SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu virüs dünyayı şekillendirir mi? (3)

Yazının Giriş Tarihi: 22.03.2020 11:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.03.2020 11:22

Dijital mecralar en yoğun günlerini yaşıyor.

Yurttaş; klavye başında aynı videoları, aynı nakaratları durmadan okuyup paylaşıyor.

Telefonlar da virüs nedeniyle (dolaylı olarak) yakında stop eder ve ölü moduna geçer. Sizlere de yeni depolama satın almak düşer...

Aslında zaman zaman gına gelse de, doğru ve özlü paylaşımlar, gerçekten çok yararlı.

Sadece TV kanalları ve artık etkisi olmayan yazılı medya, ne yazık ki yeterli değil.

İyi ki internet haber siteleri var...

SONUÇ

İkinci bölümün finalini; daha ortada hiç bir şey yokken, şu cümleler ile bitirmişim:

"Bu virüs bilemediğimiz ve hatta öngöremediğimiz ölçüde dünyamızı şekillendirmeye devam ediyor...

Bakınız; alışkanlıklar başta olmak üzere, geleneksel selamlaşmalarımız dahil, evrim geçiriyor...

Seyahat özgürlüğü, hem zorunlu hem gönüllü olarak kısıtlanıyor...

Mini ev ziyaretleri tecrite dönmek üzere...

Bırakınız yasak ilişkileri, sevgili, nişanlı, arkadaş ve eşlerin birbirine olan yaklaşımı da, belli kurallara göre değişecek...

Sorun sadece küresel sağlık sorunu değil ki; yanına kültürel erezyon ya da uyumu ekleyip, küresel ekonomik krizi mutlaka görmek-beklemek gerekiyor."

Az bile yazmışım...

Virüsün dünya ülkelerindeki hızını gördükten sonra, matematik dâhisi olmaya gerek yok; son sürat giden ülkelerin başına yerleştik bile.

Katlanarak vakalar artıyor.

Sözgelimi, tarama yapılan her 100 kişiden 10 kişide pozitif sonuç çıkması korkunç bir oran.

Azalan bir eğriye dönmeye başladığında, toplum olarak rehavete geçer miyiz ?

O rehavet hala pek çok kesimde var. Dünyaya mal olmuş sözümüz var bizim :

- Bize bir şey olmaz !

UYUM SÜRECİ

Yeni bir dünya düzenine doğru gidiyoruz da, bakalım nerede patlak verecek.

Israrlarımız üzerine 'devam' denilen spor müsabakaları durduruldu.

Kahvehane vb. yerler kapanıyor.

Berber-kuaförler de...

Pek çok marka AVM mağazalarını kapatmaya başladı...

Spor salonları, yok olmaya yüz tutan hamamlar da kapalı...

Minik toplantılar seyrek de olsa var ama epey kısıtlanmış durumda.

Beyaz yaka çalışanları EVDE KAL sistemine farklı geçişler ile uyum göstermeye çalışıyor. Mavi yaka emekçi kardeşlerimin işi gerçekten zor.

Kolaylıklar diliyorum...

Sözleşmeli personelin işi daha da zor; ücret alamayacaklar...

Sağlık çalışanları herkese EVDE KAL diyerek, büyük bir özveri ile görevlerinin başında. Takdir edip alkışlayanımız çok olsa da, sığır-cık sürüsünden yaratıklar hala onlara saldırmaya devam ediyor.

Eğitim kurumları resmen stop etti.

İnternet üzerinden 20'şer dakikalık derslerin takviyesi bu hafta başlayacak.

İyi ki 'dua edin' diye öneri almadan, olumlu çözüm üretildi...

Aynı şekilde, kurumlara özel eğitimler veren eğitim-danışmanlık firmaları da işlerini askıya aldı, gelir elde edemeseler de, uzaktan erişim ile çözüm üretme çabasındalar.

Sözgelimi, bu sabah ben de internet üzerinden 'Güneş ile Yoga' etkinliğine katıldım. Sanırım 34 kişiydik ve oldukça keyifli geçti.

Küçük kızım iç mimarlık okuyor; okulu şifreleri gönderdi, hazırlıkları yaptık, Pazartesi itibarıyla dersleri başlıyor. Çizimlerini sanal ortamdan hocaları ile paylaşacaklar.

