SON DAKİKA
Hava Durumu

O namaz var ya o namaz...

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2013 10:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2013 10:21

Nereden bakarsanız bakın ibretlik bir fotoğraf var ortada. Hele bu iki grubun yıllarca birbirlerine düşman edilmeye çalışıldıklarını düşündükçe fotoğraf abideleşiyor adeta!

2003 yılıydı. Memleketimden binlerce kilometre uzaklıkta, Gezi Parkı'nda kadar olmasa da anlamlı olduğunu düşündüğüm bir Cuma namazı da ben kılmıştım. İsveç'te bir mülteci kampında bir avuç Müslümanla birlikte yaşadığım o atmosferi unutabilmem mümkün değil. O olayı, 2007'de Ozan Yayıncılık tarafından basılan "Avrupa'da Mülteci olmak/Karanlıktaki Gölge" adlı kitabımda şöyle anlatmıştım:

Mateqi, Bessam'ın ısrarları karşısında okudu Ayetel Kürsü'yü. Duygulandı Bessam, ısrarını artırdı, "Yarın Cuma, beraber Cuma'yı kılalım" dedi.

"Haydaaa, çattık belaya!" diye mırıldandı Mateqi "İyi de imam nerede? Hem, minimum kaç kişiyle kılınır ki Cuma namazı?"

"15 kişi..."

"Ohoo burada nereden bulacağız 15 Müslüman'ı" diye söze karıştım ben de. "Unut bu işi!"

Filistinli koğuşa girdi ve cep telefonunu çıkarıp, pencerenin üst tarafına getirildiğinde az da olsa sinyal bulabilen, çekebilen telefonuyla, Filistin'deki bir arkadaşına mesajla Cuma namazının en az kaç kişiyle kılınabileceğini sordu. 15-20 dakika geçmemişti ki binlerce kilometre uzaklıktaki Filistin'den elektronik sinyaller aracılığı fetva geldi(!) Bessam yanılıyormuş, 5-6 kişilik cemaatle de Cuma kılınabiliyormuş.

"Tamam" dedi Bessam. "Bulun 5 kişiyi, yarın Cuma'yı kılalım".

Saymaya başladık, Bessam, Mateqi, Cenk, hayatında hiç namaz kılmamış Azeri Ali ve Gürcistan Azerisi Gurbanov'un yanı sıra Somalili bir Müslüman ile birlikte 6 kişi ediyorduk. İran Azerisi Sefer'e de teklif ettik, "Gidin ya, ben İran'da namazdan, dinden bıkmışım, burada gelip namaz mı kılacağım. Başka işim mi yok!" diyerek teklifi geri çevirdi. Elhan da kabul etmedi. Müslüman olduklarını iddia eden Bulgaristan çingenelerini de davet ettik ama onlar da gelmedi.

Ertesi gün; Cenk, Gurbanov'a, Mateqi de Ali'ye nasıl abdest alınacağını ve nasıl namaz kılınacağını gösterdi kısaca. Mäshult Mülteci Kampı'nın koridorlarına serdikleri beyaz çarşafların üzerine dizildi 7 kişilik cemaat! Bessam ezanı okumaya başlayınca kampın koridorları çınlamaya başladı. Ezanı duyan geldi, "ne oluyor?" diyerek. Öyle güzel, öyle içten okuyordu ki Bessam ezanı, Sefer bile dayanamadı, abdest alıp katıldı cemaatin arasına.

Mateqi'nin gözleri doldu. Bakışlarını benden kaçırdı. Benim de içim taşmak üzereydi doğrusu ya... Ben de kaçırdım bakışlarımı Mateqi'den. Bir çırpıda kıldırdı farzları imam Bessam. Zor tuttum kendimi ağlamamak için. Yıllar var ki namaz kılmamıştım. 9 ya da 10 yaşlarımdayken, dedemin zoruyla gittiğim Kur'an kursunda kılmıştım ilk ve belki de son namazımı. Hocanın tavırları yüzünden tiksinmiştim dinden! Fakat şimdi ortam çok özeldi. Bessam, Mateqi, Sefer, hayatında ilk defa namaz kılan Gurbanov ile Ali, Somalili ve ezanı duyup gelen Nijeryalı siyahî Müslüman mülteciler, özel ortama özellik katmıştı!
***
Gezi Parkı'nda kılınan Cuma namazını duyunca, o gün Mäshult Mülteci Kampı koridorlarında kıldığımız namaz geldi aklıma.

O namaz var ya o namaz, Gezi Parkı'nda kılınan Cuma namazı çok anlamlı. Bir yanda, "orada başı örtülülere taciz ediliyor, camiye birayla, ayakkabılarla giriliyorlar, belki de grup seks yapıyorlar" diye karalanıp küçümsenen bir direniş, öte yandan her şeye rağmen direnen, her kesimden haksızlığa isyan etmiş "BİZİM" insanımız. Sadece biz değil, birçok öteki (sözde medeni) ülke insanının aklının alamayacağı bir "21 yüzyıl destanı" yazılıyor Taksim Gezi Parkı'ndan başlayarak, yurdun her tarafından yankılanan!

Tam dört hayat söndü. Binlerce yaralı ve sakat var. Sıkılan zehirli gazlarla (polisi, gazetecisi, direnişçisi) acısını yıllarca yaşayacak kuşkusuz...

Peki şu soruya kim yanıt verecek: Değer miydi?

Hangi hayat, bir inattan, iktidar ve güçten, hanesine atılacak oylardan daha değerlidir?

Hangi vicdan, bir AVM ve kışla yapımı ya da birkaç ağacın yok edilmesi kararının altına imza atmak için diretir?

Hangisi daha anlamlıdır insan için? Hayat mı, siyasi kariyer mi ?

Yarın direniş bitecek; fakat, yiten canlar bir daha gelmeyecek ve o solan nefeslerin, kırılan fidanların vebali, birilerinin alınlarında "KAN-KARA LEKE" olarak kalacak!

twitter.com/Suatsh

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.