SON DAKİKA
Hava Durumu

Türk müsün, doğru mu, çalışkan mı?

Yazının Giriş Tarihi: 22.10.2018 08:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.10.2018 08:47

Çocukluğumuzda, her sabah okullarda haykırdık...

"Türküm, doğruyum, çalışkanım..."

Ne zamandan beri?

1932'de dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip kaleme almış. 'Öğrenci Andı' 76 yıl okullarda ders başlamadan önce okutuldu.

Dile kolay tam 76 yıl... 

Atatürk'ün vefatından altı yıl önce...

"Ulu Önder bu işe ne dedi, neden böyle bir şeye ihtiyaç duydu?" diye düşünmeden edemiyorum.

O dönem için belki haklı bir tarafı olabilir.

Yeni kurulmuş bir ülke, ümmet toplumundan millet toplumuna geçişi hızlandırmak istenmiş olabilir de...

Ya bugün?

Bugünden bakınca, yapılmak istenenin  anlamsızlığı ortaya çıkıyor.

Belli ki bir bilinç oluşturmak istenmiş.

Kime?

Halka.

Kim bu halk ya da millet?

Türk milleti.

Türklerin çocuklarına "Türküm" dedirtmek, Türk olduklarını anımsatmanın ehemmiyeti ne ola ki?

Yalancı mı ki Türkler, "doğru" olduklarından endişeleri mi vardı ki "doğruyum" dedirttiler...

Tembel miydi Türkler, "çalışkanım" diye çocuklara belletmeyi düşündüler?

Küçükleri korumayan, büyükleri saymayan, yurdunu sevmeyen bir millet olabilir mi?

"Varlığım, Türk varlığına armağan olsun" ne demek?

Çanakkale'de, Yemen'de, Kurtuluş savaşı sırasında her cephede varlığını feda etmedi mi atalarımız?

Bence andımızın her satırı halka güvensizlik, millete saygısızlık içeriyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece Türkler yokken, varlığın Türk varlığına armağan edilmesini nasıl açıklamak gerek?

Anayasamızın 66. maddesi "Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" diyor.

Mustafa Kemal Atatürk de "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir" demiş.

O zaman aynı şeyi tersten soralım: Ülkenin Adı Kürdiye olsaydı ve biri çıkıp "ne mutlu Kürdüm diyene, varlığım Kürt varlığına armağan olsun, diye and içirseydi, "Kürdiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Kürttür" denseydi, tepkiniz ne olurdu?

Türksünüz ve her sabah "ne mutlu Lazım, Gürcüyüm, Çerkezim, Boşnakım, Arnavutum diyene, varlığım (......) varlığına armağan olsun", diye and içmek zorunda bırakılsaydınız...

Biraz empati...

76 yıl bu ülkede çocuklar "Andımız"ı okuyarak büyüdü?

Peki neden bu toplum (Türkler) doğru değil, çalışkan hiç değil, neden yoğurttan başka bir icadımız yok?

Kim engelledi?

Neden yaşlılarımıza saygısız, küçüklerimizi tacizden tecavüzden, kadınlarımızı şiddetten koruyamaz olduk, çocuk yaşta çalışmaya mahkum ettik?

Andımızın tüm anlamlı(!) sözlerini ezberlememize rağmen, neden hiç işe yaramadı?

Bizi kim engelledi, başarılı olmamızı kim istemedi?

Almanya 2. Dünya Savaşı'nda yerlebir olmuştu.

Yıl 1945'ti...

Türkiye savaşa girmemişti...

Yerlebir olan Almanya 15 yılda başka ülkelerden işçi davet etme kararı aldı...

Almanya'ya Türkiye'den ilk işçiler 31 Ekim 1961'te gitmeye başladı...

Yani savaştan 16 yıl sonra.

Gelin hep birlikte basit bir kıyaslama yapalım.

Ak Parti 2002'de ülkenin başına geçti.

Evet ekonomi kötüydü, ülke de ama Almanya gibi yıkılmamıştı. Genç insan gücünü kaybetmemişti...

16 yıl sonra 2018'de Türkiye'nin geldiği duruma bakın hele...

Almanlar yıkılan bir ülkeden ne hale gelmiş!

Andımızı okuyarak büyüyen neslin yönettiği Türkiye ne halde!

Sıfır teknoloji...

Sıfır hayvancılık ve tarım...

Sıfır ekonomik kalkınma...

Süper güç haline gelen Almanya Şansölyesi Merkel'in makamına bakın, bir de çökmüş ekonomiye sahip Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sarayına!

Kurtuluş savaşından çıktığımız halde on yılda kurduğumuz fabrikaların tamamının satıldığını da eklememe bilmem gerek var mı?

And içsen ne olur içmesen ne!

Elde sadece kendini Türk zanneden bir millet var...

Ne doğru, ne çalışkan, ne saygılı, ne de ezileni mazlumu koruyan kimse kalmış ortada?

İnsan bile olmayı becerememiş bir topluma sığ ve basit bir milliyetçilik aşılar, bayrak sevmekle, milli marş ezberlemekle kalkınılamayacağını, çağdaş olunamayacağını öğretemedikten sonra, değil her sabah, günde beş defa bile andımızı okutsanız beyhude...

İçi eğitimle doldurulamamış bir and 96 yıl sonunda size çürümüş bir ahlak, çökmüş bir ekonomi, hacılar, hocalar tarafından beyni yıkanmış kandırılmış bir toplum bırakır.

İnanmıyorsanız, çıkın dışarıya bakın;

1945'te yıkılan Almanya 16 yıl sonunda Türkiye'den işçi alırken, Ak Parti Türkiye'si 16 yıl sonunda Suriyeli cenneti oldu.

O zaman haydi hep birlikte haykıralım; 

Türküm, doğruyum, çalışkanım. 

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. 

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. 

Ey büyük Atatürk! 

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim. 

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. 

Ne mutlu Türküm diyene!

Mutlu musunuz?

NOT: Örnek alınan ülke ABD... Onlarda da var benzer bir uygulama...  Amerikalı öğrenciler 1892'den beri; "Herkes için özgürlük, adalet ve tek bir millet olmayı sağlayan cumhuriyeti temsil eden ABD bayrağına, sadakat ile bağlı kalacağıma tanrının huzurunda yemin ederim" diye and içiyordu. Günümüzde ise 4 eyalet dışında 46 eyalette öğrenciler bu andı her sabah okumaya devam ediyor.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.