SON DAKİKA
Hava Durumu

Adalet arayan toplum

Yazının Giriş Tarihi: 13.07.2013 03:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.07.2013 03:44

Unutulmasın ki, palalılara ve sopalılara hoşgörü gösterenler bir gün o palaların ve sopaların kendilerine döndüğünü görürler. Çünkü yarın öbür gün emir verenler değişecektir.

Her ne pahasına olursa olsun siyasal iktidarda kalmayı temel amaç haline getirmek demokratik ülkelerin kabul edeceği bir uygulama değildir.

Toplumun vicdanı kanamaya başlamıştır.

Göz göre göre öldürülen 19-20 yaşlarında beş gencin ölümü ortada duruyor. 12 insanın gözü çıkmışken, onlarca insan ağır şekilde hastanelik olurken, hiç bir şey olmamış gibi davranmak, çatışmanın ve bölünmenin zeminini oluşturmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı Gül'e seslenmek isterdim: "Kulak ağrınız kadar bir sızlama duygusu hissetmiyor musunuz?"

Hiç bir şey olmamış gibi devam etmek ne adalet duygusuna ne de hukuk kurallarına sığıyor. Bir kere güven kaybı yaşandı mı bir daha yerine koymak mümkün değildir.

Devlete, polise, hukuk kurallarına ve siyasal iktidara güven kaybı kimseye hayır getirmez.
Robert Bosch güven üzerine sözleri ibretliktir: "İnsanların güvenini kaybetmektense, bütün servetimi kaybetmeyi tercih ederim".

Hele de devleti yönetiyorsanız; bütün toplumun güveni konusunda çok ama çok titiz davranmak zorundasınız.

Bizden hatırlatması...

Sağa sola hart hurtla bu sorunu aşacağını zannedenler için Türk tarihi zengin kaynaklar sunmaktadır.

Hele bu siyasal iktidarı elinde bulunduranlar çok daha iyi bilmektedirler.

Eskiden televizyon haberlerinde şöyle duyardık; "Şu kadar terörist ölü ele geçirildi", şimdiki haberler ise şöyle: "Şu kadar genç öldü".

Galiba bu dünyada canları sıkıldı gençlerin, diğer tarafa bir gidelim bakalım ne var ne yok gibi...

Adalet, hak hukuk üzerine Nizamü'l Mülk'ün Siyasetnamesi'nde şöyle bir olay anlatılır:
Sultan, memlekette adalet hizmetinin iyi gitmediğini fark etmiş, ferman yayınlamış:

"- Haksızlığa uğradığını, davasının iyi görülmediğini düşünen biri olursa, sarayın kapısında asılı tokmağı demire vursun!"

Bir gün kapıdan büyük bir gürültü gelmiş. Sultanın adamları koşup bakmışlar, çevrede kimse yok.

Sultan mutlaka adalet isteyen kişinin bulunmasını istemiş. Sonunda az önce ötede bir eşeğin kapının önünden geçerken tokmağa çarptığını öğrenmişler, rahatlamışlar.

Ama Sultan rahatlamamış, eşeğin sahibinin bulunmasını istemiş.

Anlaşılmış ki eşek saraya yakın bir yerde oturan köylünün. Eşek yaşlandı diye dışarı bırakılmış...

Sultan köylüyü çağırttırmış:

"- Bu eşek gençliğinde sana onca hizmet etti, şimdi de sen ona bakacaksın" deyip göndermiş.

Çevresine de şöyle demiş:

"- Adalet arayan eşek bile olsa verin!"

Şimdi geldik 2013'ün Türkiyesi'ne... Öldürülen 19-20 yaşlarında insanların adaletini kim arayacak? 1100'lü yıllarının gerisine mi düştük?

Ey adalet, hukuk, vicdan duygusu bir gün gelirsen kapının zilini lütfen uzuuuun uzuuuuun çal... Belki duyan biri olur...

Bakarsın cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, vali, kaymakam, yargıç, savcı gidin şu eşeğin sahibini getirin bakalım derdi neymiş derler...!

Biz toplum olarak adalete, hukuk kurallarına güvenimizi yitirmek istemiyoruz...

Biliyoruz ki güvenin bittiği yerde her şeyin sonu geliyor...

Ve şunu da çok iyi biliyoruz ki, topluma güven duygusunu tekrar yerleştirmek çok daha zordur.

İnsanların bana, benim de insanlara güveneceğim günlerin özlemiyle...
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.