SON DAKİKA
Hava Durumu

"Sarraf bülbül gibi ötünce hain oldu"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'de devam eden davaya ilişkin, "Sarraf bülbül gibi ötünce vatansever olmaktan çıktı, hain oldu. Tıpkı FETÖ gibi, aynı menzile yürüyorlardı. Şimdi düşman oldu. Ne istediyse verdiniz. Sarraf'a da ne istediyse verdiniz. Bakan istedi, verdiniz. Her şeyi para karşılığında yaptınız" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 05.12.2017 15:12
Haber Güncellenme Tarihi: 05.12.2017 15:12
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
"Sarraf bülbül gibi ötünce hain oldu"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Kadın Kolları Genel Başkanlığı tarafından Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması"nda konuştu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Enişten Ziya İlgen'in Man Adası'nda şirketi var mı? Bir daha soruyorum. Enişte niye şirket kursun?" sorusunu yöneltti.

ABD'de devam eden davaya ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Sarraf bülbül gibi ötünce vatansever olmaktan çıktı, hain oldu. Tıpkı FETÖ gibi, aynı menzile yürüyorlardı. Şimdi düşman oldu. Ne istediyse verdiniz. Sarraf'a da ne istediyse verdiniz. Bakan istedi, verdiniz. Her şeyi para karşılığında yaptınız" dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması'nda yaptığı konuşmasından satır başları:

"Bugün burada Cumhuriyet tarihimizin en önemli toplandılarından birini yapıyoruz. Ankara'dan bütün dünyaya bütün kadınlara sesleniyoruz. Siyasette daha fazla olunuz. Gücünüzü gösterin ki haksızlık, hukuksuzluk yaratanlar kaçacak delik arasınlar. Bugün Deniz Baykal'ı Almanya'ya yolcu ettik bütün dualarımız Deniz Baykal'la. Gönlü burada.

"Ortadoğu'da yeniden kana, gözyaşına neden olurlar"

Kudüs. 68 kuşağından çok sayıda gencimiz bugün Filistin topraklarında yatmaktadır. Filistin'in bağımsızlığı için gittiler. Filistin'in devlet kurmaları bizim için önemlidir. Bu salondan yüz binlerce kadının selamını, saygısını gönderiyoruz. Sizin devlet talebinizi, demokrasi talebinizi destekliyoruz. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Ortadoğu'da yeniden kanın, gözyaşının neden olurlar. Hiç kimse Kudüs üzerinde oynamasın. Hiç kimse onlara olan desteğimizi engelleyemez.

"1934'te bu hakkı Atatürk yasayla tanıdı"

Bugün 5 Aralık. Kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği 83. yıl. 1934'te bu hakkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bir yasa ile tanıdılar. 1934'te Türkiye'de kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olurken Fransa bu hakkı 10 yıl sonra, 1944'te, İtalya, Arjantin, Meksika 1946'da verdi. Yunanistan 1952 yılında verdi. Belçika, 1960, İsviçre, kadına seçme ve seçilme hakkını 1971 yılında verdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün size verdiği hakkı, 37 yıl sonra verdi İsviçre kendi kadınlarına bu hakkı. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunu çok iyi biliyordu. Erkekler cephede savaşırken onlara silah desteğini, omuzunda top mermisi götüren bu ülkenin yılmaz kadınlarıydı. Mustafa Kemal Atatürk 1934 yılında bunu verdi. İlk kurultaydan sonra yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Yeter mi? Hayır. Bunun parlamentoda siyasi partiler yasasına da girmemiz lazım.

Yüzde 33 kadın kotasını içeren yasa

Bütün kadınların önünde söz veriyorum, önümüzdeki günlerde Grup Başkanvekillerine talimatım yüzde 33 cinsiyet kotası içeren siyasi partiler yasası değişikliğini TBMM'ye sununuz. Biz bunu genel kurula indirdiğimizde kadınlara haber vereceğiz, kim evet diyor, kim kadınların siyasette daha az yer almalarını istiyor orada göreceğiz. Sizler de izleyin, bizler de takipçisi olacağız.

Madem ki kadınlar üretmek istiyorlar, siyaset istiyorlar. Bütün bunları sağlayan bir parti var. Adı CHP'dir. Gelin CHP'ye. Sizin yaşam tarzınızı, kılık kıyafetinizi asla sorgulamadık. Sorgulamayacağız. Size her türlü hakkı verecek olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Kırsalda kadın 12 saat çalışır. Dağda, tarlada, ovada, bayırda çalışır. Sırtında yük taşır. Ama bu kadın kente geldiğinde, "çalışmayacaksın, evde oturacaksın" deniyor. Biz sizin daha görünür olmanızı istiyoruz. 

