SON DAKİKA
Hava Durumu

Levent Üzümcü ne demek istedi?

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2013 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2013 00:12

Yayını değil ama programla ilgili Üzümcü'nün söylediklerini, ertesi gün sosyal medya aracılığı ile internete düşen 5 dakikalık videodan izledim.

Önce şunu sormak lazım: Levent Üzüncü ne demek istiyor? "Söylediklerinde yalan ya da yanlış bir şey var mı?" hemen bir kurcalayalım bakalım?

Programın sunucusu Mesut Yar soruyor: Nelere itirazın var mevcut durumdan?

Üzümcü önce duraksıyor ve "Yekten söyleyebiliyoruz değil mi?" diye karşılık vererek başlıyor içini dökmeye: "Çok net görünen bazı şeyler var, mesela yalan dolan var!"

Başbakanın ve iktidar mensuplarının kendi kendilerini yalanlayan ifadelerini düşündüğümüzde Levent Üzümcü'nün neyi kast ettiğini hemen anlıyoruz.

Şöyle devam ediyor Üzümcü anlatmaya: "Hiç olmamış bazı şeyler sanki olmuş gibi anlatılıyor! Bize çok zulüm edildi, kitaplarımız yakıldı, ibadetimiz engellendi. Ben bilmiyorum, ben askere gittim, 16 ayımı harcadım askerde, bu ülkeye 16 ayımı verdim, Ramazanını, kurbanını, cumasını, bütün namazlarını, isteyen istediği gibi yerine getirebiliyordu. Ben bunu askerde gördüm ve kimse de bir şey demiyordu. Hep ordu yaptı ya bu engellemeleri, CHP ile bir araya gelerek falan. Bakıyorum, tarih ile bir oynama var, yok camiler ahır olmuş falan gibi, mesnetsiz bir takım iddialarla, -siz bunları unutmayın!- diyerek, kürsülerden insanlara söylenmeye başladı."

Levent üzümcü burada da haklı! 18 ay askerlik yaptığım 1986-87, Çanakkale'deki 2. Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığı'nda, (ben dâhil) istediğimiz zaman gidip ibadetimizi yapabileceğimiz mescidimiz vardı ve dileyen her asker gidip (görevini aksatmaması koşuluyla namazını kılabiliyordu) Kimse de kimseye karışmıyordu ve o mescit Tugay binasının inşası kadar eskiydi.

Levent Üzümcü, "Sen sanatçısın, sen işine bak, siyaseti siyasetçiler yapsın, diyorlar. Dünyanın neresinde var bu. Sanki bunlar gerçekmiş gibi anlatılıyor ve benim meslektaşlarım, pek çok arkadaşım, parasız kalacakları, iş bulamayacakları korkusuyla kukumav kuşu gibi oturuyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar!" diye anlatmaya devam ediyor.

Evet, belki de bu iktidarın uyguladığı en önemli icraatı bu. İnsanları ekmeği ile tehdit etmek.

Levent Üzümcü'nün söylediği en kayda değer ve altının çizilmesi gereken nokta burası. "İşsiz kalma, para kazanamama korkusu"

Üzümcü de belli ki bizden(!), böyle bir kaygısı yok. Yani kaygısı yok derken, korku anlamında.

Erk ve iktidar sahibi güruh, eğer insanları bu şekilde saflarına çekmeyi planlıyor, bunu da uyguluyorsa, zaten o ülkede hak, hukuk ve adaletten söz edebilmek ne mümkün! Hele adında "Adalet" olan bir parti bunu yapıyorsa liderinin kürsülerden "yalan" söylemesine de şaşırmamak lazım.

Ben bunu demiyorum, sn başbakan kendi kendini yalanlıyor. Bir gün önce söylediğini, ertesi gün yalanlayan kendisi... İnanmıyorsanız bakın şu linke, tıklayıp da izleyin, her şey apaçık anlaşılıyor: BİR BAŞBAKAN İKİ ERDOĞAN

"Ben yalanın dolanın karşısındayım. Bunu hangi taraf yaparsa, onun karşısındayım. Çünkü ben hayatımın hiçbir döneminde bir partinin üyesi olmamışım" diyor Üzümcü.

Evet, Üzümcü'nün bu sözlerinin altına ben de imzamı atıyorum. Bunu AKP değil, iktidarda CHP olsaydı, ya da MHP veya bir başka parti, benzer uygulamalarda bulunsaydı, bizden aynı tepkileri alacaktı.

Yanlış her yerde yanlıştır, işimize geldiği gibi değil, yanlış olduğu için bunları eleştiriyoruz!

Ben de hiçbir partinin üyesi olmadım. Levent Üzümcü'nün dediği gibi, ben de sanatçı(!) olamasam da, sanatla iştigal eden insanların tek ideolojileri olmalı, o da yaptıkları "sanat"... Sinemaysa sinema, müzikse müzik, resim, heykel ya da tiyatro ise tiyatro!

Ve bunu, birileri, sırf şirin görünmek, bir cenaha, cemaate veya partinin hoşuna gitsin diye yapıyorsa eyvah ki ne eyvah!

Üzümcü, "Bu ülkede 700 kişi açlık grevinde ve başbakan Almanya'da açıklıyor, "hiç kimse açlık grevinde değil" diyor. Bu bir gerçek midir değil midir, bu bizim ülkemiz midir değil midir?" diyerek şaşkınlığını dile getiriyor.

Levent Üzümcü burada da yanlış söylemiyor. Bırakın 700 kişiyi, 1 kişi bile açlık grevi yapıyorsa, bir başbakanın çıkıp da o tek kişiyi yok saymaya hakkı olabilir mi?

O zaman sayın başbakana sorarlar: Siz kimin başbakanısınız, hangi halkın, hangi ülkenin?

Son söz olarak şunu diyor Levent Üzümcü:

"Acayip bir ayrıştırmaya gidildi. Ben vatanı sevmiyor muyum, ben bu vatanın evladı değil miyim? Ben bu vatanı nasıl sevmem. Ben bu ülkede yaşıyorum... Biraz daha samimiyet, biraz daha doğruluk, dürüstlük istiyorum!"

Elbette hepimizin bir siyasi görüşü var, oy verdiğimiz bir siyasi partı mevcut.

Eğer AKP benim oyumu istiyorsa beni sindirerek, korkutarak değil, adının içinde yer alan Adalet gibi, her sözlerinin arasında dile getirdikleri Allah'ın emrettiği gibi "Adil" olursalar benim oyunu alabilirler.

Eğer benim ve Levent Üzümcü gibilerin oylarına ihtiyaçları yoksa, haberleri olsun, film bitmek üzere ve bu filmin devamı yok!

Levent Üzümcü'nün'nün söylediklerini izlemek için: http://video.cnnturk.com/2012/magazin/11/1/levent-uzumcu-isyan-etti-ben-de-bu-ulkenin-vatandasiyim 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.