Spor; yaşam tercihidir...

Az sonra, başka ayrıntılarda, denk geliriz yeniden. Dün, trekking günümdü; dereden-tepeden geçip, spora doğa içinde bulanabilmeyi denedik...

İşin kolayına kaçıp, her fırsatta 'sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur' sözünü dilimize pelesenk etmiş durumda pek çoğunuz. İyi de, ya spor yapabilme ?

Üzerinde epey kalem oynatmak şart; yerimiz de dar hani.

En üst perdeden, devletin obezite mücadelesi bile, sporun müthiş önemini ifade ediyor. Nitekim, yeni çalışmalar gösteriyor ki, düzenli spor yapabilmenin önemli sonuçlarından biri de 'esnek düşünme yeteneği.'

Yapıcı ve yaratıcı düşünceye, hangi bireyin/hangi ülkenin ihtiyacı yok ki ? Düşünün isterseniz...

IRKÇILIĞA HAYIR!

Dani Alves'e VillaReal-Barselona maçında muz atarak, hakaret eden öküz, aslında farkında olmadan çok önemli bir iş yaptı...

Alves daha akıllı/yaratıcı; atılan muzu sakin sakin yedi ve dikkat çekti.

Dünya ayağa kalktı işte; Türkiye de dahil tabiî ki...

Çok farklı kesimlerden insanlar, muz ile fotoğraf çektirip 'ben de maymunum' diyebilme desteğini sunuyor.

Spor; bu ırkçı tutumu affetmez/di; affetmedi de...

Ne büyük keyif, ne büyük onur!

AYRIMCILIĞA HAYIR!

Gençlerbirliği'nde futbol yaşantısını sürdüren Deniz Naki'de, gündeme kolundaki dövmesi ile geldi :

-         Dersim 62

Geçtiğimiz yaz gitmiş, uzunca bir yazı da kaleme almıştım ki; yörede ben gibi Tunceli adını kullanana farklı bir bakış var. Olabilir; neden/sonuç ilişkisini burada anlatmak çok uzun elbette...

Deniz Naki 'özellikle sosyal medya üzerinden Dersim ve Aleviliğim üzerine ciddi ayrılıkçı taciz mesajları yapılıyor. Umarım, bu durum tribünlere taşınmaz' diyerek bir başka konuya dikkat çekerek 'giderim bile' dedi.

Taraftarın, sporun birleştirici gücünden ışık alarak, seviyesiz tutumlara girmeyeceğine olan inancım tam.

KAVGAYA HAYIR !

Eee yeter artık!

Her genel kurul sonrası; tribünler, Bursalılar ve en önemlisi medya 'oncu-buncu' olarak safını tutuyor. Bu kısa süreçte gördünüz yine...

Sürekli bir dikte etme/ettirme durumu...

Trabzonspor maçı kapıda, kongreye de koşar adım gidiyor Bursa.

Hararetli ve de hummalı çalışmalar duyulmasa da, fısıldamalar üç grubu da konuşuyor :

Başkan ve Belediye destekli aday(?) ve de Mestan ismine, Yazıcı-Uslu ittifakı da ekleniyor ara ara.

Kim tutarsa elinden Bursa'nın; eli yanacak o başka...

HOŞGÖRÜYE EVET!

'Hayır' diyen var mıdır?

Sanmam!

Sporun bu kolaylaştırıcı, üstelik birleştirici özelliğini hiç unutmamak, insan olabilmenin de erdemi aslında...

Gelin bir sevda ile bağlayalım yine sözü :

En kavisli köşelerde / ve birleşirsek  yükseklerde, çağıldarsak / coşku, nefes nefese / kavuşuruz elbet; deniz(imiz)e...

Varılmak istenen bu engin denizin; başarı ve mutluluk olduğunu, ayrıca hatırlatmaya gerek var mı?