SON DAKİKA
Hava Durumu

Biraz Bursaspor, biraz Arda; 'futbol' dediğiniz bu!

Yazının Giriş Tarihi: 07.06.2017 09:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.06.2017 09:49

Ve sonra; 2009-2010 Sezonu için futbolumuz adına 'Anadolu Devrimi' yazdık pek çok kez... Olumlu düşündüğümüz için, kendimizi aldattığımızı da biliyorduk ya neyse...

Şampiyonluk sonrası geri çekilme, kendi kabuğunda kalma ve yeniden şampiyonluk isteğinin üst seviyede kabul görmemesi, hiç yakışmamıştı Bursa'ya...

Son yedi sene yapılan 'trafik kazalarını' hiç yazmadan, kabus sezona gelmek lazım şimdi.

ATATÜRK STADYUMU

'Neresi' diye soracak torunlarınız.

Sahi nerede şampiyon olmuştu bu kulüp? Hangi sahanın tamamı nasıl da yeşil beyaz olmuştu?

Şimdi; beş altı sıra beton tribün, kale direksiz bir futbol sahası göstereceksiniz nihayetinde.

Nitekim, 'tarihi kent' yakıştırması yapanlar 'aslını koruyacağız' sözü vermelerine karşın, Atatürk Stadyumu kapalı tribününün de köküne kibrit suyu ekecek yakında.

Tarihi yapı, Cumhuriyet dönemi mimarisi, Cumhuriyet aksı, Atatürk'ün aziz hatırası vs. hepsini bir kalemde çiğnemek için, felsefe zaten 'durmak yok, yıkmaya devam' değil mi?

Ve bunlar için 'kentin hafızası' gibi tanımlamalar, fazla iddialı ve komik olsa gerek...

Stada ve kentin belleğine yaptığınız işkencenin cezasını, son maça kadar inim inim inleyerek çekti koca kent.

OLMAYAN SPOR POLİTİKASI

Üzerine konuşmadan, kabus sezon finaline ve gündemdeki Arda konusuna da gelemeyiz elbet...

Ne çekiyorsa spor kulüpleri (aslında futbol kulüpleri demek daha doğru ya neyse) tüzüklerini bir yasa gibi kullanamamaktan, başarılı iş insanlarının, yüksek egolu başarısız spor deneyimlerinden çekiyor.

Nasıl olsa hesap kitap soran da yok...

1963 yılında kurulan kulüp, doğal olarak hoşluklar da, boşluklar da yaşadı yıllar yılı...

Bir alt lige düşen de bu kulüp, alt yapısını da 2. takımı olarak zamanın 1. ligine çıkarmasına karşın, oynatamayan da... Net bir spor politikan yok ise; çözüm bulamaz, yetersiz kalır, tarihi fırsatı kullanamaz ve pırıl pırıl gençleri hak ettikleri halde 1. lig mücadelesine aldıramazsın...

Ve ne acıdır ki, neredeyse 'şampiyon olduktan sonra düşen tek kulüp' ünvanı da, bu kentin olacaktı...

Trabzonspor Fenerbahçe'yi durdurur şampiyon olur; yedi yıl sonra sahasında yenip Trabzon'u, ligde kalırsın.

Pamuk ipliğinden, spor politikasıdır bu...

SPOR BİLİMDİR

Farkında mısınız?

Hiç sanmıyorum... Çünkü, her fırsatta 'ortak akıl' fikrini öneren zihniyet, gücü üzerinde topladıkça 'tek akıl' takıntısına döner bu ülkede.

Seçim nutuklarında, ne de güzel sözler söyler başkan adayları.

Sanırsınız gerçek bir spor tarihi yazılacak bu kentte. Çünkü, her eksiklik için çözümleri var, her şeyi de biliyorlar.

Sonrası; malum... Spor politikası, spor bilimi, bırakınız profesyonel futbolu, insan yönetimi hak getire...

Hakikaten işlerinde pek çok başarıları var bu insanların, gerçekten çok şey biliyorlar. İşte bu noktada, yazmaktan usandığım fıkra gibi söylem gelir aklıma:

- Yönetici; at sözcüğünün dokuz dildeki anlamını biliyormuş da binmek için gidip inek satın almış.

'Cuk' diye oturdu sanki...

Bakın şimdi hep bir ağızdan 'sportif direktör' diyor herkes. Özenti işte... Aslında aradıkları profesyonel bir futbol yöneticisi. İyi de onun adı olsa olsa 'futbol direktörü' olabilir. Öpün de başınıza koyun...

ARDA'NIN İHTİYACI

Çok futbolcuyu ilgilendiriyor aslında.

Dünyanın merkezinde olduklarını düşünen kardeşlerimin, ciddi anlamda kişisel gelişime gereksinim duydukları ortada.

Futbol dışındaki yaşamlarını çok daha nitelikli duruma getirmeleri şart. Aksi halde, pek çok kez duvara toslayarak, itibar zedelenmesi yaşayacaklar. Marka değerleri, yerle bir olacak.

Doğrudur; dünyanın en iyi fiziksel antrenmanlarını yapıyor Arda.

Peki; 'Duygusal-Zihinsel-Sezgisel' yapılarını da içerisine alan 'Mental Antrenman' ile kim/ler ilgileniyor?

Bu kişisel gelişimde, çok farklı gündemlere karşı hazırlar mı?

Yazılı ve görsel medya elbette önemli. Ancak, günümüzde marka yönetiminin en önemli ayağını oluşturan dijital medya farkındalığı için, ne kadar bilinçliler ?

Gelişmiş futbol ekollerinde takıma değil, kişiye özel olarak, birebir yapılan bu çalışmalar bütünü için, ne yazık ki pek çok konuda olduğu gibi gerideyiz...

UZUN SÖZE NE HACET?

Öyle de; daha öz yazabilmek büyük hüner...

Ülkenin en değerli futbolcularından biri kabul edilen Arda, dünya futbolunun zirvesi kabul edilen Barselona'da oynuyor, ulusal takımın önemli silahlarından kabul ediliyorken ve daha önce farklı konularda olduğu gibi, yine davranışlarını kontrol edemiyor, zamansız yanlışlar yapabiliyorsa...

Spor ile değil; futbol ile yatıp futbol ile kalkan çok büyük bir kesime göre 'şansına şampiyon' kabul edilen Bursaspor; tarihi boyunca çoğunlukla günü kurtarıp, sezonu orta sıralarda tamamlarken, ligden düşmesini de düşmemesini de acı tecrübeler ile öğrenmesi, sanırım normal...

Kızmak, gücenmek yok, çözüm var. 

Çözüm; egemenlerin ekonomik gücünde değil; spor politikasını içselleştiren bilimsel yaklaşımlarda.

@OkanArasizm

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.