Olimpik atletizm tesislerinde binicilik

-         Oluuurrr!

Nitekim, dikkat çekmek için, böyle bir başlık atmadım.

Şaka filan da değil hani.

Tesislere; atletlerin müsabaka öncesi ısınacağı küçük bir hazırlık pisti yapmaz ve sonrasında doğal olarak uluslararası atletizm şampiyonaları da organize edemezsen; olacağı budur.

Nedir?

-         45 sene sonra dahi hala ulaşılamayan sentetik pistli Olimpik Atletizm Tesisleri, zemin ve tribün yapısının uygunluğu nedeniyle, Eylül ayında Binicilik Engel Atlama Balkan Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak.

Sentetik pist, 1968 Meksika Olimpiyat Oyunları'nda kullanılmıştı ya ilk kez, Bursa'ya kadar gelmesi zaman alır elbet.

Madem tesis dört dörtlük değil, bakınız binicilik için uygun/muş. Öyleyse bu dalda uluslararası spor müsabakaları yapmak; dahice.

Biz edemedik, atlar etsin içine...

GIR-GIR...

Eğri oturup, doğru konuşmak varken; saçmalamak da mümkün bazen.

Öyle ya; özgürlük var...

'Ben yaptım; oldu' diyenleri görmedik mi?

Spor uzmanlarının(?) en son icadı da bu olsa gerek.

-         Spor tesislerinin daha verimli kullanılması yönündeki fevkaladenin de fevkinde olan bu uzak görüşlü yönetim yeteneği...

Hayran olmamak mümkün mü?

Emeği geçenleri kutluyorum.

Emin olabilirler, spor tarihinde yerleri çok ayrı olacak.

Gır-gır geçip, güleceğiz ağlanacak halimize, o başka...

NE DEĞİŞTİ?

Yıllar önce Atatürk Stadyumu'nda, Çekoslovak akrobatlar, motorlar ve otomobilleriyle, bugün yerinde yeller esen atletizm pistinin, altını üstüne getirmişlerdi.

Gözyaşları  ile izlemiştim kırmızı kiremit kumlarının havaya savrulup, pistin içine ettikleri geceyi...

Nihayetinde, üç kuruşa kiralamışlardı işte tesisi.

Para verip, bu cambazlığı izleyenlerin hepsi hepsi kapalı tribünü bile dolduramamıştı.

Geldik bu güne...

Ne değişmiş ki?

SPOR POLİTİKASI

Ara ki, bulasın...

Olmayan spor politikalarımız o günden bu güne, kaç arpa boyu yol gitmiş?

Eskiden motorsiklet ve otomobili, tesislere ve piste parayla alıyorlardı. Şimdi, atları, hem sentetik piste, hem de çim zemine alacaklar.

Egzos kokusundan kurtulsalar da, at gübresine maruz kalacaklar. Daha organik. Ve  görmezlikten gelmeyin lütfen; ilerleme var yani...

Çok yakında; iki tane kale direği koyarak, Olimpik Atletizm Tesisleri'nin adını da değiştirip, profesyonel futbolun hizmetine verirlerse, hiç şaşmam.

Nasıl olsa, dört yılda bir hatırlanan olimpiyatlarda, bir cengaver kızımız tesadüfen çıkar, altın madalyayı hediye eder ülkemize; spor uzmanı geçinen  yöneticiler de kıvanır, demeçler de verir üstelik ve hatırlarlar belki :

-         Atletizm de var/mış bu memlekette...

Vayyy bee ! Bunu da gördüm...