SON DAKİKA
Hava Durumu

Sultan Ahmet Camii'nin günahı ne?

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2020 23:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2020 23:05

Aklım almıyor, inançlı gerçek bir ehli müslimin, bir başka dini inanç için inşa edilmiş bir ibadethane içinde, o dine ait fresk ve simgelerin tepesinde durduğu bir ortamda ibadet etmek istemesine inanamıyorum. Hele ki, az ötede, kendi ataları tarafından (sultanlar, padişahların serveti ve emriyle yapılmış) muhteşem camiler dururken bunun akıl mantık ve inançla ne ilgisi olabilir!? Hele ki, Ayasofya'ya kutsallık katılması İslam dinininin içine "şirk" katmak değil de nedir? Müslümanlar için kutsal olan iki mabed vardır, biri Mescid-i Aksa, diğeri Kabe... Peki nasıl oluyor da Türkiye Müslümanları Ayasofya'ya Müslümanların kutsal mabedi muamelesi yapabiliyorlar?

Yandaş gazeteci Süleyman Özışık Twitter hesabından yaptığı paylaşımda aynen şöyle yazmış:

"İslam dünyasının kutsal mabedleri arasında özgürlüğüne kavuşan ilk mabed Ayasofya oldu"

Ne?

Kutsal mabed mi?

Bunu bir Ortodoks dese anlarım... Zira onlar için bir anlamı var.

Çünkü, Haçlı ordularının 1204'te İstanbul'u işgal ettiklerinde Ortodoks Hıristiyanlar ve Yahudiler'i katlettiklerini, Ayasofya'yı yağmalayıp kutsal mabette bir fahişeye dans ettirip şarkı söylettiklerini yazıyor tarih kitapları.

Tarihçi Erhan Afyoncu 2016'da Sabah Gazetesi'nde kaleme aldığı "Batılılar Ayasofya'da kan akıtıp, eğlence düzenledi" başlıklı yazısında "Fatih Sultan Mehmed ise mabetten bir mermerin bile sökülmesine müsaade etmemişti" diye yazmış...

Ayrıca kimi kaynaklar, Fatih'in, minareler dikip camiye çevirmesine rağmen Ortodoksların Ayasofya'ya gelip ibadet etmelerine de izin vermiş...

Şimdi bu açıdan bakınca, Ayasofya nasıl oluyor da Müslümanlar için kutsal mabed statüsüne giriyor?

Hangisi Türk halkı için daha kutsal ve milli olan?

Ortodoksların ibadet yeriyken camiye çevrilmiş Ayasofya mı, yoksa tam karşısında yapılmış olan Sultan Ahmet Camii mi?

Birini Ortodoks Hıristiyanlar kendileri için yapmış, diğerini de atalarımız, padişahlarımız Müslümanlar için, Ayasofya'ya nispet olsun diye, hemen dibine inşa etmiş!

Şimdi sen, el oğlunun mabedine sahip çıkıp camiye çeviriyorsun, yanı başındaki ata yadigarı Sultan Ahmet'i yok sayıyorsun.

Hadi ben demiyorum, Sn Erdoğan diyor; daha Sultan Ahmet'i dolduramazken, bu Ayasofya aşkı neyin nesi?

Ayasofya İstanbul'un fethinin simgesiymiş...

İyi de İstanbul'un tamamı fethin simgesi değil mi?

Bir de neymiş, "kılıç hakkı" imiş?

Ee tamam da, şimdi Balkanlar'da onca tarihi camimiz var, kalkıp Yunanistan da sen benim atalarımın mabedini cami yaparsan ben de ülkemdeki camileri kilise yapıyorum derse...

Ki, Yunan Milletvekili Tanasis Milonas, Ayasofya'nın ibadete açılması kararına karşılık olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'teki evini "Pontus Soykırımı Müzesi"ne dönüştürülmesi teklifinde bulunduğu haberleri dolandı sosyal medyada.

"Yok yapamazlar" demeyin...

Birçok kişi de "Ayasofya'yı cami yapamayız" diyordu...

Şimdi, eğer Yunanistan Parlamentosu böyle bir karar alırsa, mutlu olur musunuz?

Evet, eminim bazıları mutlu olur ve sevinir...

