SON DAKİKA
Hava Durumu

Kömürlü termik santrallerin sağlık etkileri

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2014 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2014 09:01

Enerji elbette çok önemli bir gereksinimdir. Ancak verimli kullanımını ve "yenilenebilir" kaynaklarını yok sayarak; enerji üretmek için, kirli ve tehlikeli oldukları bilindiği halde kömürle çalışan termik ve nükleer santraller gibi girişimlerin ön plana çıkartılması doğru değildir.

Kömürlü termik santrallerle ilgili yapılan bilimsel araştırmalar bu santrallerin yol açtığı kirlilikler yüzünden, santralde çalışanlar ve çevresinde yaşayanlar başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerinde rahatsızlıklara, hastalanmalara ve ölümlere yol açtığını açıkça ortaya koymaktadır.

Kömürlü termik santrallerin yol açtığı kirliliklerin başında hava kirliliği gelmektedir. Hava kirliliğinin başta solunum ve dolaşım sistemi hastalıkları olmak üzere neden olduğu sağlık sorunları uzun zamandır bilinmektedir. Ancak son yıllarda hava kirliliği ile kanserler arasında nedensel ilişki kurulması, hava kirliliğinin önlenmesinin önemini daha da artırmış bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü 2013 yılında hava kirliliğini kansere yol açan etmenler listesine almış; hava kirliliğinin özellikle akciğer kanserinin nedeni olduğunu ve mesane kanseri riskini artırdığını da açıklamıştır.

Kömürlü termik santraller iklim değişikliğine de yol açar. Karbon kirliliği iklim değişikliğine yol açan en önemli etmenlerden birisidir; küresel ısınmayı artırır, deniz seviyesini artırır, hava ve yağış rejimlerinde değişikliğe yol açar, ekosistemde, habitatta ve tür çeşitliliğinde değişime yol açar. Bu değişimler dünyanın her yerinde insanların sağlığını ve refahını tehdit etmektedir. Halk sağlığı açısından risk içeren bu değişimlerin yol açtığı temel sorunlar; daha fazla sıcak dalgası ve kuraklık gözlenmesi, özellikle kentlerde duman artışı ve ozon kirliliğindeki artış, kasırga, aşırı yağış ve sel gibi uç iklim olaylarının görülme sıklığındaki artış, Lyme hastalığı ve Batı Nil virüsü gibi hastalıkları yayabilen kene ve sivrisineklerde gözlenen artıştır.

İklim değişikliğinin yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle çocuklar, yaşlılar, kalp ve akciğer hastaları ile yoksul ve dezavantajlı kesimler daha büyük bir risk altındadır.

Kömürlü termik santraller başta santralde çalışanlar ve yakın çevresinde yaşayanlar olmak üzere halkın sağlığını olumsuz etkiler.

Araştırmalar, kömürlü termik santrallerin sağlık etkilerinin yalnızca yakın çevresinde yaşayanlarla sınırlı kalmadığını, kimi zaman yüzlerce kilometre uzaktaki insanların sağlığını da olumsuz etkileyebilme potansiyeli olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Termik santrallerin çevresinde yaşayanlarda sağlıkları en çok bozulmaya aday olan risk grupları çocuklar, yaşlılar, astım hastaları, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı olanlar ve sosyo-ekonomik düzeyi düşük insanlar olarak saptanmaktadır.

Kömürlü termik santrallerin sağlık etkisi daha çok hava kirliliği nedeniyle özellikle solunum ve dolaşım sistemlerinde yol açtıkları rahatsızlıklar ve hastalıklarla ilişkili olarak gündeme getirilmektedir.

Ancak termik santrallerin sağlıkla ilgili olumsuz etkisi bununla sınırlı değildir. Termik santral yakınlarındaki alanlarda yaşayan balıklarda cıva düzeyinin artması, arsenik maruziyetine bağlı melanom dışı cilt kanserlerinde gözlenen artış, termik santral çalışanlarında gözlenen sitogenetik hasar ve termik santral çevresinde erken doğumlarda görülen artış gibi etkiler termik santrallerin olumsuz sağlık etkilerinden bazılarıdır. Bilim literatüründe termik santrallerin sağlık etkileri ile ilgili çok sayıda araştırma bulunmaktadır.

Asit gazlar, cıva ve kükürt dioksit gibi kirleticiler kömürlü termik santral çevresinde yaşayan insanlarda etkilerini hemen göstermeye başlarlar. Bununla birlikte, dioksinler ve metaller gibi diğer kirleticiler kirlilik kaynağından daha uzaklara taşınabilirler. Bu kirleticilerin ince parçacıkları havada bir haftadan uzun süre kalabilir ve rüzgarlarla uzak yerleşim alanlarına taşınabilir. Bu nedenle kömürlü termik santrallerden salınan hava kirleticileri hem santral çevresinde yaşayanlar, hem de daha uzakta yaşayanların sağlığı açısından tehlikelidir.

Yatağan Termik Santrali

Türkiye'de kömürlü termik santrallerin yol açtığı sorunlara ilişkin en önemli açıklama Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Bakanlık bazı termik santrallerin çevresinin, hava kirliliği nedeniyle akciğer kanseri riski taşıdığını açıklamıştır.

