SON DAKİKA
Hava Durumu

Seçim değirmeninin suyu nereden acaba?

Yazının Giriş Tarihi: 22.02.2014 05:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.02.2014 05:39

Hatta sık sık haddimizi bildirmeyi kendine görev edinmiş bazı muhabir köşe yazarlarının da hiç hoşuna gitmeyecek bu satırlar.

Bursaport'ta da yayınlanacak mı bilmiyorum?

Okuyorsanız yayınlanmış demektir!

Malum memlekette bir medya-siyaset-ticaret denklemi kurulmuş durumda. Bu nedenle hemen her tür medya kuruluşu bizim haber alma hakkımızdan daha öncelikli olarak kendisine reklam verecek "güçler" ile arayı "sıcak" tutma telaşında.

Bu durum doğal sınırlar içerisinde karşılanabilir. Malum gazete satış rakamları çok düşmüş durumda, TV gelirleri ise sadece reklam gelirlerine dayanmakta. Bu durumda akan reklam sayısı azalırsa başta medya emekçilerinin ücretleri olmak üzere bir çok masraf karşılanamaz bir hal alabilir.

Ülke seçim atmosferine girince medya gelirlerinin önemli bir kalemini doğal olarak siyasal reklamlar oluşturmakta. Otomobil, temizlik malzemesi, içecek, giyim-kuşam malzemesi, market ve bilcümle tüketim öznesi reklamları yılın ilk ayları olması hasebiyle de zayıflamış durumda.

Geçenlerde "küçük bir sol partiden" belediye başkanlığına aday olmuş bir arkadaşımla otururken (burada küçüklük ölçütü fikri küçüklük olarak değil, seçim bütçesi küçüklüğü olarak kullanılmıştır) şöyle bir yakınmada bulundu.

"Medya kuruluşlarını ziyaret ediyoruz, bir medya kuruluşunun en yetkili kişisi 'seçim bütçeniz ne kadar' diye sordu. Ben de; 'sıfır bütçe' diye yanıtladım. 'O zaman durum zor medyanın haberlerinde ve oturumlarında yer alabilmeniz için ücretini ödemeniz gerekir' dedi. Hem de açık açık".

Durumun böyle olduğu zaten biliniyordu da bunun artık açık ifade edilmesi de normalleşmiş sanırım.

Elbette anlaşılır bir durum, medya gelirlerini arttırmak için seçim döneminde siyasal/aday ilanlarına bir yüklenme yapacak. Yazılı basında ilan ücretleri artacak, görsel basında söyleşi, açık oturum ve haber programlarında görünmenin ve iki laf etmenin bir bedeli olacak, bu bedeller izlenme saatlerine göre tarifelendirilecek, haber değeri diye bir öncelik değil para diye bir öncelik olacak, internet medyası da artık kendi tıklanma oranlarına göre bu pastadan pay kapmaya çalışacak, bu durum olacak yani.

Benim tartışmak istediğim işin bu boyutu değil.

Durum böyle olunca şimdi aynı medya kuruluşları kendisine verilen reklam ve ilanların "parası nereden geliyor?" bunu sorgular mı acaba?

Hiç sanmıyorum.

İşte sorgulanmayan bu bölümde medya-ticaret-siyaset denkleminin kritik noktası.

BEN ÇOK SIKILDIM!

Son günlerde iki kişiden çok sıkıldım valla. Hatta sıtkım sıyrıldı bile denilebilir.

Birisi Recep Altepe, diğeri Mustafa Bozbey. Sırada Mustafa Dündar da var.

Yanlış anlaşılmasın bu arkadaşlarla iki yıllık bir teşrik-i mesaim oldu. Belediye Meclislerinde birlikte çalışmışlığımız var. Politik farklılıklarımızı saymazsak özel olarakta bir gerilim yaşamadık. Ama son günlerde bu arkadaşlardan inanın çok sıkıldım.

