SON DAKİKA
Hava Durumu

Kandırılıyoruz ey halkım!

Yazının Giriş Tarihi: 01.12.2016 09:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.12.2016 09:26

Mükemmel gidişatımızın eğitim kanadıyla ilgilenen Bakanımız Bursa'da yaptığı konuşmasında eğitimde birinci sırada olduğumuzu söyleyerek bunu kanıtladı.

"Türkiye'deki eğitim standartları İngiltere'den, hatta Amerika'dan daha iyi." Malatya'da söylenen bu sözlerin ardından 'Bakış açıları bu kadar değişemez, acaba başka bir Türkiye'de var mı, farklı ülkelerde mi yaşıyoruz?' diye düşünmeden edemedim.

Nitekim eğitime ilişkin yapılan araştırmalar söylenen iyi durumun ne kadar yanıltıcı olduğunu ortaya koyuyor. Ülkelerin okullaşma oranını merkeze alan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Eğitim Endeksi'ne göre Türkiye 69. sırada bulunuyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)'nün 2016 Eğitime Bakış raporunda yer alan öğrenci başına harcanan para açısından 10.493 dolarlık OECD ortalamasının yıllık 3.327 dolar ile Türkiye'nin çok altında kaldığı açıkça görülüyor.

İlköğretime erişim, yetişkin okur-yazarlığı, eğitim kalitesi ve cinsiyet eşitliği kriterlerini dikkate alan UNESCO'nun desteğiyle hazırlanan Herkes İçin Eğitim Gelişim Endeksi (EDI)'ne göre Türkiye 65.sırada yer alıyor.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PİSA) ya da herhangi bir özel araştırma kuruluşunun yaptığı eğitim kalitesi endekslerine de bakacak olsak, hiç birisinde Türkiye'deki eğitim standartlarının İngiltere ve ABD'nin ilerisinde olduğunu maalesef göremiyoruz.

Kandırılıyoruz ey halkım!

Milli Eğitim Bakanının söylediği "iyi bir öğrenci, iyi ürün demektir" sözünü bir eğitimci olarak analiz etmek bana farz oldu. Ürün, sözlükteki anlamıyla doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul veya türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey demektir.

Genellikle ekonomi alanında kullanılan bir kelime olan ürün, ekonomideki anlamı ticari amaç güdülerek yapılan belirli bir malzeme ve insan hizmeti vererek meydana getirilen kullanılabilir yarı işlenmiş veya tamamlanmış maddedir.

Eğitimde yeri olmayan ürün kelimesini insana atfetmek, insan duygusunu, kişiliğini, düşüncesini yok saymak demektir. Öğrenciyi ürün olarak görürseniz, fiyat biçersiniz. Son kullanma tarihi geçtiğinde hiçbir değeri kalmaz. Bu düşünce felaketin habercisidir. Bu zihniyetle yönetilen bir ülkeyi yıkmak için hiçbir dış kuvvete gerek yoktur.

Kandırılıyoruz ey halkım! Önemse geleceğini...

5. sınıflara İngilizce hazırlık programının getirilmesi, her evladımızın yabancı dil bilmesini istiyoruz, diyerek açıklandı. Devlet okullarında, işletme mezunları gibi diğer birçok alanı bitiren kişilerin de ücretli İngilizce öğretmenliği yapmasına izin verildiği veya mecbur bırakıldığı bu sistemde, öğrencinin daha iyi bir yabancı dil öğrenimi göreceğini düşünmek bir fiyaskodur. 4 yıl boyunca Eğitim Fakültelerinde eğitim alan yabancı dil öğretmenlerinin bile öğrendikleri dile tam hakim olamadıkları bir gerçekse, 1 yıl İngilizceye ağırlık vererek öğrencilerden süper dil bilgisine sahip olmasını beklemek bu sistemin ütopyasıdır.

Kandırılıyoruz ey halkım! Önemse geleceğini...

Sadece bu yıl 50 bine yakın atadığınız öğretmen sayısıyla gurur duyuyorsunuz, 450 bin daha öğretmenin atama beklediğini unutarak. Bir ay öncesine kadar Kasım'da verdiğiniz atama sözünden hiç bahsetmeyerek, umutla bekleyen öğretmenleri görmezden gelerek iki günde değişen sözlerinizi unutturmaya çalışıyorsunuz.

Yasal sendika, banka, özel okullar nedeniyle mesleklerinden ihraç edilen, mülakatta haksızlığa uğrayan, adaletsiz mülakatın değiştirdiği sıralamalarla atanamayan, hatta lisansını bile kaybeden binlerce öğretmenin hakkı, akıttığı her damla gözyaşının vebali kimden sorulacak? Öğretmenin elinde kalem olur, kitap olur; siz hangi diğerleştirdiğiniz öğretmenin elinde silah gördünüz?

Akla ziyan eğitim yönteminizle, sınav sisteminizle; kaliteli yandaş öğretmen seçebilir, kaliteli yandaş eğitim, koşulsuz itaat, sorgusuz sualsiz gelecekler elde edeceğinizden şüpheniz olmasın.

Kandırılıyoruz ey halkım! Önemse geleceğini...

'Cumhuriyeti biz kurduk fakat onu yaşatacak ve sürdürecek olanlar öğretmenlerdir.' diyen Mustafa Kemal Atatürk gelecek nesillerin eğitimle aktarıldığının, güçlendiğinin bunun da öğretmenlerin ellerinden geçtiğini görüp, geleceğe bir nasihat olarak bu sözünü bırakmıştır.

Türkiye bugün eğitim alanında en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. Kişiyi öz benliğinden koparıp makineleştiren sistemin zorunlu birer parçası olan öğrenciler, kendilerine yüklenen gereksiz sorumsuzluklarla asıl sorumluluklarını göz ardı etmekte, kendilerine dayatılan değerleri mecburen kabul ederken asıl değerlerini kaybetmekle kalıyorlar. Öz benliğiyle oynanan bireyler, hiç istemedikleri bocalamanın içinde kendilerini buluyor, yaşamla mücadele etmeye başlıyorlar. Oysa yaşamın bir mücadele etme veya kazanma, kaybetme ortamı olmadığını zaten biliyorlardı.

Kaderle yanıyoruz, dinle taciz ediliyoruz, yasayla köleleşiyoruz, gelenekle çocukken çocuk sahibi oluyoruz. Çocuk kalbimizde kirli bulutların yüzümüze vurduğu damlalarının izini taşırken ölüyoruz.

Kandırılıyoruz ey halkım! Önemse geleceğini...

@pelinak08

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.