SON DAKİKA
Hava Durumu

Salçada 'koruyucu yasağı' neden uygulanmıyor?

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2017 07:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2017 07:11

Çarşıda, pazarda, marketlerde yiyecek içecek bir şey alırken en çok tedirgin olduğumuz şey "katkı maddeleri". Bu tedirginlik boşuna da değil, zira kanser korkunç bir hızla yayılıyor, her gün sevdiklerimizi tek tek aramızdan çekip alıyor.

Mutfaklarımızın vazgeçilmesi salçanın en büyük üreticisi Tat Gıda'yı ziyaretimizde, çarpıcı bir gerçekle karşılaştık: Türk Gıda Kodeksi çerçevesinde çıkarılan "Katkı Maddeleri Tüzüğü", maalesef bazı çıkar çevrelerinin girişimleri yüzünden yıllardır uygulanmıyor ve "salçada koruyucu madde yasağı" fiilen askıda, uygulanamıyor!

Özeti şu: Vatandaştan, sivil toplum örgütü ve uzman kuruluşlardan yükselen tepkiler ve de Avrupa'ya ihracat kaygıları yüzünden 30 Haziran 2013 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bir yönetmelik çıkarıldı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Salçalarda bakteri ve mikrop üremesini engelleyici katkı maddesi sorbik asit kullanımı yasaklandı. Ancak yasa yürürlüğe girmeden, ertelemeler oldu ve sorbik asit kullanımının yasaklanmasına yönelik sürenin başlaması, en son 15 Temmuz 2017'ye ertelenmişti. Bu yönetmelik hala yürürlükte değil.

İşin teknik yanı şu: Standartlara uygun üretim yapan salça fabrikalarında, üretim tamamen kapalı sistemle gerçekleşiyor ve sadece bol suyla yıkanıp ayıklanmış domateslerin girdiği prosesten, sadece salça çıkıyor. Salça 90-95 derece hermetik kapama denen bir yöntemle cam veya teneke ambalajlara dolduruluyor. Plastik bidonlara, şişelere yüksek sıcaklık yüzünden bu sistemde dolum yapmak münkün olmuyor. Hermetik kaplama yapılan salçanın bir bölümüne çok az miktarda tuz katılabiliyor.

Ancak bazı fabrikalarda bazen kapalı sistemin yeterli olmaması, bazen de tercihler nedeniyle bu sistem terketilip, plastik kaplar kullanılıyor ve salçada küflenmeyi, bozulmayı önlemek için sorbit asit türü koruyucular ile yüksek oranda tuz kullanılıyor. Böylece, kimyasal, plastik madde olarak elde edilen sorbik asit ile "bozulmayan salça" yemiş oluyoruz!

Peki salçada organik hareketlenmeyi durduran, küf, mantar oluşumunu engelleyen bir kimsayal maddeyi yemeklere koyup yediğimizde bize ne oluyor?

Kanserin bunca yayılmasında bunun rolü nedir? İşin bu yönleri kimseleri ilgilendirmiyor!

Kısacası, vatandaş olarak neredeyse her yemekte kulandığımız salçaya, sağlığımızı etkleyen koruyucu maddelerin kullanımı, devam ediyor. Siyasi iktidar, çıkar çevrelerinin baskısı nedeniyle kendi yayımladığı yasayı kaç senedir yürürlüğe sokamıyor.

Koç Holding iştiraklerinden ve kuruluşu 1967'ye uzanan Tat Gıda'nın Üretim Genel Müdür Yardımcısı Hakan Turan, Mustafakemalpaşa Tatkavaklı'daki basın toplantısında Tat Gıda'yı ve tarımda dijitalleşme yolundaki projeleri hakkında bilgi verdi. "Tat Ziraat Önderleri", "Domatesin Önderleri",  "Tat Lider Liftçi" programları ile bir yandan çiftçiyi eğitirken, bir yandan arazideki verim ve  kaliteyi artırma yönündeki çalışmalarını anlatan Turan, "Bursa'da sözleşmeli üretim kapsamında 500'ün üzerinde çiftçiden domates alıyoruz. Bu toplam alımımızın yarısından fazlasını oluşturuyor. Bu yüzden bölge bizim için çok önemli. Önümüzdeki yıllarda özellikle teknooloji yenilenmeye yönelik bir plan odayığla yatırımlarımız artarak devam edecek. Ayrıca dijitalleşme konseptiyle tüm iş süreçlerimizi yeniden kugulayacak yatırımlar planlıyoruz. Bugüne kadar çiftçilerimize 2 bin satin üzerinde eğitim verdik" diyor.

