SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan'ın büyük oyun planı...

Yazının Giriş Tarihi: 13.04.2011 00:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.04.2011 00:43

Ancak AK Parti'de Erdoğan'ın büyük operasyonuna biraz daha eğilmek gerektiğini düşünüyorum...

Her ne kadar bir "danışma, araştırma ve temayül" gibi "güzellemeler" dile getirilse de bu operasyonun altında bizzat ve bizzat Erdoğan'ın ve kafasında kurguladığı oyun planının izleri var.
Elbette, Erdoğan, "bazı bakanları ve milletvekillerini dinlendirmek istediğini, değişimle dinamizm ve yenilik katmak istediğini" söyleyecektir.

Ama düşünün ki, kentiyle özdeşleşmiş bir milletvekilini alıp yüzlerce kilometre öteye, belki de hiç bilmediği bir kente gönderiyor, "git orada çalış" diyorsunuz...

Bugün biliyoruz ki, ne Bülent Arınç Bursa'ya gelmek istedi, ne de Faruk Çelik Şanlıurfa'ya gitmek...

Erdoğan, "gideceksiniz" dedi, onlar da bu "tayine" itiraz etmediler, edemediler...

Yalnızca Arınç ve Çelik mi?

Önlerinde Ertuğrul Yalçınbayır, Abdüllatif Şener, Erkan Mumcu, Murat Başesgioğlu, Köksal Toptan, Kürşat Tüzmen ve hatta Zafer Üskül gibi ufak bir itiraz da bulunanın akıbetinin ne olduğununa ilişkin bolca örnekler varken...

Mehmet Ali Şahin Karabük'e, Vecdi Gönül Antalya'ya, Ertuğrul Günay İzmir'e, Zafer Çağlayan Mersin'e, Binali Yıldırım İzmir'e, Mehmet Şimşek Batman'a gönderildi...

Hiçbir ismin aday gösterildikleri kente gönüllü gittiklerine dair bir bilgimiz yok...

Tüm bu kararları Erdoğan tek başına aldı...

Zaten bunu "Başbakanımız böyle taktir etti" sözlerinden de açıkça anlıyoruz...

Bunun gerekçesini analiz etmeye çalışalım...

*****

Erdoğan, kişisel kariyeriyle partinin orta ve uzun vadedeki geleceğini harmanlayarak bir plan yaptığı anlaşılıyor.

Normal takvimin işleyeceğini varsayarak kilometre taşlarına bir göz atalım...

12 Haziran 2011 genel seçimleri...

27 Ağustos 2012 Cumhurbaşkanlığı seçimi...

29 Mart 2014 yerel seçimleri...

12 Haziran 2015 genel seçimleri...

Bu takvimde 12 Haziran seçimiyle Cumhurbaşkanlığı seçimi arasına yeni Anayasa gibi önemli bir tartışmanın ve pek muhtemel bir Anayasa referandumunun da girebileceğini hesaba katmak gerekiyor.

Erdoğan, bütün oyun planını bu takvim üzerine oturtuyor...

Bu oyun planının kritik kavşakları var. Erdoğan kendisiyle birlikte partinin ağır topları olarak adlandırılan Bülent Arınç, Faruk Çelik, Cemil Çiçek, Vicdi Gönül gibi çok sayıda ismin son kez milletvekili adayı olduğunu tüzekle çok önceden ilan etmişti.

Erdoğan açısından kendisinin son kez aday olması kendi oyun planında pek bir şey ifade etmiyor. Çünkü kurduğu bu oyun planında Erdoğan'ın hedefinde zaten 2007'de kapısından döndüğü Çankaya'nın yolunu tutmak var...

Yani zorunlu olarak bir dönem mola veriyor...

Kaldı ki Erdoğan'ın planı eğer sorunsuz işlerse bir değil iki dönem ara vermiş olacak...

Erdoğan halkoyu sonucu 2012'de Köşk'e çıkarsa 2017'ye kadar görevini sürdürecek. Bir dönem daha seçildiği zaman 2022'ye kadar Köşk'te kalacak demektir Erdoğan...

Bu da Erdoğan'ın bir slogan haline dönüştürdüğü "2023 hedeflerine" uygun...

Eğer bu oyun planı doğruysa, ki bunun aksini işaret edecek hiçbir emare yok şu anda, o zaman Erdoğan için önemli olan bu planın işlemesini sağlayacak bir siyasal sistemin kurulması ve kurgulanmasıdır...

