SON DAKİKA
Hava Durumu

'Sonuç alana kadar eylemlere devam edeceğiz'

Kaz Dağları'nın Çanakkale'deki Kirazlı bölgesinde altın madeni için yapılan doğa katliamına yönelik tepkiler giderek büyüyor. Ağaçların kesilerek yüzey toprağının alındığı bölgeye en yakın noktadaki Balaban bölgesinde başlatılan "Su ve Vicdan Nöbeti"ne çadırları ile katılanlara her gün yenileri ekleniyor. Eylemlerle altın çıkarılmasına geçilmeden faaliyetlerin durdurulup bölgenin yeniden bir seferberlikle ağaçlandırılması amaçlanıyor.

Haber Giriş Tarihi: 08.08.2019 21:45
Haber Güncellenme Tarihi: 08.08.2019 21:45
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
'Sonuç alana kadar eylemlere devam edeceğiz'

ZAFER OPSAR/BURSAPORT

Kaz Dağları'nın Çanakkale'deki Kirazlı Bölgesi'nde altın çıkarmak için yapılan doğa katliamına yönelik tepkiler giderek büyüyor.

Kanadalı Alamos Gold şirketinin çıkaracağı altın için onbinlerce ağacın kesilmesi sonucu oluşan o görüntü ile Türkiye ve dünya gündemine gelen Kaz Dağları'nın Çanakkale sınırları içindeki Kirazlı Köyü Balaban bölgesinde başlatılan "Su ve Vicdan Nöbeti" 13. gününü doldurdu. Doğayı katlederek canlılar için yaşanılmaz hale getiren altın çıkarılmasının önüne geçmek amacıyla kurulan çadırlara hergün yenileri ekleniyor. Türkiye'nin her yerinden doğaya duyarlı insanların katılımıyla artan "Su ve Vicdan Nöbeti"ni ziyaret ederek eylemcilerle görüştük, kamp alanını gezdik, günlük aktiviteler hakkında bilgi aldık.

Son derece disiplinli bir eylemin yapıldığı kampın sorumlusu olan emekli öğretim üyesi Hüseyin Sarı, eylem süreci ve bundan sonra izleyecekleri yol konusunda bilgiler verdi, düşünclerini paylaştı.

5 Ağustos'ta 15 bine yakın kişinin ağaçların kesildiği maden sahasına yürüdüğü eylemler zincirinin devam edeceğini belirten Hüseyin Sarı, "Su ve Vicdan Nöbeti"nin İDA Dayanışma Derneği ve Çanakkale Kent Konseyi önderliğinde yapıldığını belirtti. Bölgede doğayı tahrip edecek olan altın arama işinin engellenmesi için verilen mücadelenin iddia edildiği gibi yeni olmadığını, mücadelenin hukuksal boyutları ile 6 yıldır sürdüğünü hatırlatan Sarı, "Sıklıkla eylemler yapıldı, bir türlü durduramadık. Ama mücadelemiz bitmiş değil. Sonuç alana kadar eylemlere devam edeceğiz." dedi.

Hukuksal mücadele sürerken, ağaçların kesildiği sıralarda firmaya 3 günlük süre verildiğini onun ardından Balaban bölgesinde çadırlı kamp kurarak eyleme devam etme kararı aldıklarını ifade eden Hüseyin Sarı, şunları söledi:

"Komite oluşturuldu ve o komitenin yönetiminde buraya çadırlar kurulmaya başlandı. Kampın devamından itibaren de 5 Ağustos'ta burada bir eylem yapıldı. Milletvekillerinin de katılımıyla binlerce kişi tel örgülere kadar gitti. Binlerce kişiyi durduramazlardı nitekim, kapılar açıldı, hiç engel olmadılar, Jandarma da engel olmadı. Onların konteynırlarının olduğu yere kadar gittik."

"Bu bir süreç, bu kampı terketmek yok. Bugün 12 bin kişiyle gittik yarın 50 bin kişiyle gider eylem yaparız." diyen Sarı, 18 Ağustos'ta dünyaca ünlü Türk sanatçısı Fazıl Say'ın bölgede vereceği piyano konserini hatırlatarak kitlesel etkinliklerin önemine dikkat çekti.

'Su ve Vicdan Nöbeti'nin yapıldığı kampın sorumlusu emekli öğretim üyesi Hüseyin Sarı

Hüseyin Sarı'nın bazı sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

- Şu ana kadar kaç çadır kuruldu?

- 26 Temmuz'da başlayan 'Su ve Vicdan Nöbeti 13. günü doldurdu. Şu an 230 çadır var, her geçen gün sayı artıyor.

- Şu anda altın çıkarma işlemi var mı?

- Hayır, henüz altın çıkarma ve ayrıştırma işlemi yok, sadece ağaç kesimi yapıldı. Hem kesim var hem de cehennem çukurları dediğimiz atık havuzlarını oluşturuyorlar. Altın çıkarma işlemine bir yıl sonra başlanabilir. O alanın arkasında Cazgırlar köyü var Bayramiç bölgesinde doğru. Orada kesim yapılan alan burasının iki katı. Asıl burasını (kamp alanının güneyindeki dağı gösteriyor) almaya başladıklarında şu gördüğünüz yeşillik alan kalmayacak. Burada bir tek ağaç kalmayacak. O dağı indirecekler, çünkü cevher onun altında. Asıl tehlikelerden biri de buradaki uranyum. Burada altınla birlikte uranyum, çinko, kurşun ve arsenik var. Doğadaki madenler uyku halindedir. Uyku halindeyken hiç zararları yoktur. Su yanından geçer gider su bile uyandırmaz onu. Ama uyandırdığın zaman, suya karıştığında işte tehlike o zaman başlıyor. Burası Çanakkale'nin tek içme ve sulama su kaynağı olan Atikhisar Barajı'nın su havzası. Bu yüzden de çok önemli.

"Cevher bu dağın altında, bunu 50 metre indirecekler" diyor Hüseyin Sarı. Kamp alanı burada olduğu için henüz bu bölgede ağaç kesimine başlamadıklarını anlatıyor.

- Bu eylemlerden sonuç alma şansını nasıl görüyorsunuz?

- Nasıl sonuç alırız? Daha kalabalık gruplarla eylem yapıp yürüyüş gerçekleştirirsek sonuç alınır. Biz sabahları ağaç kesimlerinin yapıldığı alana doğru gruplar halinde yürüyüş yapıyoruz. Biz orada olduğumuz zaman çalışma yapamıyorlar, tedirginlikleri var. Bu eylemleri iki ay daha sürdürürsek sonra kış başlıyor. Kış başladığı zaman sahada çalışamayacaklar. Taşeronla bir anlaşmaları var, taşeron diyecek ki 'bana para verin.' Firma da 'işi yapmadın ki ne parası vereyim' diyecek. Aralarında para kavgası çıkacak. Yani bu işin sonunda biz kazanacağız. Asıl amacımız Atikhisar Barajı'nın zehirlenmesini önlemek. Burası gitti artık, ağaçları artık kurtaramayız.

- Peki, eylemlerden sonuç alınıp altın çıkarma işi durdurulur ve burası ağaçların kesildiği ile kalırsa ne olur? Bir seferberlikle burası yeniden ağaçlandırılabilir mi?

- Amaç o zaten. 30 bin kişiyi getirelim buraya ellerinde fidanlar ile bir günde bu iş yapılır. Amacımız altın çıkarma işinin başlatılmasını engellemek. Eylemlerimiz sonuç alıncaya kadar sürecek, belki kışın da burada kalacağız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.