SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan, Soros'u tanıyor mu?

Yazının Giriş Tarihi: 28.06.2013 10:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.06.2013 10:21

Bbloomberght.com adlı sitede yer alan haberi okuyunca, yıllar önce Soros ile ilgili medyamızda çıkan haberler geldi aklıma.

Yıllar önce dediğime bakmayın, yani bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine götürecem sizi şimdi. Soros ile ilgili kaygı dolu ilk yazıyı Türkiye'de Can Dündar yazmıştı. (O yazıyı aradım ama bulamadım) Dündar o yazıda Soros'un yatırım yaptığı her ülkenin daha sonra iç karışıklık yaşadığı konusunda uyarılarda bulunuyordu.

Bazı kesimler tarafından Şeytanın oğlu olarak da adlandırılan ve esas işlevi borsa spekülatörlüğü olan ünlü yatırımcı ve Soros Fon Yönetimi'nin başkanı George Soros'u Türkiye'de yatırım yapması için davet eden kim biliyor musunuz? BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN. 14 haziran 2005'te George Soros'u kendi makamında kabul eden Erdoğan, Macar asıllı Amerikalı Yahudi iş adamını yatırım yapması için ülkemize davet ettiğine dair şu haber ajanslardan medyaya yansımıştı. Haberi geçen ajans İHA Ankara temsilciliği: Başbakan Erdoğan, Ünlü Yatırımcı Soros'u Kabul Etti

Can Dündar, köşesinde Soros'u deşifre(!) ettikten sonra da ilk röportajı yapmak zorunda kalan ilk gazeteci de yine kendisi oldu. Dündar röportajı yapmaya gönül rızasıyla mı gitti, yoksa kerhen mi, bilmiyorum ama 2 bölüm halinde yayınlanan röportajda söylenenler bugün yaşananlara ışık tutacak ayrıntılar taşıyordu. 12.5.2005 tarihinde Can Dündar'ın sorularına açık yürekli(!) yanıtlar veren Soros'un sözlerini kullanarak 'AKP, İslami bir ülkenin en demokratik partisi' başlığını atmıştı Milliyet Gazetesi.

AKP'ye ve Erdoğan'a nasıl da gazını vermiş eski kurt Soros değil mi?

(O röportajı okumak isterseniz başlıklardaki linklere tıklayabilirsiniz)

"Nerede Devrim Var Kızıl Milyarder Orada" başlıklı 13 Mayıs 2005 tarihinde yayınlanan röportajın 2 gününde Dündar'ın sorularını aynı dürüstlükle yanıtlamaya devam eden Yahudi asıllı Borsa spekülatör Soros, Can Dündar'ın, "Diktatörler sizden korkuyor, çünkü siz gelince onlar devriliyor. Değişimi tetikliyor musunuz, yoksa kokluyor musunuz? şeklindeki soruya şöyle yanıt veriyor: Değişim halktan gelmelidir. Elbette vakıflarımızın demokrasi talebine katkısı olabilir, ama halk desteklemedikçe bu hiçbir işe yaramaz.

CAN DÜNDAR: Ama muhaliflere para vererek değişime önayak oluyorsunuz.

GEORGE SOROS: Hayır. Ben değil, oranın halkı önayak oluyor. Biz onlara destek veriyoruz.

Tam da Sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şikayet ettiği konulara taa 2005'te değinmiş Soros amca değil mi?

Diktatörlere karşı ayaklanan halkı destekleyen bir borsa spekülatörü. Peki bu adamı Türkiye'ye kim davet etmiş ve onu makamında kim konuk etmişti, tekrar anımsayalım: RECEP TAYYİP ERDOĞAN

O tarihlerde Sn Başbakanımızı uyaran kimse olmamış mı dersiniz? Olmuş tabi. İşte onlardan biri: Güngör Uras.

Uras, 22 Haziran 2006'da Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde yer alan "Ben Soros'tan Korkarım" başlıklı yazısında şöyle bir uyarı yapmıştı: "Açık Toplum Enstitüsü etrafında topladığı entelektüeller, yazarlar, çizerler, üniversiteler ve ülke politikasında şu veya bu görüş yanlılarına destek vermeye başlasa... "Alınız başınıza kocaman bir belayı"...Soros'un pozisyon alma hakkı var da benim yok mu? Benim pozisyonum belli. Ben Soros'u sevmiyorum. Türkiye'deki ilişkilerini yanlış ve zararlı olarak değerlendiriyorum. Bunun için Soros'tan korkuyorum. Ama, benim Soros'u sevmemem "ne yazar"? Soros sevenler o kadar çok ki... Bakınız şu kriz döneminde, AB'den, ekonomiden, enerjiden sorumlu anlı şanlı bakanlarımız. Soros ile yemek yemek için, Ankara'yı bırakıyor, koşa koşa İstanbul'a geliyor."

