AB yolunun neresindeyiz?

Birliğin yaşadığı ekonomik kriz, İngiltere'den yükselen 'AB üyeliğinden çıkma' sesleri, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından oluşan bu güçlü oluşumun geleceğine ilişkin kuşkuları da artırıyor.

Türkiye AKP'nin ilk iktidar döneminde büyük önem verdiği AB üyeliğini hızlandırmak için Bakanlık kurdu. İktidar her ne kadar son yıllarda AB sürecini eskisi kadar önemsemese de geçen zamanda önemli çalışmalara imza atıldı. Bu çalışmalar cılız da olsa devam ediyor.

Avrupa Birliği sürecinde halkın doğru bilgilendirilmesinde medya; özellikle de yerel medya kuşkusuz önemli. Egemen Bağış'ın başında olduğu AB Bakanlığı da bu bağlamda yerel medya seminerlerine devam ediyor. İlki Afyonkarahisar'da yapılan "Türk Yerel Medyası AB Yolunda" konulu bilgilendirme seminerleri dizisinin ikincisi Balıkesir Edremit'te yapılıyor.

Marmara Bölgesi'nden 60 yerel medya mensubunun kabul aldığı seminere ilk gün 4'ü Bursa'dan 41 kişi katıldı. Bursa'dan belirlenen 6 isimden 2'si ise seminere katılmadı.

Seminer; projeye destek veren İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu adına Başkonsolos Yardımcısı, Ekonomi ve Refah Bölüm Başkanı Rafe Courage'ın konuşmasıyla başladı.

Rafe Courage, ülkesinin Türkiye'nin üyeliğine en büyük desteği verdiğinin altını çiziyor ancak İngiltere Başbakanı'nın geçtiğimiz günlerde 2015'te ülkesinin AB üyeliğinden çıkmasını referanduma götüreceğini açıklaması ilginç bir tezat oluşturuyor.

Courage'a göre Avrupa'da iyi bir ekonomi, iyi bir siyaset ve güvenlik için Türkiye önemli bir yere sahip ve güçlü bir Türkiye güçlü bir Avrupa demek. İngiltere'nin 2003 yılından bu yana Türkiye'deki bazı projelere sağladığı destek 9 milyon sterline ulaşmış.

AB üyelik sürecinin Türkiye'de hüsran yarattığını ve şüpheci yaklaşımların arttığını bildiklerini ifade eden Courage, ülkesinin de AB üyeliği yolunda zorlukla karşılaştığını ancak sabır göstererek birlik içinde yer aldıklarını üyelik sürecinde de yerel medyaya büyük görevler düştüğünü aktardı.

Courage'nin dikkat çektiği bir başka nokta da, ilerlemenin önünde duran siyasi engeller kadar verilen desteğin de bilinmesine yönelik haberler. Courage, özgür ve iyi bilgilendirilmiş bir medyanın zor olan bu süreçte kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından kritik rol oynadığının altını çizdi.

İngiliz Başkonsolos Yardımcısı Türkiye'nin AB üyeliği için iyimser konuşuyor ancak gelişmeler hiç de iç açıcı değil. AB süreci iktidarın öncelikleri arasındaki yerini kaybetmiş gibi. AB sürecinden çok Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile ilişkiler öncelikler arasında.

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun Türkiye'ye yönelik tesbitlerin yer aldığı AB ilerleme raporunu buruşturup çöpe atması iktidarın son zamanda süreci nasıl gördüğünü de bir anlamda ortaya koyuyor.

Başbakan Erdoğan'ın da AB'ye karşı Şangay Beşlisi içinde yer alma isteği ne kadar ciddi bilemiyoruz ama üzerinde durulması gereken önemli bir konu. Kuşkusuz AB'den gelen olumsuz sinyaller Başbakan'ı böyle bir çıkış yapmaya zorlamış olabilir ancak Türkiye'nin insan hakları, temel hak ve özgürlüklere ilişkin karnesi zaten hiç de iyi değil. Şangay Beşlisi üyelik için Türkiye'yi demokrasi, insan hakları ve özgürlükler yönünden herhangi bir yükümlüklük altına sokacak ilkelere sahip değil. Başbakan acaba Batı'ya, "Demokrasi, insan hakları, özgürlükler konusunda üzerime gelmeyin" mi demek istiyor, Şangay Beşlisi'ni öne sürerek. Oysa AB, İkinci Dünya Savaşı'nın dünyayı yakıp yıkan acılarının üzerine barış, demokrasi insan hak ve özgürlükleri üzerine kurulmuş bir değerler sistemi ve bu değerleri benimseyip yaşama geçiren ülkeler birliğe alınıyor.

Bakalım Hükümet'in bundan sonraki tutumu ne olacak, zaman ne gösterecek? Çünkü uzun zamandır Türkiye ile AB arasında yeni bir fasıl açılmış değil.

Edremit'teki seminerin ilk günü Avrupa Birliği Bakanlığı Sivil Toplum, İletişim ve Kültür Başkanlığı Koordinatörü Zelal Şen, Avrupa Birliği Bakanlığı'nın çalışmaları ve proje hakkında bilgilendirme, Avrupa Birliği Bakanlığı Tek Pazar ve Rekabet Başkanlığı Uzmanı Ayşin Bektaş da Avrupa Birliği Bakanlığı Tek Pazar ve Rekabet Başkanlığı sunumları yaptı.

Seminerin öğleden sonraki bölümünde ise, Türk Yerel Medyasının AB Sürecinde Daha Etkin Rol Alması konulu panel yapıldı.

Avrupa Birliği Bakanlığı Katılım Politikası Başkanı Seval İskender'in yönettiği panelde Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Turgay Türker, İnternet Medyası Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ünal Tanık ile Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir konuşmacı olarak katıldılar.

Seminere ilişkin görüş ve değerlendirmelerimi paylaşmaya devam edeceğim.

twitter.com/zaferopsar