Değerli kadın kardeşlerim, hayatın acısını en derinden yaşayan bu ülkenin kadınlarıdır. Özellikle ekonomik darboğazın en büyük acısını kadınlar çeker. Açlıktan bebeği ölen anneler. Soğuktan bebeğini kaybeden anneler... Konya Ereğli'de 40 günlük Ayaz bebek hayatını kaybetti. Annesi sabah kalktı, çocuğunu emzirmek istedi, bir baktı ki hayatını kaybetmiş. Bu annenin dramını Man Adası'nda şirket kuranlar anlayamazlar. Bu kadının dramını en iyi anneler anlar. Samsun'da Kübra bebek, 2.5 aylık, açlıktan öldü. 

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden geliyorum"

Bu söylediğim Emine Akçay'ın dramıdır. Man Adası'nda şirket kuranların değil. Bu ülkenin bütün kadınlarına sesleniyorum. Bu düzene evet diyorsanız ben buna isyan ediyorum. Bu düzene isyan ediyorum. Emine Akçayları yaratan düzene isyan ediyorum. Çünkü ben Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden geliyorum.

Herkesin özgürce dolaşabildiği bir düzen. Herkesin can ve mal güvenliğinin olduğu bir düzen. Siz sadece yandaşlarınızı düşürseniz bu düzen insanca ve hakça bir düzen değildir. Bu mücadelenin kahramanları bu ülkenin kadınları olacak. Ekmek alırken vergi ödüyorsunuz, çocuğunuza sakız alırken vergi ödüyorsunuz. Ama birileri vergi ödememek için her türlü tezgahı kuruyor. Az önce söyledim, Emine Akçay odun almak için vergi öder, Man Adası'nda şirket kuranlar vergi kaçırmak için her türlü sahtekarlığı yaparlar. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım?

"Sen ancak ancak gayri millisin"

Durumu olan pırlanta alır, yakut alır vergi yoktur. Bir de 12 saat direksiyon sallayan kamyon şoförünü düşünün. Kamyon şoförü, TIR şoförü kullanan vatandaşlara sesleniyorum. Dünyanın en pahalı mazotunu sana satıyorlar. Bu beyler vergi ödememek için her türlü numarayı çekiyorlar. Neymiş millilermiş, yerlilermiş. Sen ne millisin, ne yerlisin. Sen ancak ancak gayri millisin.

Elinde viski kadehi, altında en pahalı şort, altında yatı liman liman gezer, o da mazot alır bir kuruş vergi ödemez. Sen bunun hesabını 2019'da soracaksın. Kadın hareketi ile biz bunları sandığa gömeceğiz. Ayda 1404 lira alan bir asgari ücretliyi düşünün. Gelir vergisi, KDV, damga vergisi, ÖTV öder ama bu Mancılar yurt dışında tezgah kurarlar. Bir de diyorlar ki bunlara karışmayın. Hepsine dokunacağım, hepsini gece uyutmayacağım. Bu milletin vicdanını ayağa kaldıracağım. 1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir, neden gider bu paralar? Hala cevabı yok. Bunlar diyorlar ki, biz adil vergileme getirdik. Vergilemede adalet yok.

"Sen bilmiyorsan oğluna sor, damadına sor"

Hala belgeler sahtedir diyorlar. Kendilerine cevabım çok basit. Madem sahteydi, Meclis'te komisyon kuralım, çoğunluk sende. Gelmiyorsun. Kurmuyorsun, sahte olmadığını da sen biliyorsun. Sen istiyorsun ki benim sahtekarlıklarım Meclis'te ortaya çıkmasın. Sözüm söz bunu sonuna kadar takip edeceğim. Bu bir şirket ticaretiymiş, hangi şirket cevap yok? Kar ne? Cevap yok. 1 sterlinlik şirket 15 milyon dolarlık ticareti niçin yapıyor? Cevap yok. Sıtkı Ayan kimdir? Cevap yok. Sorularıma hala cevap alabilmiş değilim.

Erdoğan gözlerinden öpüyorum seni. Sen bilmiyorsan oğluna sor, damadına sor onlar biliyor kim olduklarını.

"Enişte niye şirket kursun?"

