 40 GÜN İŞKENCE

Bursa, Fatsa ve Aybastı'da, gözaltı sırasında ve cezaevlerinde kaldığı dönemde gördüğü işkencelerin hesabını sormak için yoğun bir mücadele başlatan emekli öğretmen Sait Özdemir, 9 Ekim 1980 günü görevi başında iken gözaltına alındığı Aybastı Jandarma Karakolu'nun kömürlüğünde 40 gün boyunca dizlerine kadar suyun içinde zincire bağlı olarak işkence gördüğünü söyledi.

3 ayrı yerde açtığı davaların sürdüğünü, 4 ayrı yerdeki başvurularına ilişkin soruşturmaların ise devam ettiğini belirten Sait Özdemir, "Bir süreci tüm iyilik ve kötülükleriye ortaya koymak gerekir" dedi. 1981-83 yılları arasında kaldığı Amasya 15. Tugay 2 ve 3 Nolu Askeri Cezaevleri ile 1986-88 yılları arasında kaldığı Erzincan 3. Ordu Askeri Cezaevi'nin yönetici ve personeline insan hakları temelindeki davranışlarından dolayı teşekkür eden Sait Özdemir, şunları söylüyor:

"Bu davalar sonuçlandığında insanlık suçu işleyenle işlemeyen, insan olanla olmayanlar ayırt edilip 12 Eylül için hukuksal olarak koca bir önsöz yazılmış olacaktır. Umarım bu önsöz tüm darbe mağdurlarının yüzünde gülümseme çizgisi oluşturmuş olur. Hayattan koparılan bir kuşağın kemikleri sızlamamış olur. Başkaca ne beklentimiz olabilir ki? Çünkü, ölenler, çalınan umutlar, hayaller ve gençliğimiz bir daha gelmeyecek.

'BİZLERİ ACABA NE İLE BESLEDİLER?'

Hukuksuzluğun kötü mekanlarında kanser olanlar bir daha iyileşemeyecek. Cezaevinden çıktıktan sonra ölenlerin tümü kanserden öldü. Bu bir tesadüf müdür? Acaba, 'asmayalım da besleyelim mi' diyen darbeciler bizi ne ile besledi? Bu da araştırılıp incelenmesi gereken bir nokta değil mi?"

65 yaşındaki Sait Özdemir, bıkmadan usanmadan bir o mahkeme bir bu mahkeme insanlık adına bir davayı takip ediyor...

'BİLİNÇLİ OLARAK BULANIKLIK YAPIYORLAR'

Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, Fatsa Et Balık Kurumu'nda gözaltında iken maruz kaldığı işkenceyi anlatan Sait Özdemir, benzerlik gösteren isimlerde bilinçli olarak bulanıklık yaparak asıl işkenceci S.Ç.'nin korunduğunu söylüyor.

Aynı yöntemin birçok işkence kovuşturmasında da yapıldığını ancak, süreç içinde bunların ayırt edildiğini anlatan Özdemir, "Ben sadece okyunusta bir damlayım; ya da orman içinde bir ağaç. Ormanın bütününe bakılması hem tarihi, hem vicdani, hem de insanı görevimizdir" diyor.

Sait Özdemir, şöyle devam ediyor sözlerine:

"Eğer ben ve benim gibi geçmişi yaşayıp, zarar gören ve küllerinden yeniden doğanlar olarak bu insanlık utancını dile getirmez isek ,tarih bizden hesap sorar. Dolayısıyla ben tarihe olan borcumu ödüyorum. Hiçbir ülke halkı gelip bizim darbecilerden hesap sormayacak. Bunu bir bütün olarak yaşayanların yapması lazım.

31 sayfadan oluşan belgeleriyle, tanıklarıyla ekli ifadesini sunan Sait Özdemir, sözünü Erdal Eren'e ithafen bitiriyor:

 Darbe ile sosyal bilince kan karıştı  Demokrasiye kemik  Ağıtlarımız, çığlıklarımız yükseldi göklere...  Daha boyun ipine dayanacak kadar hücreleri oluşmamıştı bile               Astılar !...  Erdalım, Erenim  Yum gözlerini bebeğim  Bu dünya sana göre değil

Darbeciler bunu bilerekten, planlayaraktan yaptılar 12 Eylül ve onun utanç belgesi olan işkenceyi bize yaşatanlar, yargılanmalıdırlar

Yeter ki "Ey sanık ayağa kalk'" densin Binlercemiz hazırız, koşar gideriz tanıklığa