Suriye'den Türkiye'ye 4 milyon kişi daha gelebilir

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ülkenin üçte ikisinde kontrolü sağlayıp bundan sonraki hedef olarak İdlib'i işaret ederken BM devreye girdi.

BM'nin Suriye'de İnsani Yardımlara Erişim Görev Gücü'nü yöneten Egeland, Astana sürecinde çatışmasızlık bölgeleri arasına alınan İdlib'le ilgili Rusya, İran ve Türkiye ile görüştüklerini belirtti.

BM: RUSYA VE İRAN SÖZ VERDİ

Sputnik'te yer alan habere göre, Egeland, bugünkü insani yardım toplantısında Rusya, İran ve Türkiye'nin temsilcilerinin İdlib savaşından kaçınılması için ellerinden geleni yapma sözü verdiklerini duyurdu.

BM yetkilisi, İdlib savaşı çıkması durumunda Türkiye'den sınırlarını açmasını ve kaçan sivilleri kabul etmesini talep edeceklerini açıkladı.

NUSRA'NIN KONTROLÜNDE CİHATÇI ÜSSÜ

Suriye'nin Türkiye sınırındaki İdlib'de son birkaç yılda nüfus katlanarak arttı, çünkü önce hükümet güçleri karşısında yenilen cihatçılar buraya kaçtı, ardından Esad yönetimi tahliye anlaşmarı yaparak diğer bölgelerdeki cihatçıları buraya gönderdi.

Dolayısıyla Kaide'nin Suriye kolu Nusra ile müttefiklerinin kontrolündeki İdlib, bir cihatçı üssü haline geldi. Suriye hükümet güçlerinin buraya saldırması halinde cihatçıların kaçacağı istikamet olarak geriye sadece Türkiye kalıyor.

Cihatçı militanların aileleri ve onlarla aynı çizgideki siviller de İdlib'de çoğu Türkiye sınırı yakında bulunan kamplara yerleşmiş vaziyette.

EGELAND: 4 MİLYONU AŞKIN SİVİL VAR

Egeland, Suriye'deki potansiyel yeni savaş alanında 4 milyonu aşkın sivil bulunduğunu, bölgenin kan gölüne dönmesinden kaçınılması için diplomatlarla askeri yetkililerin bir anlaşmaya varmasını umduğunu söyledi.

Her halükarda BM'nin İdlib muharebesi için hazırlık yaptığını aktararak Türkiye'den ihtiyaç doğarsa kaçan sivilleri alması için sınırlarını açmasını isteyeceklerini belirtti.

Norveçli BM yetkilisi, ''Suriye'nin İdlib'indeki sivillere mesajımız: En çok ihtiyaç duyduğunuz anda sizi unutmayacağız. Sizin haklarınız ve korunmanız için mücadele edeceğiz. Bu savaş kan gölüyle değil anlaşmalarla bitmeli'' dedi.