Enişten Ziya İlgen'in Man Adası'nda şirketi var mı? Bir daha soruyorum. Enişte, Man Adası'nda niye şirket kursun?

CHP Genel Başkanı'nın evi aranmalı ve belgelere el konulmalıdır diyor aklı evvel bir milletvekili. Korkudan. Ben sayın Külünk'ü hanımefendi ile birlikte evime davet ediyorum. Buyursun gelsin. Biliyorum benim evim onun evi kadar zengin değil, koltukları kadar zengin koltuğumuz da yok. Gelsin eşi ile beraber. Arzu ederse evimi gezdirebilirim kendisine. İstediği kitabı alır ama bir şeyden emin olmasını isterim. Vallahi de billahi de benim evimde ayakkabı kutusu yok.

Daha belgeyi görmeden sahte ilan ettiler. Bir görün kardeşim. Sahtekarlığın ne olduğunu da siz çok iyi bilirsiniz. Her türlü numara var sizde. Ben eski maliyeciyim. Mal nasıl götürülür ben çok iyi bilirim. Bunların nasıl olduğunu bilirim.

Senin 2002'de oy verdiğin Recep Tayyip Erdoğan, 2017'deki Recep Tayyip Erdoğan mı? İstanbul'dan geldi, Keçiören'de mütavazi bir apartman dairesinde kaldı, 2017'deki Recep Tayyip Erdoğan nedir? Kibrine teslim olan, ağzına gelen her şeyi söyleyen, servet içinde yüzen bir Recep Tayyip Erdoğan var. Birlikte düşünme, birlikte siyaseti sorgulamalıyız.

"Şimdi de kafayı iş adamlarına taktılar"

Şimdi de kafayı iş adamlarına taktılar. Önce kabinemize sesleniyorum diyor. Yıldırım hükümetine talimat veriyor. İşverenlere çıkış izni asla vermemelisiniz diyor. Çünkü bu adamlar ihaneti vataniyedir. Yani bunlar vatan hainidir diyor.

Eskiden bunlar Türkiye'ye geliyordu, şimdi Türkiye'den kaçıyorlar. Çünkü hiçbirisinin can ve mal güvenliği yok. Sen yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini istiyorsan bir, bütün milletvekillerini serbest bırakacaksın. Gazetecileri serbest bırakacaksın. Hapiste gazeteci, milletvekili olmaz. Üç medya özgürlüğünü sağlayacaksın. Dört, yargı bağımsızlığını sağlayacaksın, mahkemelerden elini çekeceksin. Beş, görevine son verdiğin bütün akademisyenleri yeniden işe alacaksın. Altı, Semih ve Nuriye'yi derhal görevine başlatacaksın. 

Bu ülkede huzur bırakmadın ya, huzur bırakmadın. Bir konuşuyorsun 80 milyon geriliyor. Gerilimden, kavgadan ne çıktı? Soru sorduğun zaman kıyameti koparıyor. Sanıyor ki "Ben bağırdıkça onlar susacak". Sen istediğin kadar bağır, asla ve asla bizi susturamayacaksın. Devlet adaletle yönetilir. Şantajla, tehditle devlet yönetilmez. Ekonominin geldiği hale bakın. Sayın Erdoğan, git bak bakalım İnegöl'e. Mobilyanın başkentiydi. Yaprak kıpırdamıyor. Sorumlusu kim, diyecek ki, "Bunun sorumlusu CEHAPE'dir" Öyle ya, ülkeyi onlar değil CEHAPE yönetiyor. Nasıl bir Türkiye yarattığının farkında mısın? Sen bu ülkede ekonomiyi perişan ettin, insanları perişan ettin.

"30 milyar dolarla bütün Suriyelilere prefabrik ev yapılırdı"

Sevgili Erdoğan nasıl bir ülke yarattığının farkında mısın? Perişan ettin ekonomiyi. Tüpgazın fiyatını sen biliyor musun? Millet ne diyor Tayyip için biliyor musunuz? Faizci Tayyip diyorlar? En çok parayı faizcilere ödedi vergiden topladığı.