Turan'ın verdiği bilgiye göre, dijitalleşmeyi hedefleyen çalışmalar çerçevesinde, çiftçiler akıllı telefonlara indirilen uygulamalarla ekim dikim zamanı ve hava durumundan, yaşadıkları her sorunla ilgili bilgi desteğine ulaşabiliyor, çiftçinin ne zaman nasıl gübre kulanacağı, hangi tohumu nerden bulacağı, nasıl ekeceği online olarak takip edilebiliyor.

"Tarladan Sofraya" uygulaması ise market rafında satılan ürüne konulan etiket sayesinde, o şişedeki salçanın hangi çiftçinin domatesinden elde edildiği gibi bilgilere ulaşılabiliyor.

GUİNNESS REKORU COŞKUSU...

Tabi Ağustos ayının ikinci yarısı, bir salça fabrikası için işlerin en yoğun olduğu günler... Düşünün ki bu tür fabrikalar asıl işi yaklaşık olarak yılın iki ayında gerçekleştirmek durumunda, malum domates, traktör  römorklarının üzerinde, o sıcakta, öyle günlerce bekletilemiyor ve bir iki gün içinde işlenmesi gerekiyor.

TAT, bu yoğun günlerde ilginç bir etkinlik için seferber olmuş. Fabrika alanında 800'den fazla çalışan, askeriye usulu sıra sıra dizilen masaların çevresine toplandı ve tam 30 saniye boyunca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi üretimi dilimlenmiş ekmeğin üzerine salça sürdü!

En fazla kişiyle aynı anda ekmeğin üzerine bıçakla salça sürmek diye bir rekor varmış ve artık bu rekor Fransızlardan alınıp Tat işçilerine, yani Türkiye'ye geçmiş oldu...

Guinness denemesi izlenmeye değerdi.  Guinness için dev ekrandan Lonra'daki Guinness World Record merkezine bağlanıldı, oradan gelen talimatla başlanıldı, çok sayıda görevli tarafından denetlenen yarışmada çalışanların keyfine diyecek yoktu.

Bu arada, unutmayalım, etkinliğin sürpriz isimleri oldu. Survivor yarışmalarının yıldızlarından Gamze ve erkek arkadaşı, yarışmayı izledi, özellikle kadın çalışanların yoğun ilgisi ile karşılaştılar...

DOMATESİN KİLOSU 25-30 KURUŞ

Bizde maalesef en son düşünülen şey, üretim ve bu üretimi yapan, tarlada bahçede çalışan insanlar,  çiftçiler.

Mustafakemalpaşa ve Karacabey sadece Bursa değil, domates üretiminde Türkiye'nin en önemli merkezlerinden birisi.

Fabrikada dolaşırken,  tepeleme kıpkırmızı salçalık domates yüküyle üretim için sırasını traktör römorklarını gördük.

Traktörün çevresinde gördüğümüz çiftçilerin ayaklarındaki lastik ayakkabı, evet sadece bu lastik ayakkabı bile bütün bu sanayide, kazanılan parlak başarıların, ihracatın, yüklü paraların arkasında, üretimde en kilit yerde duran, asıl emektar olan çiftçilerin gerçek durumunu ortaya koyuyordu.

Çevrede, üreticinin domates üretiminden, kazancından memnun olup olmadığını öğrenmeye çalıştık. Başlar, sadece "hayır" anlamında, saga sola çeviriliyordu.

Hakan Turan, bu yıl salçalık domatesin tonuna 250-300 lira ödediklerini söyledi. Tat Gıda'nın, fiyatın seviyesi ile ilgili pek çok açıklaması, gerekçesi var.

Ancak bir yanda da sıcakta, çamurda çalışıp fabrikaya domates getiren, üzerine düzgün elbise, ayağına sağlıklı bir ayakkabı bile alamayan üreticinin hali var.

Pazarlarda, marketlerde bizim vatandaş olarak domatesin kilosuna asgari 2 lira verdiğimizi hatırlıyorum. Oysa orada üretici bir kilo domatesi 25-30 kuruşa satıyor.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.