SON DAKİKA
Hava Durumu

Hayır kazanacak, ya sonra!

Yazının Giriş Tarihi: 01.04.2017 11:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.04.2017 11:02

Genel kanı Hayır oylarının birkaç puan önde olduğuna ilişkin, ancak büyük çoğunluk kuşku içinde!

Muhalefet cephesinde "acaba AKP ve Erdoğan yine kazanır mı" tedirginliği sürüyor. Son on beş yılda yapılan tüm seçimleri kazanan, sadece 7 Haziran'da tökezleyip, yaptığı hamle ile 1 Kasım'da bunu da değiştiren Erdoğan'ın yine kazanabileceği kuşkusu hemen herkesin aklının bir köşesinde durmakta.

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Kazanmak için inanmak ön koşuldur! Kazanacağınıza inanmazsanız, kararsızlar size nasıl inansın da oy versin?

Üzerinde durulması gereken ikinci önemli nokta da 16 Nisan'da her şeyin sonuçlanmayacağı, sonuç Hayır da çıksa ortalığın güllük gülistanlık olmayacağı.

Toplumun bir bölümünde 16 Nisan'da Hayır çıktığında ülkeye demokrasi ve özgürlük geleceği, her şeyin birden değişeceği yönünde bir beklenti var. Ne yazık ki öyle olmayacak. 17 Nisan sabahı yine AKP iktidarı ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğu bir Türkiye'ye uyanacağız.

Ekonomik kriz, işsizlik, Kürt sorunu, eğitim ve adalet gibi konularda yaşanan sorunlar, doğanın talanı aynen devam ediyor olacak. Büyük olasılıkla OHAL de sürecek. O halde, şimdiden 16 Nisan sonrası ne yapılması gerektiğini konuşmak durumundayız.

Referandumdan HAYIR çıkarsa öncelikle muhalefet moral kazanacak. Ayrıca muhalefetin bir bölümüne yerleşmeye başlayan "bunlar seçimle yenilemez" inancı geçerliliğini yitirecek.

Öte yandan AKP cephesinde ve Erdoğan'da moral bozukluğu ve belki kırılmalar yaşanması söz konusu olacak. Eğer oy farkı 1-2 puandan fazla olursa, yakın bir zamanda seçime gidilme olasılığı tartışılmaya başlanacak.

Bana göre demokratik muhalefet öncelikle OHAL'in hemen kaldırılması ve KHK'lerin iptal edilerek işinden atılanların geri dönmeleri (kuşkusuz ki darbe girişiminde fiilen rol oynayanlar hariç) için kampanya başlatılması üzerine yoğunlaşmalıdır. Bunun ardından da 35 yıldır birlikte yaşadığımız 12 Eylül darbe anayasası utancından kurtulmak için kollar sıvanmalıdır.

Bugün yaşadığımız sorunların büyük bölümü bu darbe anayasasından ve siyasi partiler kanunundan kaynaklanmaktadır. Ülkede yaşayan halkların bir bölümünün içinde kendini bulamadığı, farklı ve kimlik ve inançların kendini dışlanmış hissettiği bu anayasayı tümüyle çöpe atarak yepyeni ve sivil, demokratik bir anayasa en acil görevlerimizden biridir.

Yeni anayasada tümüyle bağımlı ve taraflı bir hale gelmiş yargıyı demokratik bir yapıya dönüştürecek maddeler yer almalıdır. Laik, demokratik, bilimsel, parasız ve ana dilinde eğitim için radikal düzenlemelere ihtiyacımız var.

Emeğin ve doğanın sömürüsüne destek veren maddeler yerine emeği yücelten, sendikal hakları büyüten, doğayı sömürü aracı olmaktan çıkaran bir anlayış yeni anayasada yerini bulmalıdır.

Anayasa tüm kimlik ve inançları kucaklayan bir dile, kadınlar ve çocuklara yönelik pozitif ayrımcı düzenlemelere sahip olmalıdır. Belirli bir kimlik, inanç veya mezhebe öncelik sağlayan maddeler anayasada yer almamalıdır.

Özgürlükçü laiklik anlayışı ile devlet inanç karşısında nötr olmalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü tam olarak sağlanmalı, ırkçılık dışında tüm görüşler serbestçe dile getirilebilmelidir. Tekçilik yerine çoğulculuğu temel alan, temsili değil doğrudan demokrasiyi hedefleyen, kararların merkezde değil yerellerde alındığı bir yönetim sistemi oluşturulmalıdır.

Tümüyle antidemokratik olan siyasi partiler yasasının değiştirilerek lider sultasının ve yüzde 10 seçim barajının kaldırılması da demokratik bir Türkiye için olmazsa olmaz koşullardandır.

Ben, önümüzdeki iki hafta içerisinde olağanüstü bir gelişme olmazsa referandumdan HAYIR çıkacağına inanıyorum. Ancak bunun için öncelikle buna inanmamız ve tüm toplum kesimlerini oy kullanmak için teşvik etmemiz gerekiyor. Ardından ise bu moral ile, demokratik bir Cumhuriyet için yeni bir mücadele bizi bekliyor olacak.

@aserdaresen

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.