Güngör Uras, AKP iktidarını, bakanlarını ve elbette sn Başbakan Erdoğan'ı kibarca uyarmış. Bugün olduğu gibi Erdoğan o gün de kimseyi dinlemediği için, bu uyarı da havada kalmış elbette!
***
Şimdi gelelim bugüne. Yani günümüze...

Sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Gezi Parkı" olaylarının arkasında dış güçler olduğundan avazı çıktığı kadar şikayet ederken adres olarak "Faiz Lobisi"ni göstermişti. Yani uluslararası borsa simsarları, borsa spekülatörlerini. Bu Faiz Lobisi'nin çıbanbaşı olarak da karşımıza Soros çıkıyor!

Üstte de paylaştığım Dündar'a verdiği röportajında ne diyordu ak saçlı sinsi gülüşlü Soros amcamız? "Değişim halktan gelmelidir. Elbette vakıflarımızın demokrasi talebine katkısı olabilir, ama halk desteklemedikçe bu hiçbir işe yaramaz."

Yani, Soros amca demek istiyor ki "bir sıkıntı olacak ve o sıkıntı olursa, biz de yarayı kaşıyacaz, kaşıyıp iltihap olacak ve sonra..."

Hadi George Soros'u ülkeye yatırım yapmak için Erdoğan davet etti, kabul. Peki, Gezi Parkı olayları ilk başladığı gece, yani yara kaşınmaya başlamadan, henüz küçük bir sivilceyken, apse olmadan daha o gece, Gezi Parkı'nda toplanan 50-60 kişilik gruba sabah ezanına müteakiben saldırı emrini kim verdi?

Soros'un adamları İstanbul Valiliği'ne, Emniyet Müdürlüğü'ne sızmış olabilir mi, ne dersiniz?
Ya da İstanbul BŞ Belediyesi'nin dozer ve kepçelerini, ağaçları sökmek için Gezi Parkı'nın önüne gönderen Soros muydu?

Veya, 19 Haziran Cumartesi günü, ben de oğlum Tarık ile bulunduğum gün, akşam ezanına müteakiben başlayan Gezi Parkı ve Taksim müdahalesi emrini de Soros vermiş olabilir mi?

George Soros hem İçişleri Bakanlığı'na, hem de İstanbul BŞ Belediyesi'ne ve tabii ki, orada toplanan kalabalıklara etki edebileceğine inanıyor musunuz gerçekten?

Soros için şeytanın oğlu dediysem mecazi anlamda dedim, gerçekten tüm bunları yapabilecek kudrete sahip biri olduğunu düşünmüyorsunuz umarım. Zira benim gibi, yüz binlerce kişiden oluşan sıradan halkı meydanlara çeken polisin orantısız güç kullanımı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendini halkın üstünde görme çabası ve inadından gayri başka bir şey değildi!

Var sayalım, George Soros'un bu işlerde parmağı var...
İyi ama, Başbakan Erdoğan geçenlerde, o emirleri kendisinin verdiğini itiraf etmemiş miydi?

Yoksa, Erdoğan ve Soros...
Yok canım o kadar da değil!
İyi de, ne peki?
***
Ortada çok basit ve rahatlıkla tedavi edilecek bir yara varken, yanlış tedavi uygulayarak, George Soros gibilerine fırsat yaratırsanız ve üstelik bu insanlara ortam hazırlarsanız, "Faiz Lobisi bizi yıkmaya çalışıyor!" demeniz ne kadar samimi ve inandırıcı olur?

Daha önce buradan sormuştum, bir daha soruyorum: Hangi AVM, hangi Kışla, hangi Kent Müzesi, hangi siyasi kariyer insan hayatından daha değerlidir? Uğratılan maddi zarar belki bir şekilde telafi edilecek. Ya sakat kalanların kaybolan uzuvları, ölüp giden canlar? Ya polisimizin halk nezdinde tükenen itibar ve güveni?

Olanlara bakınca söyleyecek tek bir şey kalıyor: Kendi düşen ağlamaz.

Bugün yaşadığımız her türlü kaybın tek bir sorumlusu var. O da miting meydanlarında tekrarladığı arsız yalanlarla seçmenlerini kışkırtmaya devam eden Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değildir. Bunu ben demiyorum. Ne yazık ki, kendi yaptığı ya da yapamadığı icraatları ve söyledikleri "her şeyi" apaçık kanıtlamaya yetiyor!

Ayakkabılarını çıkarıp Obama ile camiye girmesi de bir şey ifade etmiyor...

Çünkü, kral çıplak! 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.