SON DAKİKA
Hava Durumu

Sarıgül gerçeği

Yazının Giriş Tarihi: 11.11.2013 07:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.11.2013 07:32

CHP'de uzun zamandan beri süren ve artık kamuoyuna bıkkınlık veren belirsizlik sona erdi. Bu gelişme hiç şüphesiz CHP'de bir sürü yeni ve karmaşık sürecin yeniden yaşanmasına sebebiyet verebilecek potansiyel taşımaktadır.

Mustafa Sarıgül kendi hayatını anlatan bir kitabı Remzi yayınlarından kamuoyunun ilgisine sundu. Elbette Biz Sarıgül'ün öz yaşam hikâyesindeki özel durumlarla ilgili değiliz. O kendi özeli, bizi igilendirmez.

Derdim şüphesiz Sarıgül'ün siyasi bir profil olarak yeri ve CHP'deki misyonu üzerine biraz konuşmak. Her ne kadar Yüksel Baysal bu değerlendirmelere "kızsa da" konuşmakta, tartışmakta yarar var.

Aslında en son söyleyeceğimi en başında söylemeliyim, bir siyasi bilanço olarak bakıldığında Sarıgül tam da apolitik bir çizgiye tekabül eder.

Onun sosyal demokrasiden anladığı "şeylerle" sosyal demokrasinin evrensel değerleri ve ideolojisi arasında hiçbir benzerlik bulabileceğimizi sanmıyorum. Bulabilenler bana da anlatsın.

Mustafa Sarıgül, lobicilik, hemşehricilik ve klientalist siyaset tarzının en güzel örneğidir.

Şimdi burada hemen "klientalist" ne ola ki diyen soruları duyar gibiyim.

Klientalizmi Ekşi Sözlük şöyle tanımlar, ben daha çok Fuat Keyman'ın yazılarında okumuşumdur.

"Klientalizm aslında patronaj ilişkisi anlamına gelir. Politik bilimde, politikacıların uzun vadeli politikalar uygulamak yerine, kendisine oy verenleri müşteri gibi görüp müşteri-temelli iliskiler kurması, (satın) aldığı oy karşılığında, kişiye ya da zümrenin yararına bir politika ya da serviste bulunması anlamına gelir. dünya'da kurt weyland ve susan stokes, tarihsel-sosyolojide de devlet yorumu ile charles tilly bu konunun önde gelen arastırmacılarındandır. boissevain, eisenstadt, lande, kaufman gibi politik bilimcilerin clientelism üzerine değerli çalışmaları vardır. Türkiye'de clientelism konusunu ayşe güneş ayata çalışmıştır ağırlıklı olarak. aynı zamanda, Fuat Keyman'ın önemli çalışmaları mevcuttur.

edit: clientelism daha çok üçüncü dünya ülkeleri; ağırlıklı olarak latin amerika, orta-doğu ve sovyet sonrası ülkeler için kullanılmaktadır; ve bu yüzden daha çok hastalıklı bir siyasi kültür olarak gösterilmektedir... antropoloji, kültürel çalışmalar gibi bölümlerde bu yüzden clientelism çalışmaları yapmaktadırlar... dönüp bakınca bu çalışmalara iki önemli soru geliyor insanın aklına: (1) neden böyle bir konu sadece üçüncü dünya ülkelerini bağlasın? basbayağı gelişmiş demokrasilerde de patronaj ilişkileri sıkı sıkıya görülmektedir... ama o zaman bu sosyal-kapital bağlamında incelenmektedir. sorun olarak değil, siyasi mekanizmanın günlük hayatla olan bağı olarak görülmektedir? (2) clientelizmi demokrasinin anti-tezi yapan görüşün arkasındaki genel varsayımı nedir? demokrasi dediğimiz rejim zaten doğrudan ya da dolaylı müşteri temelli bir rejim değil midir?"

Aslında Mustafa Sarıgül'ün temsil ettiği siyasi kültürün CHP için muteber hale getirilmesi, 2011 seçimlerinden beri CHP'yi etkisi altına alan ve merkez sağa yönelmeyi siyasi strateji olarak kabul eden bir yönetim tarzının çaresizliğiyle ilgilidir.