Sanırım okullar bu yıl hiç açılmayacak, dönem bir şekilde tamamlanacak.

Umalım ki, bir şekilde Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yapılabilsin.

Aksi halde, Çanakkale Zaferi'nde olduğu gibi bir dönem okullar mezun da veremeyebilir...

- Uyum sürecini ne kadar hasarsız, verimli geçirirsek; o kadar sağlıklı ve güçlü kalacağımız önemli bir gerçek.

BİLMEK HİÇ BİR ŞEY...

Önemli olan yapabilmek.

Çünkü, bilgi davranış biçimlerimizi değiştirmiyor...

Bakınız dijital dünyada bir sürü güzel video paylaşılıyor. Bir tanesi de kibrit çöpüyle yapılan animasyondu :

- Art arda dizilmiş kibrit çöpleri alev alarak devam ederken, aradan 1 tanesi geriye çekildiğinde, diğer kibritlerin yanması da duruyordu.

İşte bazen bir adım geri çekilmek, çok önemli kazanımları da beraberinde getiriyor.

Aynen, bu virüste olduğu gibi...

Durum belli; insanımız bu virüsü kibrit çöpü misali dağıtıyor. Biraz özen gösterip, evde kalıp ailemizle birlikte olsak, çok şey değişecek.

Ve gördünüz; olmadı.

Yapamadık...

Yapamıyoruz...

Kusura bakmayın ama, olağanüstü bir durum söz konusu. Doğal olarak da, olağanüstü haller devreye girer.

Ne yani; hafta sonu için, net 2 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanamaz mıydı?

Niçin harekete geçmiyorsunuz?

Oturduğu yerden komplo teorisi üretip 'bize bir şey olmaz' diyen... hızını alamayıp 'bu da sıradan bir grip' lakırdısıyla, moral-motivasyon verdiğini sanan bir sürü salak var dijital dünyada.

İlgili-ilgisiz; yetkili-yetkisizler bunu anla(ya)madı mı artık?

Doğrusu; zorunlu olmadıkça özgür iradeyle dışarıya çıkmamak elbette. Yazarınız da 'sokağa çıkma yasağı' getirilmesine karşı. Ama durum bu; sokaklar, terminaller, pazarlar, piknik yerleri, hala dolup taşıyor.

Sonuç malum; 1000 vakaya dayandık, 21 yurttaşımız da hayatını kaybetti. Son sürat gidiyoruz.

- Hemen şimdi sokağa çıkma yasağı!

HER ŞEY ŞEKİLLENİYOR...

Bakınız; özgürlüğüne aşırı düşkün biri olarak bilinen bendeniz 'hemen şimdi sokağa çıkma yasağı' diyebilecek duruma geldi...

Yaratılmak istenen korku imparatorluğu değil.

Çünkü, çok ağır sonuçlarını hep birlikte izliyoruz.

Bizi teğet geçecek gibi gördüğümüz salgın, her şeyi alt üst ederek yaygınlaşıyor.

Süper güçlerin bile; eli-ayağı kilitli...

Şimdi; son olarak gözden kaçan önemli bir ayrıntıyı hatırlatmak istiyorum. Dünya Sağlık Örgütü tam bir yıl önce, Mart 2019 yılında, aynen şu uyarıyı yapıyor :

- Hayvanlardan insanlara bulaşan ve potansiyel olarak küresel bir salgına neden olacak yeni bir grip virüsü tehdidi her zaman mevcuttur. Dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız. Büyük bir grip salgınını tedavi etmenin masrafı, önleme masrafından çok daha ağır olacaktır.

Ağır sonuçlar gün be gün yıkıcı konumda artık.

Bildiğiniz gibi, bütün ülkeler çok ağır yüklerin altına girip, enteresan bütçelerini kaynak olarak kullanacak...

Ülkemde oluşturulan destek paketindeki, sağlıksız-olumsuz içerikler, pek çok kesimi rahatsız etti, etmeye devam ediyor. Yedek akçemizin kalmadığı ise burasının konusu olmasın; başka zamana kalsın...

Yara almayan ülke yok!

Dikkat ediniz; sağlık ile birlikte paralel yürüyen ekonomik çöküş, doğal ki büyük değişimler yaratıyor; daha da yaratacak.

Birlikte göreceğiz.

- Çare yine bilim insanlarında...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.