SON DAKİKA
Hava Durumu

Mısır; Darbe mi, devrim mi?

Yazının Giriş Tarihi: 07.07.2013 12:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.07.2013 12:57

Devrim mi yoksa darbe mi? Ülkemizde ve dünyada yaşanan bazı olaylar kimi kişiler tarafından "devrim", kimileri tarafından ise "darbe" olarak nitelendirilmektedir. Ülkemizde yaşanan 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri, askerin siyasete doğrudan müdahalesi ve yönetime el konulması olduğu için çoğunlukla darbe olarak adlandırılmaktadır. Ancak özellikle 27 Mayıs için "devrim" diyenler hiçte az değildir.

O halde devrim ve darbe arasındaki fark nedir? Wikipedia "devrimde bir kitle hareketi ile politik sistemin bütününde önemli bir değişmenin gerçekleşmesi söz konusudur" demektedir. Askeri darbe ise, "bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koymasıdır" şeklinde tanımlanmaktadır. Hükümetlerin ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca nedeni olarak gösterilmektedir.

Mısır'da yaşananlar da kuşkusuz ki darbedir. Mısır ordusu, ülkede yaşanan sorunlar karşısında halkın tepkisini kullanarak darbe yapmış, yönetime el koymuştur. Mısır ordusunun ülke ekonomisin yüzde 40'ını kontrol ettiğini de düşündüğümüzde, Mısır'da yaşananlara darbe diyemeyenler, hatta bunu "devrim" olarak adlandıranlar demokrasi karşıtı cephede yer almaktadırlar. ABD ve AB ülkeleri de Mısır'da olanlara darbe demeyerek, demokrasi anlayışlarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Ülkemizde de bazı ulusalcı çevrelerin "Mısır'da Devrim" çığlıkları hiç şaşırtıcı olmamıştır. Sevindirici olan, bu kez CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun darbeye karşı tavır sergilemesidir.

Darbelere karşı takınılan tavır, aslında demokratlık konusunda bir turnusol işlevi görmektedir. İşine gelmeyen darbelere en keskin tavırlarla karşı çıkarken, işine gelenleri "devrim" çığlıkları ile alkışlayanların demokratlığı sadece kendilerinedir. Darbenin iyisi, kötüsü olamaz. Seçimle gelen bir iktidarın, ordu tarafından devrilmesi hiçbir şekilde mazur gösterilemez.

Seçimle gelen, seçimle gitmelidir ancak bunu savunmak, seçimle gelen iktidarın aklına her geleni yapabileceği anlamına gelmemektedir. Demokrasi, toplumsal katılım, tartışma ve müzakereyi içermeyen basit bir "temsili demokrasi" olarak algılanmamalıdır. Demokrasiyi sadece seçme ve seçilme hakkına indirgeyen bu anlayış, insanların düşüncelerini özgürce ifade etme ve kendi geleceklerini belirleme imkanlarını, hem yerelde hem de genelde engellemektedir.

Evet, sandıktan çıkmak önemlidir ama demokrasi sadece sandıkla sınırlanamaz. Yaşam alanını ve üretim sürecini de içeren her konuda ve yerel/genel her düzeyde karar süreçlerine ve mekanizmalarına katılımı, halkın bugününe ve geleceğine sahip çıkmasını, tepeden dayatılan kararlar yerine yerinde üretilen kararları ve bunu mümkün kılan şeffaflığı temel almak gerekir.

Mısır'da olan kuşkusuz ki darbedir. Mısır ordusu, ülkedeki egemenliğini bu darbe ile perçinlemek istemiştir. Ancak Mursi de melek değildir. Darbe öncesi 30 milyon Mısırlı'nın sokağa çıkması, Mursi'nin politikalarının iflas ettiğinin göstergesidir. Mursi'nin yapması gereken halkın sesine kulak vererek erken seçime gitmek olmalıydı. Ancak ordu ne halkın "devrimine" ne de Mursi'nin istifasına fırsat vermeden darbe yaparak Mısır tarihine kara bir leke daha vurdu.

Yapmamız gereken güçlü bir biçimde "darbelere hayır, yaşasın katılımcı demokrasi" diye haykırmaktır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.