SON DAKİKA
Hava Durumu

Cumhuriyet

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2016 02:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2016 02:09

29 Ekim; metroya bineceğim. Bir umut; güvenlik görevlisine "Ücretli mi?" diye sordum, "evet" dedi.

"Bugün Bayram belki ücretsiz olur diye düşünmüştüm." dedim.

"Maalesef, ağalar gelince ücretsiz oluyor." dedi güvenlik görevlisi.

Üzüldüm. Birkaç sene öncesine kadar coşkuyla kutladığımız CUMHURİYET Bayramımız her geçen yıl biraz daha sıradanlaştırılıyor.

***

22 Ekim'de Cumhurbaşkanı Bursa'ya geldiğinde ulaşım ücretsizdi. Cumhurbaşkanı son sözlerini kuyumcu itinasıyla inlerine girdiklerini söylediği mağdurlara ve edebiyatlarına ayırmıştı. "Dilekçeler adeta hepsi tek bir kalemden çıkmış gibidir. Bunlar çok haysiyetsiz, bunlar çok namussuz!" sözleriyle hakaretlerine devam etti.

OHAL'de çıkarılan KHK'larla mağdur edilmiş biri olarak bu sözlere cevap hakkımın olduğunu düşünüyorum. "Sayın Cumhurbaşkanı, ben haysiyetsiz, namussuz ya da sizin söyleminizle herhangi bir şarlatanlaşmış düşüncenin mensubu değilim. Ben sadece kendi düşüncelerimi esas alırım. Çıkarılan KHK'ların kötü sonuçlarının sebeplerini bilmek istemek hiç kimseyi terör örgütüne bağlı veya vatan haini yapmaz."

Ancak itiraf etmeliyiz ki halk önünde fütursuzca özeleştiri yapan başka bir lider yoktur. Batı için söylenen "Bu dramlar karşısında 3 maymunu oynayanlar fırsatlar konusunda aslan kesildiler." cümlesi, yönetim için "Her gün gelen şehit haberleri karşısında 3 maymunu oynayanlar darbe fırsatçılığı bulduğunda aslan kesildiler." cümlesiyle eş anlamlı duruyor.

FETÖ için söylenen "Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet." cümlesi, 2002'den 2014 yılına kadar ortak hareket etmiş iktidarı aynen yansıtır nitelikte. Halka söylenen "Baş veririz ama başımızı vermeyiz dediniz" cümlesi korku filminin içinde olduğumuzu gösteriyor. Bir kişi uğruna binlerce kişi ölebilir mi? Bunu mu onaylıyorsunuz?

***

CUMHURİYET kelimesi her kurumda, her yerde birilerini rahatsız etmekte. 29 Ekim'de CUMHURİYET mesajları verildi. CUMHURİYET'e olan bağlılık, tarihi başarılar bugünün yaşananlarıyla kıyaslanarak dile getirildi. Geçmişte de örneklerini gördüğümüz yıllara dayanan tezat söylemler bugünün savunuculuğunun yarının yıkıcılığına dönüşebileceğini gösteriyor. Tıpkı dün cemaate kol kanat gerenlerin bugün bir numaralı terör örgütü ilan etmesi gibi. Tıpkı bugün alkış tutanların, yarın daha çok taş atanlar olacağı gibi.

***

31 Ekim sabahına CUMHURİYET baskınıyla uyandık. Türkiye'nin kıdemli yazarları gözaltına alındı. Cumhurbaşkanının Bursa'da verdiği tarih dersine istinaden CUMHURİYET tarihini öğrenmesi, öğrenmemiz için gözaltı kararı çıkarılan Nebil Özgentürk'ün belgesellerinden (Türkiye'nin Hatıra Defteri, Sanatımızın Hatıra Defteri) izlenmesini tavsiye ederim.

Son zamanlarda siyasi söylemlerin çığırından çıktığını ve sonuçlarının vahim olacağı aşikâr olan cümleler duyduk.

Başbakanın Başkanlık konusunda söylenenlere karşılık olarak "Asıl Başkanlık gelmezse Türkiye'nin bölünme riski var, merak etmeyin, meydanlar ısınacak." demesi.  Cumhurbaşkanının idam isteyen kitlesine karşılık olarak idam cezasının geri getirilmesini savunması.

Farklı görüşteki bütün insanları vatan haini gibi göstermekten çekinmeyen bu zihniyetin idam istemesi nasıl sonuçlar doğurur? Baş nereye derse, ayaklarda oraya yönelirmiş. Her gün medyadan izlediğimiz, okuduğumuz bu siyasi söylemler şiddet içeriyor, içinde nefret barındırıyor, öfke kusuyor. Tüfeğin namlusuna sıkıştırılmış barut gibi. Korku toplumundan saldırgan topluma doğru geriliyoruz.

Bütün söylemlere rağmen Zülfü Livaneli'nin şarkısını unutmamak gerek:

"Bir sözün coşkusuyla,
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya
Ey özgürlük!" Ey CUMHURİYET!

@pelinak08

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.