Bülent Arınç öcü mü?

Güç onda ve onlarda, evet!

Uzun zamandır bekliyorlardı yelkenlerini şişirmeyi ve rüzgar (tamamen) onlardan yana esiyor, esmese bile estiriyorlar artık(!).

"Astığı astık kestiği kestik" mi olması lazım!

Yoksa büyüklük gösterip daha babacan davranarak kucaklayıcı mı olmaları gerek.

Ustalık dönemleri pek de sevimli geçmiyor hükümetin ya; Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç Bursa'da antipatik olmaya devam ediyor ne yazık.

AKP Bursa Teşkilatı'ndaki iç çekişmeler epeydir seziliyordu da bu son olay bazı nahoş durumları su yüzünü çıkarmaya yetti.

Olay Gazetesi'nin usta yazarı Ahmet Emin Yılmaz ağabeyimi çok iyi tanırım. Nasıl biri olduğunu okuru da bilir, medya camiası da.

Yazdığı yorumu ben de okudum, Bülent Bey'in neden öyle bir tepki verdiğini anlayamadım!

Hele tepkisini, ne bir Bursalı hemşerimize, ne de bir parlamentere yakıştıramadım.

Ne demek, "Ayağını denk al?"

Ne yapar acaba Sayın Arınç, sürüm sürüm süründürür mü?

Ayağından mı asar(!)

Beddua mı eder?

Harcar mı?

Bu mudur misyonu?

Bu halk bunun için mi onu parlamentoya yolladı?

Bursalılar böyle yapması için mi oy verdi sayın ve pek değerli hemşerimize?

Hani parti içi demokrasi?

Geçtik partiyi de hani toplumsal uzlaşı ve demokrasi!

Açık olacaksın, "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" demeyeceksin, direkt geline söyleyebiliyorsan söyle.

Ahmet Emin Yılmaz ağabeyimizin durumunu anlayabiliyorum. İstanbullu anlı şanlı nice kalemşörler bertaraf edilmişken, daha farklı davranmasını beklemek abesle iştigaldir!

Gazeteciler ve yazarlar Bülent Bey'in keyfine göre mi haber yapacak artık Bursa'da!

İstanbul medyasına karşı yürüttükleri sindirme politikasını Bursa'da da mı hayata geçirme niyetindeler ve Sayın Arınç bunun ilk emarelerini mi gösterdi?

Bu ne tahammülsüzlük, bu ne hazımsızlık; "Şimdi burası yeri değil ama madem kameralar ağzı açık beni dinliyor, söylemeliyim..." demek nasıl bir üsluptur Sayın Arınç?  "Haddini bileceksin arkadaş... Bunların derdi benimle. Bana çakılmaz, benimle uğraşılmaz. 22 Nisan'daki kongreden sonra bunlarla daha rahat konuşacağız" demiş sonra da!

Tehdidin bini bir para...

"Ayağınız denk alın", yoksaaaa!
"Yoksa ne?" Bülent Bey, siz bu gücü halktan almadınız mı?

Yani bizden. Biz, Sayın Bülent Arınç, bizi tanımadınız mı? Biz halkız, oy veren, seçmen, sizi oraya taşıyan Bursalılar!

Biz sizi saygın ve aklıselim biri sanıyorduk ama karşımızda öcü gibi duruyorsunuz, bizi korkuttuğunuzu sanıyorsunuz. Oysa biz tek bir şeyden korkarız değerli bakanımız, öcülere de hiç inanmayız!

Burası Bursa, Sayın Bülent Arınç, Manisa değil. Orada belki sesini çıkaracak bir medya yoktu ama Bursa'da gölgesinden korkmayan kalemler de var.

Siz bugün varsınız, yarın ne olur Allah bilir.

Tıpkı sizden öncekiler gibi.

Onlar şimdi nerede, siz neredesiniz?

***

...Ve bir de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Urfa Milletvekili Faruk Çelik'in Şehir Gazetesi'nden Pınar Yeniyiğit'e yaptığı açıklamaları var gündemde...

Tam kafa karıştırıcı...

Bakan Çelik, isim vermeden bazı gazetecileri iftira atmakla, Bülent Arınç'la aralarını bozmakla suçluyor.

Bir yanda Manisa'dan Bursa'ya çekilen Arınç, öte yanda Başbakan'ın isteğiyle Bursa'dan değil de Urfa'dan aday gösterilen Çelik.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan neden böyle bir tercihte bulunduğunu kimse sorgulamadı.

Başbakanın kararlarını sorgulamak, hele hükümet cephesinde kimin haddine!

Bülent Arınç'ın seviyesizleşen üslubunun nedeni ile Faruk Çelik'in "Yüreği yeten gelsin karşımıza konuşsun. Kimse karnından konuşmasın. Beni kimse kongrede rakip yerine koymasın. Rakip olursam liste bile yapamazlar" diyerek bazı gazetecileri 'paralı kalemler' suçlamasının nedeni de aynı.

"Kabinenin iki etkin ismi Bursa'yı paylaşamıyor sanki!" diye yazacam ama...

Neyse, gerek yok(!) Ne desem, ne yazsan boş...