SON DAKİKA
Hava Durumu

Ertuğrul Özkök'ün gördüğünü görememek!

Yazının Giriş Tarihi: 23.02.2012 06:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.02.2012 06:19

İşte bu görüşmede çekilen fotoğraflar da pek haşmetli medyamıza servis edilmiş.

Ulusal gazetelerimizden Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni ve (halen) yazarı Ertuğrul Özkök beyefendi de, kimsenin göremediği bir bakış açısı yakaladığını iddia ettiği bir yorum kaleme almış!

"Bir fotoğrafın anlattıkları" başlıklı makalesinde Ertuğrul bey, fotoğraf karesinin, altından girmiş üstünden çıkmış, şahane(!) bir "tek kare" çözümlemesi yapmış.

Kaleminden damlayan Sivas yayla balı mı desem, Artvin Anzer balı mı, ne desem bilemedim(!)

Evet, tek kare çok şey anlatır!

Ertuğrul Özkök baktığında, başka bir şey görür, bakkal Hüseyin efendi başka, ben başka, sen başka, emekli Hayriye teyze bambaşka şey görür!

Ya da kimse bir şey göremez!

Veya ne görmek istiyorsanız, onu görürsünüz!

Üstat Ertuğrul da ne görmek istiyorsa onu görmüş görmesine de esas görülmesi gerekeni ne yazık ki atlamış!

Bunu da internet ortamında başka bir açıdan görenler hemen paylaşmışlar.

İnternetin icadıyla gerçekten de mertlik bozuldu! Birileri üşenmemiş, hemen iki fotoğrafı omuz omuza iliştirmiş!

İki fotoğrafı yan yana koyunca da yoruma gerek kalmamış:

KARE1-Mustafa Kemal Atatürk, siyah beyaz bir karede, ayakta, Başında kalpağı, eli cebinde artistik bir duruşla pozunu verirken sandalyede, hemi de kara bir çarşaf içinde Latife Hanım oturmakta! Yıl muhtemelen 1920'lerin başları.

KARE2-Yaklaşık 90 yıl sonra, yıl 2012. Yer İstanbul, dijital bir fotoğraf ve renkli. Mustafa Kemal'in önderlik ederek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ile Başbakanı koltuklarında otururken, eşleri ayakta duruyor! Bir fark daha var, Latife Hanım, dönemin gereğince kara çarşafla örtünürken, burada kadınlar günümüz gereğince türbanlı!

Olumlu bakmak, olumlu düşünmek çok güzel... Lakin, bazen tek kare fotoğraf size görmek istediğinizi gösterir!

Hele günümüz teknolojisinde, devler cüce, cüceler dev olur!

Önemli olan o fotoğrafın öncesini ve sonrasını görebilmek değil midir!

Tek kare size salt o anı dondurup önünüze koyar. O andan sonra, kişiler kendi başlarına kaldıklarında, başlarını yastığa koyduklarında neler yaşıyor, ne hissediyor, onu anlayabilmek hüner esas!

Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan, iki dava arkadaşı. Tartışmasız, Cumhuriyet tarihimizin son 15 yılına damga vuran çok önemli iki figürün aralarında sorun olmasını düşünmek başlı başına tuhaf!

Ancak, Ertuğrul Özkök ağabeyimin altını çizdiği bir noktanın üzerinde durmak lazım! Başbakan hasta görünüyor, yılgın, bıkkın, 75 milyonluk ülkenin yükü omuzlarında olduğundan mıdır, geçirdiği rahatsızlığın etkisi midir, bilinmez, Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yan yana gelince fark ortaya çıkıyor!

Belki bu iki fotoğraf arasında tek bir fark olabilir, fakat günümüzde çekilen fotoğrafın içindeki insanlar arasındaki farklar göz ardı edilmeyecek denli çok!

Fotoğrafın arka fonunda Boğaz, Karadeniz ile Marmara arasında bağlantı. Umut ve umutsuzluk denizi iki yakayı (Avrupa ve Anadolu'yu olduğu kadar, iktidar yandaşlarıyla, kalan yüzde 50'yi) birbirinden ayırırken, tarafsız olanın bertaraf edildiği bir coğrafyada tek kareye sığmayan huzur ve mutluluğun birileri için hala çok uzak olduğu acı bir şekilde anlaşılıyor! 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.