SON DAKİKA
Hava Durumu

Altın portakallayan festival!

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2012 03:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2012 03:07

8 saatlik bir otobüs yolcuğunun ardından vardığımız Antalya'da gündüz yazdan kalma bir gün vardı ve gökyüzünde tek bir bulut bile görünmüyordu.

Oysa, Antalya'ya gelmeden önce hava durumuna baktığımda Antalya yağmurlu görünüyordu. Konaklayacağımız apart otele bizi götüren genç, "Havanın böyle olduğuna bakmayın. Burada, anında hava bozar ve fırtına patlar" deyince bulutsuz ve mavi gökyüzünün güzelliği, açılış galasının yapılacağı saatlerde yerini gök gürültülü ve şiddetli yağmura bırakarak hem genci, hem de meteorolojiyi haklı çıkardı.

Bu nedenle açılış kokteyli de ertelenirken, insanlar açılışın yapılacağı cam piramidin altına tıkış tıkış doluşarak, töreni beklemeye başladı.

Altın Portakal'ın açılış filmi Reis Çelik imzalı "Lal Gece"yi izlerken etkilendik. Dedesi yaşında biriyle zorla evlendirilen 13'lük gelinin zifaf gecesinde yaşadıklarını ironik bir dille beyaz perdeye aktaran yönetmen Çelik neredeyse tek mekanda geçen filmi başarıyla kotarmış. Ve elbette İlyas Salman'ın performansı gerçekten de takdire şayandı. Torunu yaşındaki kızla evlenmek zorunda kaldığını anlattığı sahnelerde ustalığını konuştururken, çocuk gelin rolünde Dilan Aksüt de ilk oyunculuk denemesinde Salman'a aynı başarıyla eşlik ediyor.

Bu filmle başlayan 49. Altın Portakal Film Festivali'ne tüm Antalyalıların sahip çıkması bende tarifsiz duygular yaşattı. Kentte festival heyecanı her tarafta hissediliyor. Aklıma talihsiz Bursam geldi ve üzüldüm!

Antalya'nın ulusal ve uluslar arası tanıtımı için ne kadar önemli olduğunun farkında olması, ister istemez bana Recep Altepe'nin yok ettiği İpek Yolu Film Festivali'ni anımsattı da ben de satır arasında bir kez daha sıkıştırayım dedim. Çünkü aklıma geldikçe içim yanıyor, Bursa'ya verilen sanatsal zarar ruhumu karartıyor!

Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin, Hülya Avşar'ın jüri başkanlığına rağmen ulusal medyanın hala ilgisini çekmesinden bunu zaten anlıyoruz. Ama organizasyonda aksaklıklar gözden de kaçmıyor. Bir karmaşa, bir belirsizlik hissediliyor. E kolay değil tabi, onca beleşçiyi memnun etmek, keyfini yapmak sıkıntı verici(!)

O bir yana, Antalyalıların 49. Yılında bile sinema adabını öğrenememiş olması çok acı. 2012 yılında bile film gösterimi sırasında cep telefonlarının çalması pişkinlikle açıklanacak bir durum değil.

Geçen ay Bursa'da yapılan FotoFest'in kapanış töreninde Bursa Valisi konuşurken izleyicilerden birinin cep telefonundan akşam ezanı melodisinin çaldığını yazmıştım ya, inanın Antalyalıların telefonları da ondan farkı yoktu.

Çalanın ezan ya da müzik olmasının hiç farkı yok, inanın!

Bu yılki Altın Portakal'ın 'Mizah, Muhalefet ve Demokrasi' temasına en uygun konuşmayı Cihat Tamer hükumete muhalefet ederek yaparken, mizah ve demokrasi kısmını ise gereksiz şekilde uzun konuşan bürokratları (vali ve müsteşarı) alkışlarıyla protesto eden izleyiciler yerine getirdi.

Antalya Altın Portakal'ın ilk günkü izlenimlerimden aktarabileceklerim şimdilik bunlar.

Açılışı vasat olan festivalin kapanışına kadar buradayız. Bakalım kapanış galası beni utandıracak mı? 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.