Biz bu çaresizliğinin örneklerini Bursa'da fazlasıyla yaşamıyor muyuz?

Hatta CHP'den aday adayı olarak adı geçen bazı "siyaset esnaflarının" gidip AKP'ye dosya vererek AKP'den aday adayı olması Bursa siyasetinin "pespayeliğinin" bir göstergesi değil midir?

Bu durumda biz bunları söylüyoruz diye yapılan eleştirilere ne denmelidir? Bilemedim inanın.

Büyük bir çaresizliktir bu!

Hatta öyle bir çaresizliktir ki; Baykal döneminde CHP'yi tamamen merkez sağ bir parti olarak tahlil ederek, 10 Aralık hareketiyle solda yeni bir açılım arayışları içinde olan kadroların Kılıçdaroğlu sonrasında CHP'ye katılmaları ve partide yönetsel kademelerde yer bulmaları ve en nihayetinde bu yönetsel güçlerini Sarıgül'ün emrine sunmalarıyla malul bir çaresizlik bu yani.
Sarıgül'ün affedilmesi anlaşılabilir. Zira kimse bir zamanlar yaptığı bir hata yüzünden sonsuza kadar partiden uzak tutulamaz. Ama böylesi bir siyasi figürün bir kurtarıcı gibi, tek alternatif olarak sunulması kısa bir süre önce 90. kuruluş yılını kutlayan CHP kadroları için acı vermelidir. Ama ne yazık ki vermiyor.

Bu çalışma bir siyasi mühendislik projesidir.

Sarıgül, İstanbul için sosyal demokrat belediyecilik örneği oluşturabilecek arayışların içinden süzülüp gelmemiştir. 1994'den bu yana İstanbul'un bütün kamusal projelerinden mahrum kalan TÜSİAD sermayesi ve bu gruplara bağlı medya gücünün ürünüdür.

CHP'nin neredeyse bütün kadroları, "İstanbul'u AKP'nin elinden alma" hülyası içine çekilmiş ve tüm kadrolar siyasi gelecekleriyle Sarıgül gerçeği arasında paralellikler kurmak durumunda kalmıştır.

CHP bu adımla bir kez daha kendini tekrar ediyor. Dünyanın ve ülkenin değişen ve gelişen yeni dinamikleri üzerine çalışmaya tenezzül etmeden, yeni bir siyaset diline, söylemine ve eylemine yönelik hazırlıklar yapmadan ve yaşanan bunca siyasi travmadan ve 'Gezi Direnişi'nden hala ders almadan yoluna devam etmeyi tercih ediyor.

Korkarım bu gelişme, CHP'de "eş başkanlık" döneminin ilk adımı olacaktır.

Haldun Taner'in ünlü oyunu "Keşanlı Ali Destanı" kendi halinde yokluklar içinde yaşayan bir gecekondu halkının çaresizlik içinde kendi kaderlerine razı olmuşken, nasıl olduğunu kendilerinin de anlayamadığı ama kendi yarattıkları bir kahraman üzerinden yaşama tutunma hikâyelerini müzikal bir dille anlatır.

Oyunun en güzel nakaratı şudur;

"Artık bir şefimiz var
Her belayı o savar"

Öyle mi dersiniz ?

Gerçekten CHP açısından Bursa'nın klientalistleri de "her belayı savabilecekler midir?"

Şimdi ben bunları yazdığım için Yüksel Baysal'ın yazdığı gibi "CHP'ye saydırmış mı oluyorum" yoksa yeni ufuklar açısından bir politik hattı tartışmaya mı çalışıyorum?

Ne yapalım biz sol/sosyal demokrat yaklaşımı hayatı, günü, toplumun günlük sıkıntılarını, dünyayı, insanı ve politik zemini sorgulama, değerlendirme, bunları paylaşma ve değiştirme olarak öğrendik.

Bu da bizim kusurumuz olarak varsın kalsın.
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.