SON DAKİKA
Hava Durumu

Metin'in masası

Yazının Giriş Tarihi: 06.02.2017 00:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.02.2017 00:54

Gittiğimizde, tertemiz bir evin olağanüstü güzel örtülü masasında değiṣik yaṣtan, ulustan ahpabları usul bir hikayeye ekleniyordu.

Beri yandaki kitaplıkta hepimizin sevdiği kitaplar, küҫük masada düzenli kağıtlar, bir iki doktor telefonu.

Bembeyaz duvarlarda oğlundan bir iki fofoğraf, oğlunun yüksek lisans tezinin kabul edildiğini öğrenmeye elverdi ömrü bari diye, teselli bize...

Oysa sandalyeyi demin kenara ҫekmiṣ de, sigarasını yeni tüttürmüṣ sanki.

Hastalığının dile gelip de yol kesmesi arasında, kaҫ kısacık gün vardı ki?

Ṣu kitaplığın tavana değen kıvrımına benziyordu, ne düz ne tekdüze, iҫine gizliden renk atılmıṣ uҫsuz bucaksız koyu kumaṣlar gibiydi hayatı.

***

Genҫ kızlar, delikanlılar pırıl pırıl yüzleriyle yer gösteriyorlar, ҫay getiriyor metanete kaynaklık eden evin masasından ikramda bulunuyorlar. Derin bir anıya saygıyla sahip ҫıkabilmenin üstesinden geliyorlar. Metin'in anısına hayatın değiṣik anlarından fotoğraflarını duvara asmıṣ olmayı da bu yüzden onlara yakıṣtırdı iҫim.

Bu tarif edilmez güzellikteki genҫlerin sevgili bir abiye, amcaya gösterdikleri candan hakikati söylemek lazımdır, bu masayı herkese bildirmek lazımdır, arkadaṣlık dayanıṣma göstermiṣ Süreyya Minareci'nin vefalı dostluğunu anmak lazımdır.

***

Metin ҫok sade bir insandı, ҫok sade, ҫok nezaketli, dirayetli, becerikli.

Daha geҫenlerde mültecilerin kaldığı alana su yolu yapımına gönüllü katıldığını anlatıyorlardı.

Bir biyomakine hikayesi vardı ki o ayrı bir konusudur o hayatın. 

Ҫok güzel yemek yaptığı da bilinirdi ve herkes gibi kusuru da vardı elbet. Mesela öyle özen ve zaman gerekirdi ki, aҫken beklenmezdi Metin'in yemeği.

***

Ҫok vakit önce, nasıl becerdiysek bir arkadaṣ grubu sıcak denizlere hasretin kuvvetiyle, Almanya'dan Fransa'nın güneyine Pirene dağlarının Akdenize değdiği uҫlara ulaṣtık.

Buraları avucunun iҫi gibi bilen Metin'in rehberliğinde o vakit halen daha süren genҫliğimize güvenip en kayalı koya attık kendimizi. Derken bir baṣka koy meraklısı daha ҫıkageldi. Yaz kıṣ bu koyda güneṣlenme tutkusundan, Amerika'dan hasretini uzatmadan dönen Fransız doktora orada ne aradığımızı anlattı kısaca Metin.

E peki ne yapacaksınız memleketten böyle uzakta diye sorunca da, dayanacağız demiṣti.

***

Elbet ki böyle hikaye etmemiṣtik memlekete dönüṣü. Hayatı kesen yolculuğun karṣısına hangi hatırayla durulabilirdi peki?

O sırada, 'Metin Kayseri'ye götürülecek' dendiğinde, ҫok eskiden aҫılmıṣ bir muhabbette, harikulade zamanlardan kalma bir hatırayla Kayserili Oğuz Salihoglu ile Dersimli Mehmet Aydın'ın akıllarda yer eden dostluklarından söz ettiğimi hatırladım Metin'e. Sizin oralardan da az inat, az iyi insan ҫıkmamıṣ hani deyip. Tam o andaki hoṣnut, kalender gülüṣünü iṣte bu yolculugun yanına kadim bir dost gibi yerleṣtirebilirdik ṣimdi.

***

Bu satırlar da Erciyes'e yazılmıṣ olsun.

Dünyaya bir güzel dostluk masasını bırakmıṣ, ҫok sade bir evladın Metin Özuzun, senin kardelenlerle dolu bağrında artık.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.