Bekir Bozdağ diyor ki karanlık güçler, baronlar benim istifamı istiyorlarmış. Hükümetin sözcüsü de istiyor. Baronlar, karanlık güçler ve siz kol kola vermişsiniz, Kılıçdaroğlu'nu nasıl yok ederiz projesi yapıyorlar. İstediğinizi yapın Kılıçdaroğlu kaya gibi bu milletin hakkını hukukun koruyacak. Suriyelileri de sormuştuk? 30 milyar dolar para harcadık dediler. 30 milyar doları nerede harcadın? Recep Akdağ, yol yaptık yoldan Suriyeliler geçmiyor mu diye cevap verdi. Aklı başında bir adam çıkarın cevap versin. Abileri konuştu, Suriyeliler için AFAD eli ile, belediye olarak yardım yaptık, asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor diyor. Hepsi 9.5 milyar dolar ediyor. Nerede bu para? 20 milyar dolar millet harcar mı? Nerede harcadın, kimin için harcadın? Bu 30 milyar dolarla bütün Suriyelilere prefabrik ev yapılırdı, üstelik 25 milyar dolar kalırdı. Kalanla da Mars'a uzay aracı gönderirdik.

"A Haber'i kınıyorum"

Gelelim Rıza Sarraf'a. Dün hayırsever bir iş adamıydı. Devletin protokolünde yer alıyordu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Rıza Sarraf, müsteşarlar, müdürler arka sırada. Havuz medyası, bu Rıza Sarraf'ı televizyona çıkardılar, arkasına Türk bayrağı koydular. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağını fon olarak koyan havuz medyasını şiddetle kınıyorum. A Haber'i de kınıyorum, A televizyonunu da kınıyorum. Bir de tweet atıyorlar, şeref madalyası takmalıydık. Tak bakalım, nereye takacaksın, ama ben senin boynuna neyi takacağımı çok iyi biliyorum. Sen vatan hainisin. Bir şarlatana Türk bayrağını fon olarak kullandırtamazsın. Kullandırtan adam vatan hainidir. Bununla yetinmediler, bir rüşvetçiyi, bir sahtekarı oturdular Bakanlığa getirdiler, plaketler verdiler. Dış ticarete büyük katkılar yapıyormuş diye.

"Sarraf'ın önüne yattınız demiştim"

Rüşvet alan bakanları akladılar. Yüce Divan'a gitmesini engellediler. Kimdi bu milletvekilleri. Hakkı Köylü, Yılmaz Tunç, Kemal Şerbetçioğlu, İlknur İnceöz, İsmet Su, Bilal Uçar, Mustafa Akış, Yusuf Başer, Ayşe Türkmenoğlu. Ben bunlara demiştim ki, siz Rıza Sarraf'ın önüne yattınız demiştim, kıyamet kopmuştu. Benim haklı çıktığımı daha iyi görüyorsunuz değil mi? Sarraf'ı serbest bıraktılar. Yurt dışına çıkış yasağını da kaldırdılar. Bu nasıl devlet anlayışıdır? Bu nasıl Rıza Sarraf sevgisidir?

Amerika'da gözaltına alındı, bizimkilerde bir telaş. Amerika'ya gittiler adam vermiyor. Başbakan gitti, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı gitti, vermiyor adam. Amerikalıların da yaptığı zulüm. Sonra şeref madalyası takılacak kişiyi Amerika hapse attı. Nota verdik 2 sefer. Şimdi AK Partili kardeşlerimin vicdanına sesleniyorum. Bir sahtekar için, bir şarlatan için 2 kez nota veren hükümet Kuzey Irak'ta askerlerin başına çuval geçirildiğinde bir nota bile vermedi.

"Bülbül gibi ötünce hain oldu"

Adam sonunda konuşmaya başladı. Sarraf sahtekardır ama devletin sırlarını da para ile alan birisidir. Bakanları elde eden birisidir. Bakanları önünde diz çöktüren birisidir. 11 Ekim 2013 Rıza Sarraf ile Muammer Güler telefonda konuşurlar, Sarraf MİT beni takip ediyor diye telefon ediyor. Güler'in cevabı, "İçişleri Bakanı koltuğunda oturan adam, sen o konuda rahat olur, böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım ya." Emniyet istihbarat buna bağlı.

Sarraf'ın rüşvet dağıttığı birisi de Süleyman Aslan. Buna da Erdoğan sahip çıktı. Bakın ne diyor genel müdür için. Ayakkabı kutusunu evde tutup içine dolarlar koyan Erdoğan ne diyor: "Banka genel müdürünün dürüstlüğünden şüphem yoktur" Sormuyor ya arkadaş, kendi bankası dururken evde ayakkabı kutularının içine dolarları niçin istiflesin? Bunu sormuyor. "Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur. Olayı farklı yerlere çekme gayreti var" diyor. Bir şarlatan, bankanın genel müdürüne açıkça rüşvet verdi. Fakat bu yetmiyor, o da çok önemli.

