SON DAKİKA
Hava Durumu

Sussan, acıtır... Konuşsan, kanatır...

Yazının Giriş Tarihi: 02.12.2015 01:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.12.2015 01:55

İlerlemek için sadece 200 metre ilerisini görmen yeterlidir. Ama güvenli değildir. O göremediğiniz 200 metrenin ilerisinde sizi bekleyen yol koşullarını bilemezsiniz; sizi yaşamın sürprizleri bekliyordur.

Birbirini izleyen 200 metrenin sırasıyla önünde açılacağına inanıp güvendiğin takdirde, yaşam senin için açılmayı sürdürecek ve sonunda gerçekten istediğin neyse, o hedefe ulaştıracak seni!

Belki de siz başka bir yaşamın bitmesine yol açacaksınız. O göremediğiniz ve kontrol edemediğiniz 200 metrenin denetimi size ait olmadığı için siz o koşullara teslim olursunuz.

Ve 200 metrede siz bir yaşamın sonlanmasına ya da bir yakınınızın yaşamının sonlandığını öğrendiğinizde durup sorarsınız!

Yaşam nedir?

Havayı solumak...

Güneşi izlemek...

Deniz kenarında oturmak...

Geceleri sokaklarda gezmek...

Sınıfında büyük bir zevkle öğrencileri ile ders işlemek midir?

Ve sahi yaşam nedir?

Soruları zincirleme kendinize sorar durursunuz...

Kendi sorduğunuz sorulara aslında yanıt bulmanızın da mümkünü yoktur...

Bazen kalitesiz sigaralar gibi hem dumanlı hem de kalitesiz geliyor yaşam...

Eskiden biri yaşam kısa dediği zaman gülerdim gevrek gevrek; eminim bunu okuyacak herkeste olmuştur.

Gecenin karanlığında ilerleyen bir araba; farların ancak birkaç yüz metre ilerisini seçebildiğini ve çok sevdiğiniz birinin 200 metrenin uzağında olduğunu düşünün...

O'nun için artık yaşam sonlanmıştır...

O evrenin boşluğunda uçup giderken arkaya bıraktığı yaşamın tanımlanamaz hüzünleri, acıları, özlemleri sizi alır o soruya tekrar götürür...

Yaşam nedir ki?

Montaigne bir denemesinde şöyle diyor: "Ölümün bizi nerde beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim."

Ve an gelir ölüm sizi o dönemece varmadan 200 metrenin arkasında bulur...

Victor Hugo da der ki; "Ölüm bu, ne hükümdar tanır ne soytarı herkesi aynı iştahla yutar."

Kazada yaşamını yitiren öğretmen Nilgün Aydın öğrencileri ile

Doymak bilmeye o iştah, güzel insan Nilgün Aydın öğretmenimizi yuttu...

Çok iyi bir anneydi, öğretmendi, eşti, dosttu...

Her yaşta, herkesle iletişim kurabilen, liderlik yönü ağır basan bir kişiliğe sahipti...

Ve insan yakınında sevdiği kişiyi kaybettiğinde yaşamın değerini/değersizliğini anlıyor...

Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın...

Sussan, acıtır... Konuşsan, kanatır...

Sevdiğin, değer verdiğin bir insanın ansızın ölümü üzerine sussan olmuyor, yazsan ne yazacağını bilemiyorsun...

Öyle kala kalıyorsun...

İnsanları yaşarken daha güzel günler, dostluklar, paylaşımlar geçirebilmeleri dileğiyle...

@yazicimuhsin

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.