Turgut Özal'ın deneyiminden büyük dersler çıkaran Erdoğan, Köşk'e taşındıktan sonra gücün elinden kayıp gitmesini istemiyor...

Bunun için iki araca ihtiyacı olduğunu düşünüyor...

Bunlardan birincisi, köklü bir Anayasa değişikliğiyle Başkanlık sistemine geçmek, Başkan olarak yoluna devam etmek.

Buna yönelik mesajlarını da zaten doğrudan ya da Burhan Kuzu üzerinden kamuoyuna yansıtıyor...

İkincisi ise, eğer Başkanlık sistemi mümkün olmayacaksa ki, kanımca olmayacak, o zaman teknokrat bir başbakan üzerinden (örneğin Ali Babacan'a ne dersiniz ya da Ahmet Davutoğlu neden olmasın) partiyi ve ülkeyi "güçlü ve mutlak biçimde"yönetmeye devam etmek...

Parlamenter sistem görünümlü, başkanlık sistemi...

İkinci araç da bu olacak...

Bu oyun planı için Parlamento grubu ve parti yönetiminin sorunsuz işlemesi gerekiyor...

İşte Erdoğan, bu yol haritası için "11 Nisan listesi"yle ilk büyük hamlesini yaptı...

Henüz ayrıntılarına inilmemiş olmasına rağmen, il listelerinde gözlemlenen ana unsur listelere alınan birçok yeni ismin teşkilat içinden gelsin ya da gelmesin "güçlü ve köklü" bir siyasi kimliğe sahip olmamaları...

Bu oyun planı için önemli bir hamledir.

İkincisi ise, kendi kentlerinde güçlü bir teşkilat ağı kurmuş olan isimleri, bu ilişki ağından ve köklerinden koparmak olmuştur... Arınç, Çelik, Şahin, Çiçek operasyonunun altında bu yatıyor...

Bundan sonraki hamle hemen seçimin ardından gelecek.

Bugün başka kentlere "tayin" edilen bu isimlerin önemli bir kısmı yine "yenileşme ve dinamizm" gerekçesiyle kabine dışında bırakılacak, belki bir kısmı pasif bakanlıklara atanacak.

Yine grup ve parti yönetimi de yeni isim ve yüzlerle tahkim edilecek ve bu yumuşak geçiş ve tasfiye tamamlanacak.

Bu plan içerisinde önemli olan Abdullah Gül figüründe olduğu gibi güçlü bir siyasi kişiliğin ortaya çıkmasını, bunun partide organik bir taban bulmasını engellemek.

Bu süreçte parti içerisinde bir takım farklı seslerin yükselmesi olası gibi gözükmesine rağmen Parlamento grubunun olabildiğince "yekvücut" olması çok önemli.

Arınç'ı bir kenara bıraktığınızda 18 kişilik Bursa milletvekili listesinin bu anlamda mükemmel bir liste olduğu söylenebilir...

2012 yılında Erdoğan Köşk'e çıktıktan sonra teknokrat hükümetle yola devam edilecek, 2015 seçimde ise tüzük gereği Parlamento dışı kalacak olan Bülent Arınç, Faruk Çelik, Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkadir Aksu, Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay, Binali Yıldırım gibi önemli isimlerin kenara çekilmesiyle plan işleyecek.

Abdullah Gül faktörü önemli, ama Erdoğan "11 Nisan listesi"yle onun da icabına bakmayı bildi. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Gül'ün inadı ve kararlılığını çok iyi bilen Erdoğan, artık Gül partinin başına geçmek istese de bunun mümkün olamayacağı bir grup inşa etmek üzere...

Erdoğan, Köşk'e çıkmasıyla partisinin parçalanacağı yönünde muhalefet temsilcilerinde ve hatta kamuoyunda oluşan güçlü beklentinin farkında...

Şu anda tüm hazırlıklarını bu beklentiyi savuşturmak üzerine yapıyor ve Köşk'e çıksa da "mutlak gücü" elinde tutacak bir yolun taşlarını döşemeye çalışıyor...

Şu ana kadar planın işlediği görülüyor...

Ama tarih ve hayat, her zaman planların arzulandığı gibi işlemediği onlarca örnekle dolu...

Bu planın işleyip işlemeyeceği yönündeki ilk fotoğraf ise, 13 Haziran sabahı ortaya çıkacak... 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.