SON DAKİKA
Hava Durumu

Muhalif neşriyat

Yazının Giriş Tarihi: 16.05.2020 10:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.05.2020 10:02

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Ülke TV yayınında "ölüm listesi" yaptığını anlatan Sevda Noyan hakkında açıklamalarda bulundu. "Çok büyütecek bir mesele olmadığını" belirten Şahin, "Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz" dedi.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama...

Her ne kadar basın yayın organları ağır cezalardan yakasını kurtaramasa da iyi ki Türkiye'de hakimler de var...

Yoksa bu "adam"ların baş olduğu yerde doğru, ilkeli ve tarafsız yayıncılık yapmak zor.

23 Mart'ta TELE 1'de yayınlanan Gün Başlıyor programında Can Ataklı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'nın TRTY EBA TV'de türbanlı öğretmene görev verilmesini eleştirdiği gerekçesiyle kanala üst sınırdan 5 kez yayın durdurma ve 25 bin 881 TL idari para cezası vermişti.

TELE 1 ise avukatları aracılığıyla Ankara 12'nci İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma talebinde bulunmuştu.

Talep tabi ki reddedildi. Yazının girişinde de vurguladığımız gibi karara Türkiye'de var olan hakimlerden biri yani ilgili mahkemenin başkanı 9 sayfalık çarpıcı bir muhalefet şerhi koydu ve "RTÜK yasayı ihlal etti" dedi.

Neden kurulduğu, kimler tarafından nasıl yönetildiği hep tartışılagelen RTÜK varlık nedeni olan, yayın organları arasında ayrımcılık yaparak çatlak sesleri susturuyor.

Gazeteci İsmail Saymaz son olarak Halk TV'yi cezalandıran RTÜK'e olan tepkisini şu sözlerle dile getirdi;

"Ülke TV'de, komşularını öldürme planı yapanlara kayıtsız kalan RTÜK, Halk TV'deki 'Sözüm Var' programına 30 bin TL para ve beş gün yayın cezası verdi. Karar bugün tebliğ edildi. 'Tesadüfe' bakın ki, 'cezayı bugünden itibaren uygulayın' deniyor. İtiraz için süre bile verilmiyor!"

Bugün 'erişim engeli' ile uğraşan, ilan ambargosuna maruz kalan, yayın durdurma cezalarıyla boğuşan basın dünyasının durumu geçmişte de hiç parlak değildi.

Ancak bir fark var.

Eskiden gazetelere gözdağı vermek ve sindirmek için sık sık kapatma cezaları verilirdi.

Şimdi ise yayını durduruyorlar, kamu ilanlarını kesiyorlar.

Gazeteciler cephesinde ise değişen bir şey yok.O gün de içeri atıyorlardı şimdi de...

Çünkü onlar;

Suyu bulandırıyorlar.

Tezgahı bozuyorlar.

Göz yummuyorlar.

Tüyü bitmedik yetimin de hakkı olduğunu hatırlatıyorlar.

Yurttaşın gözünü açıyorlar.

Sen misin dümen suyunda gitmeyen...

O halde dün olduğu gibi bugün de muhalif neşriyatın sesini kısmak gerek.

Basın İlan Kurumu,

RTÜK,

Demoklesin kılıcını bileyip duruyor muhalif neşriyatın ve naşirlerin gözleri önünde.

Korku veriyorlar.

Tehdit, taciz, şantaj Allah ne verdiyse yükleniyorlar.

Bir de korkmadan TV kanalında "ölüm listesi yaptım" diyen kadını yayına alan ve düşüncesini onaylayan sunucu için utanmadan kameraların karşısına çıkıp pişkin pişkin "büyütülecek bir mesele değil" diyebiliyorlar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.