Sabah uyanıyoruz. İşe gitmek için araca biniyoruz. Caddenin köşesini döner dönmez kocaman bir pano Bismillah Mustafa Bozbey. Gülümseyin falan diyor. Caddeden aşağıya inene kadar çok sayıda ilan panosu yok "mutlu kent" yok "Nilüfer çok güzel", yok "hadi bir daha gülümse" falan derken yüzlerce panoda Mustafa Bozbey'in sözde Nilüfer Belediyesi reklamı olarak verilmiş resimlerini zor geçiyoruz.

Çıkıyoruz ana caddeye bu sefer Recep Altepe başlıyor. Yüzlerce ilan panosu ve sözde Bursa Büyükşehir Belediyesi reklamları ama hepsinde Altepe'nin kocaman fotoğrafları mevcut. Yok "helitaksi getirdim size", yok "bak İstanbul'a uçakla gidiyorsunuz", yok "yeni stadyum ne güzel olmuş di mi?", yok "hele bir bütünşehir olalım siz o zaman görün hizmeti", yok "kocaman bir belediye binası yaptım, gördünüz mü?" falan derken her yerde bu seferde onun fotoğrafları Büyükşehir Belediyesi reklamı adı altında.

Kendimizi işe zor atıyoruz valla.

Ya bu arkadaşlar kendilerine bu kadar mı aşıklar gerçekten. Bu ilan ve reklam işinin bir ayarı-dengesi-balansı yok mu?

Bu arkadaşların evleri nasıl acaba?

Salonda kocaman çerçeve kendi resimleri, ara hole çıkıyorsun başka bir tablo kendi fotoğrafları, mutfakta masa üstünde bir çerçeve yine kendi fotoğrafları, balkondan aşağı kocaman bir bez afiş asılmış kendi fotoğrafları olabilir mi?

Hiç sanmam. Böyle değildir.

O zaman kendi evine yapmadığını niye bu kente reva görürler beş yıldır anlamadım.

Sanırım bunun adı seçim reklamı.

Şimdi ben bu kendi fotoğrafları ile belediye reklamı meselesini biraz tartışmak isterim.

Bu ilanların parasını kim ödüyor? Sözde belediye reklamı olduğu için tabi ki belediye. Bu para kimin? Bizim. Kim ödüyor vergileri? Biz.

Eee o zaman bizim paramızla bizi niye bu kadar fotoğrafa boğup bunaltırlar. Yazık değil mi bize ya.

Üstelik siz yeniden adaysınız. Karşınızda başka adaylar da var. Ne hakkınız var belediye bütçesi ile yüzlerce-binlerce fotoğrafınızı sağa sola asmaya. Haksız rekabet değil mi bu? En azından diğer adaylara.

Belediye bütçesi deyip geçmeyin sakın, öğrendiğime göre Recep Altepe'nin son iki yılda ilan ve reklamlara harcadığı belediye bütçesi 35 trilyonmuş (özellikle eski para birimi ile yazdım). Yani senin-benim vergilerim sayın Altepe'nin fotoğraflarına gidiyor. Eğer rakam daha az ise Altepe açıklayıversin bir zahmet.

Neymiş efendim; "belediyenin çalışmalarını görünür kılıyorlarmış". Hepimiz farkındayız ki kendi fotoğraflarını görünür kılarak bizi bunaltıyorlar. "Bu 35 trilyonla sen kente hizmet üret biraz da biz zaten onu görürüz" demek geliyor insanın içinden.

Mustafa Bozbey'in kendi fotoğrafları için harcadığı belediye bütçesinden parayı öğrenemedim. Açıklasında bizde öğrenmiş olalım.

Akşam olup işten çıkıyoruz. Eve dönerken bu sefer de Mustafa Dündar'ın panoları başlıyor.

Hemen her yerde. Belli ki Osmangazi sınırlarından dönüyoruz eve. Yok "işi gücü Osmangazi imiş", yok "kazanan Osmangazi olacakmış", yok "bugün de, yarın da Mustafa Dündar imiş" alenen belediye reklamı adı altında kendi reklamı ve fotoğrafları. Diğer adaylara haksız rekabet değil mi bu şimdi?

