Belediyecilikte çok güzel hareketler bunlar!

Bugüne kadar, özellikle Büyükşehir Belediyesi ve dolayısıyla Başkan Recep Altepe'yi, bazı uygulamalarından ötürü buradan acımasızca eleştirdim.

Ve en çok da İpek Yolu Film Festivali nedeniyle, tutarsız davrandığı için...

Biz Bursa'da sanatla iştigal eden birkaç kişi, kentimizin uluslararası tanıtımı için önemini bildiğimizden, o festivale sahip çıktık; bununla ilgili bir destek toplantısı düzenlemiştik.

Ancak sayın Altepe o toplantımızı ve destek eylemimizi, kendilerine protesto olarak algılayıp, bize karşı tavır almıştı!

Her kim aleyhimize konuştuysa artık...

Fakat görüyoruz ki, o festivalin eksikliği hala giderilebilmiş değil!

Neyse, o mevzu uzun...

Altepe'yi eleştirecek başka rahatsız edici, üzüntü verici durumlar da var.

Konumuz eleştiri değil, yiğide hakkını verme zamanı...

Bir belediye hariç, Büyükşehir Belediyesi ve öteki ilçe belediyeleri iktidar partisinden olmanın avantajıyla, iyi işler yaptıklarının da altını çizmek lazım.

(Nilüfer Belediyesi ve Başkanı Mustafa Bozbey'in de muhalefet partisi belediyesi olmasına rağmen ilçede yaptıklarını da göz ardı etmediğimizi anımsatmak isterim)

Son olarak, İDO konusunda Recep Altepe'nin konuya el atması ve alternatif bir deniz ulaşımı için harekete geçmesi takdire şayan...

Çünkü Bursalılar İDO konusunda çok muzdarip. İnsan İstanbul'a gitmeye korkar oldu. Kazıklanıp kendini aptal gibi hissetmesi bir yana İDO'nun kontrolden çıkması ve denetimsiz olması bu ülke için utanç olsa da, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin girişimini çok yerinde buluyorum.

Başta Başkan Recep Altepe olmak üzere her kim bu konuda somut adım atarsa takdiri de toplayacaktır. Kuşkusu olmasın.

***

Ve gelelim ilçe belediyelerine.

Allah var, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin'e bir türlü ısınamamışımdır... Ancak ilçesinde yaptığı son uygulamaya "helal olsun" demekten kendimi alamadım.

Çocukluğu sokaklarda geçmiş, toz toprak, çamur içinde oynamış, inşaatların tepesinden kum yığınlarına atlamış, yağmur sularıyla biriken, kurbağa yavrularıyla dolu o inşaatların temellerinde serinlemiş biri olarak, seyyar havuzları mahalle mahalle gezdirip çocukları mutlu etmesini ayakta alkışladım.

Osmangazi Belediyesi'nin mahallemizde açtırdığı yüzme havuzunun paralı olduğunu anımsayınca, ilçem çocukları adına üzüldüm.

Elbette ki havuza girmek bedava olmayacak ama orta gelirli vatandaşların yaşadığı bir mahalleye yüzme havuzu yapıyorsanız da havuza giriş fiyatlarını ona göre ayarlamak gerektiğini unutmamak lazım!

O nedenle Özgen Keskin'i ve Yıldırım Belediyesi'ni takdir ediyorum.

Keşke duyurusunu abartmayıp da, "Mahallenize Deniz Geldi!" yerine "Havuzu Ayağınıza Getirdik" gibi daha gerçekçi bir slogan atsalardı.

Mesela, Nilüfer Belediyesi de farklı bir organizasyon için "Sazını, sözünü, arkadaşını al gel" sloganıyla "21 Haziran Dünya Müzik Günü" dolayısıyla FSM Bulvarı'nın bir bölümünü trafiğe kapatarak amatör müzisyenlere sokakta müzik yapma imkânı sağladı. Ama ortada hiç de abartılacak bir durum yoktu! Nitekim her iki etkinlik de medyada gerektiği gibi yer buldu.

Bunlar belediyecilik adına çok güzel hareketler.

Özgen Keskin'e bu noktada getirebileceğimiz tek eleştiri, yaptığı hizmetleri çok abartıyor olması. Oysa abartmaya gerek yok. Yapılan her iyi ve yerinde hizmet, hem medyada, hem de halk nezdinde layık olduğu değeri bulacaktır.

Sonuçta, içinde var olduğumuz toprakları yaşanılır ve çağdaş kılmak bizim elimizde! Belediyelerin de en önemli görevleri bu olduğuna göre...

Yapılan hizmetleri layık olduğu gibi duyurup abartmadan, "görev bilinciyle" sunabilen belediyeleri bir kez daha kutluyorum..