Avrupa Birliği ülkelerinde kömürlü termik santrallerden elektrik üretimi giderek düşürülmektedir; 1990'da yüzde 39 olan kömürlü termik santrallerin toplam elektrik üretimi içerisindeki payı 2010'da yüzde 24'e düşmüştür.

Ülkemizde ise ne yazık ki yeni kömürlü termik santrallerin kurulması Hükümet tarafından teşvik edilmekte ve özellikle son yıllarda başta kükürt ve havada asılı partiküller (PM10 ve PM2.5) olmak üzere hava kirletici emisyonlarındaki artış toplumun sağlığını tehdit etmektedir.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 2014 yılının ekim ayında başlattığı bir kampanya ile kömürlü termik santrallerin yol açtığı sağlık ve çevresel etkilere dikkat çekerek, Hükümeti kömürlü termik santralden vazgeçmeye çağırmıştır.

Kömürlü termik santraller kirli bir enerji kaynağıdır ve bu yolla elde edilen enerjinin sağlık maliyetlerinin de kapsamlı olarak tartışılması gerekir.

Bir çalışmaya göre Türkiye'de kömürlü termik santrallerin sağlık etkileri nedeniyle oluşan maliyet 2,4-6,7 milyar Euro olarak hesaplanmaktadır. Türkiye'nin toplam sağlık harcamalarının 2012 yılında, 76 milyar 358 milyon TL (Yaklaşık olarak 32,4 milyar Euro) olduğu göz önüne alınacak olursa; kömürlü termik santrallerin ülkemize ne kadar büyük bir maliyet yüklediği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle, ülkemizdeki kömürlü termik santraller, yol açtıkları başta hava kirliliği olmak üzere çeşitli kirlilikler yüzünden, toplam sağlık harcamalarının en az yüzde 7,4'ü, en çok yüzde 20,7'si kadar fazladan sağlık harcaması yapılmasına neden olmaktadır.

2010'da Türkiye'de hayatını kaybeden 7.900 kişinin ölüm sebebinin kömür yakıtlı enerji santralleriyle ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de 2010 yılında toplam olarak 365.190 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu tahminden yola çıkarak, Türkiye'de yaşamını yitiren her yüz kişiden 2,2'sinin kömürlü termik santrallere bağlı sağlık etkileri yüzünden yaşamını erken yitirmiş olduğunu söylemek mümkündür. Bu sonuç, kömürle çalışan santraller yoluyla enerji üretiminin ölümlere ilişkin sağlık bedelini ortaya çıkarması bakımından büyük bir önem taşımaktadır.

Ülkemizde, 2012 yılında, 80'i aşkın yeni kömür yakıtlı santral projesinin aktif olduğu; dört tanesinin yapım, yaklaşık 50 tanesinin de planlama aşamasında bulunduğu bilinmektedir. Yeni kirli enerji santrallerinin inşası, hâlihazırda faaliyetteki kömür yakıtlı santrallerden kaynaklanan yüksek orandaki ölümlere yenilerini eklemek ve kirli enerjiye daha on yıllarca mahkûm yaşamak anlamına gelmektedir.

Kömürle çalışan termik santrallerin kurulması girişimleri, sermaye sınıfı tarafından "enerjinin daha ucuza mal edilmesi" ve böylece "Türkiye'nin cari açığının kapatılmasına katkı" başlıklarıyla tartışmaya açılmaktadır. Sermaye sınıfının halkın sağlığı umurunda değildir. Tek amacı ne pahasına olursa olsun daha fazla kar etmektir. Oysa kömürlü termik santrallerin ölümlere ve hastalanmaya yol açan çok ciddi sağlık etkileri ve bu etkiler yüzünden oluşan doğrudan ve dolaylı maliyetler söz konusudur. Bu maliyetler halkın ve sosyal güvenlik sisteminin sırtına yüklendiği için, patronların umurunda değildir.

Ne yazık ki, Hükümet, bu tartışmada halkın yanında değil, sermaye sınıfının yanında yer almakta, mevcut kömürlü termik santrallerin başta linyitle çalışanlar olmak üzere zararlarının azaltılmasına yönelik her hangi bir eylem planını yürürlüğe koymamakta, yeni kömürlü termik santrallerin kurulmasına da izin vermektedir.

Öncelikle toplumun sağlığının her türlü sanayileşme faaliyetinden, ulusal ve küresel sermayenin kazançlarından daha önemli olduğu ilkesinin tüm taraflarca benimsenmesi sağlanmalıdır.

"Sağlıklı yaşamak" en temel insan hakkı ise, bu hakkın hayata geçmesinin sağlanabilmesi için toplumun bütün kesimlerinin dayanışma içinde enerjinin verimli kullanılması için girişimde bulunması, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artırılmasını talep etmesi ve yeni kömürlü termik santrallerin yapımına karşı çıkması gerekmektedir.

Kaynak: Pala, K. Kömürlü Termik Santrallerin Sağlık Etkileri, Bursa Tabip Odası yayını, Eylül 2014, Bursa.

twitter.com/KAYIHANPALA

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.