ADAYLAR REKLAM BÜTÇELERİNİ, KAYNAKLARINI VE MAL VARLIKLARINI AÇIKLAMALI

Geçenlerde bir dostumla sohbet ediyoruz. Laf dönüp dolaşıp CHP'nin sağdan transfer Büyükşehir Adayı Necati Şahin'e geldi. Dedi ki bana" eleştiriyorsun ama etkin bir kampanya yürütüyor, kampanya için ayırdığı bütçe 5 trilyonmuş (eski para birimi), daha ne yapsın?"

Doğru mu bilmiyorum. Yanlışsa Necati Şahin açıklasın bilelim.

Ben önce sustum. Sonra dayanamadım. "nereden bu bütçe?" dedim.

Öyle ya CHP Genel Merkezi bu kadar bütçe ayırmıyor illere. Sonra dedim ki "seçilse bile görev süresi boyunca maaş olarak alamayacağı bir parayı adaylar neden harcar? Ya da kimler sponsor olur? Sponsorların sonradan belediye ile akçeli işleri olur mu?" nedir bu durumun izahı? Birisi anlatsın da biz de anlayalım.

Gerçekten Recep Altepe'nin ve diğer partilerin adaylarının seçim bütçeleri ne kadar? Mal varlıkları çocukları ile beraber ne kadardır? Görev süreleri bitince ne durumdalardır? Seçimde ne kadar harcarlar? Bu harcamalara kimler destek olur? Neden destek olup para akıtırlar? Sadece memleket böylesine yetenekli yöneticilerden mahrum kalmasınlar diye mi bu parasal destekler sunulur?

Bu kadar vergi ödemekten bunalmış biz faniler bunları merak ediyoruz işte. Fazla mı meraklıyız ne!

Tüm adaylar mal varlıklarını ve seçim bütçelerini kaynakları ile beraber açıklasa durumu şeffaflaştırsa ve bu dedikodular bitse daha güzel olmaz mı?

Bir de yeniden aday olan belediye başkanlarına haksız rekabet yaratmamaları açısından belediye reklamı adı altında kendi fotoğraflarını yayınlamaya yasal bir kısıt getirilse daha şık olmaz mı?

Şimdi tüm bunları medya yazar mı?

Sanmam.

Yerel gazeteleri inceleyemedim ama önümde sevgili Özlem Buğday Buğday ve Cennet Cankılıç'ın seçim arifesinde çıkardıkları yazılı yayını olan Havadis 16 gazetesi var. Arada bir internet gazetelerinde bana "haddimi bildirirler" ama sağolsunlar gazetelerini bana da gönderiyorlar ve yararlanıyorum. Gazeteyi inceledim. İnternette çıkan haberlerin yanına seçim ilanları eklenmiş.

Bir tam sayfa Nilüfer Belediyesi (2.sayfa), bir tam sayfa Osmangazi Belediyesi (4.sayfa) , bir tam sayfa rezidans reklamı, bir tam sayfa Büyükşehir Belediyesi (15. Sayfa), arka tam sayfa Necati Şahin Geliyor ilanı aralarda yarım ya da dörtte bir sayfa da diğer AKP ve Saadet Partisi adaylarının ilanları mevcut. İlanlar dışında kalan haberlerin büyük bölümü de ilan veren adaylara ait. Racon bu yani Seçim gazetesi yani.

Diğer günlük ve haftalık hatta aylık yerel gazete ve dergiler ile internet siteleri de seçim atmosferinde bu özellikte. Adayların reklamları ve seçim haberleri yoğunlukta.

Durum bu olunca seçim bütçesi kaynağını sorgulamakta çok uygun kaçmaz herhalde.

Yani bir tür "üzümü ye, bağını sorma" hali oluşmuş.

Olan da bizim vergilere ve paramıza olmuş.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.