Çünkü bu ülkede "keşke Yunan kazansaydı" diyen birini baştacı etmiş, onun tarihi zırvalarını gerçek sanarak ciddiye alan ve bu yüzden, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu önderi, Kurtuluş Savaşı kahramanı Atatürk'ten nefret ediyorsa, sorarım o zaman, Ayasofya'yı tekrar ibadete açmak ülke çıkarı ve menfaatlerine ne faydası olabilir?

Ama benim anlayamadığım nokta şu:

Daha geçen seneye kadar Ayasofya ibadete açılsın diyenleri azarlayan Recep Tayyip Erdoğan, ne oldu da ülkenin çok ciddi turizm geliri sağlayan bir kaynağını bir kalemde silip, kendi söylediğinin tersini yaptı?

Anlayamadım dediğime bakmayın, pek ala hepimiz biliyoruz ki Erdoğan artık tükendi, tamamen tribünlere, kendi muhafazakar ve milliyetçi tabanına oynuyor...

İç politikada ne kadar işine yarayacak zaman gösterecek ama dış politikada etkilerini çok geçmeden derin şekilde hissedeceğimizi düşünüyorum.

Ha bu arada, AKP'nin "Yeni Türkiye"sinde alınacak her karar beni şaşırtmıyor, harakiriden başka bir şey olmayan Ayasofya'nın ibadete açılması kararı da öyle, yarın bu karardan vazgeçilirse inanın o karar da beni şaşırtmayacak.

Çünkü bu ülkede her şeye tek bir kişi karar veriyor ve "tekrar müze yaptım" derse, bugün alkışlayanlar yarın da müze yaptığı için alkışlayacaklardır, kimsenin kuşkusu olmasın...

Bu arada birkaç satır da Muharrem İnce'ye yazmak isterim...

Sn İnce, "Ayasofya Türkiye sınırları içindedir ve ibadete açılması kararı Türkiye'nin egemenlik hakkıdır. Buna Rusya, ABD, Yunanistan veya başka bir ülke, kuruluş karar veremez" dedi... Tamam doğru da, mesele o değil ki, Muharrem abi, sen kalkıp "davet gelirse ilk namaza giderim" dersen o zaman yapılanı meşru kılmış olmuyor musun?

Çünkü asıl mesele Ayasofya'nın cami olması değil,  Ayasofya zaten ibadete açıktı ve 5 vakit ezan okunuyordu, bunu sen de biliyorsun. Bu kararla, Atatürk'ün imzası ve kurduğu Cumhuriyet tartışmaya açıldı. Nabız yoklandı. Önümüzdeki aylarda Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı katlanarak devam edecek...

Tarihçi Sinan Meydan konuyla ilgili tehlikeye dikkat çekti. Meydan, "Danıştay 10. Dairesinin vermiş olduğu karar, sadece bir binanın veya müzenin camiye dönüştürülmesi basit bir kararı değildir. Bu karar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesine ve temeline indirilmiş yok edici darbedir. Bu kararla, Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin geçersiz olduğu ve Cumhuriyetin geçersiz ilan ettiği iradenin geçerliliği kararıdır. Cumhuriyeti yıkmak isteyenler, ilk adım olarak padişahlık döneminin kamusal tasarruflarını kabul etmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti, Topkapı Müzesini, padişah ailesine iade etmek zorunda kalacaktır. Bu karardan sonra, yıkılıp, yerini Türkiye Cumhuriyetine bırakan Osmanlı Devletinin kamusal tasarruflarını yeniden canlandırmanın yolunu açmıştır. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizin kanıyla kurulan Cumhuriyet, mahkeme kararıyla son bulmuş olacaktır!" diye yazdı...

"Davet gelirse giderim sözünü yoğun katılım olur, pandemi koşullarına özel önlemler alınır düşüncesiyle söyledim. Bir önlem alınmayacaksa sorun yok. Namaza çağrının ezan olduğunu "Tayyip Erdoğan'a dokunmak ibadettir diyenlerden öğrenecek halimiz yok" şeklinde savunmaya geçmen inan durumu kurtarmaya yetmemiş Sn İnce, zira, tıpkı "adam kazandı" demen gibi bu söz de hanene eksi puan olarak kayda geçti bile...

Haydi hayırlı tıraşlar...

YAZININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.