Bu hükümetin tuttuğu avukat. New York'ta mahkemede savunuyor Rocco. Rıza Sarraf diyor ki "ben rüşvet verdim" diyor. Bu avukat söz alıyor, hükümetin tuttuğu avukat. "Yüksek makamlara rüşvet yollayan Atilla değil, Zarrab'tı. Süleyman Aslan Zarrab'tan utanmazca rüşvet aldı" Açık ve net Zarrab'ın Süleyman aslan'a rüşvet verdiğini söyledi. Senin gönderdiğin avukat o genel müdürün rüşvet aldığını söyledi. Sen ne yaptın? Ziraat bankası yönetim kuruluna atadın.

Sarraf bülbül gibi ötünce vatansever olmaktan çıktı, hain oldu. Tıpkı FETÖ gibi, aynı menzile yürüyorlardı. Şimdi düşman oldu. Ne istediyse verdiniz. Sarraf'a da ne istediyse verdiniz. Bakan istedi, verdiniz. Her şeyi para karşılığında yaptınız.

MİT, Erdoğan'a bilgi notu göndermiş

Savcılık soruşturma açmış. Gizli kalması gereken bilgileri temin ettiği gerekçesiyle mal varlığına el konulmasına karar vermiş. Sarraf'ın casus olduğunu ben zaten daha önceden söylemiştim. Ben şu soruyu sordum. Sarraf'a bu bilgileri kim verdi? Devletin sırlarını kim verdi?

Rıza Sarraf'ı da izleyen bu devletin saygın kurumları var. 18 Nisan 2013 tarihinde dönemin başbakanı Erdoğan'ın önüne bilgi notu bırakılır, konusu Rıza Sarraf'tır. MİT, 3 sayfalık bilgi notu bırakılır. Yapılan tüm sahtekarlıklar anlatılır. "İran'a yönelik ambargoya rağmen, İranlı şahısların para transferini gerçekleştirmesi bağlamında, Sarraf'ın yakın gelecekte ABD tarafından yasaklı kişiler listesine dahil edilebileceği, Türkiye - ABD ilişkilerinde sorun yaşanabileceği, Ebru Gündeş evliliği nedeniyle kamuoyunun dikkatlerini üzerine çeken, Ekonomi bakanı Çağlayan ve Bakan Güler ile ilişkisinin ortaya çıkması halinde hükümet aleyhine kullanabileceği değerlendirilmektedir "diyor. Ne zaman bu tarih, 17 - 25 Aralık'tan 9 ay önce söylüyor.

Ben Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum. Bu sahtekarlığın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet. Senin önüne konuldu. Sen ne yaptın? Sen bu dosyayı kapattın? Sen sahtekarlığı görmezden geldin. Şimdi casusmuş efendim, e zaten casus, zaten sahtekar. Bu bilgileri kim verdi? Bu bilgilerin tamamını senin bakanların, yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanet etti. Bütün sırlarını götürüp Sarraf'a teslim ettiler.

"FETÖ'ye kozmik odayı açan bunlar değil miydi?"

Ben bunları söyledim, savcılar kulaklarını tıkıyordu. Hala rüşvet dağıtıyordu. Şimdi uyandılar. Erdoğan diyebilir ki "Rıza Sarraf beni kandırdı" Tıpkı FETÖ beni kandırdı gibi, PKK beni kandırmadı gibi. Valla söylüyorum Erdoğan, Sarraf seni hiç ama hiç kandırmadı. Bütün olaylardan senin ta en başından beri haberin vardı. 17 - 25 Aralık'tan 9 ay önce bu devletin en saygın kurumu 3 sayfalık bilgi notu konuldu. Sen o dosyayı da kapattım. Efendim kim verdi bilgileri? Senin hükümetin verdi.

Şimdi soruşturmayı yapan savcılara sesleniyorum. Savcı kardeşlerim, sahtekarın peşine düştünüz, biraz geç düştünüz. Onu beraat ettirdiniz, soruşturma dosyasını kapattı bazı savcılar. İlk yapacağınız iş Sarraf soruşturma dosyasını kapatan hakimleri savcıları meslekten atacaksınız. Onlar bir sahtekarı savundular.

İki, ona o bilgileri veren bakanları, hükümeti de sorgulayacaksınız. Rıza Sarraf'a ben bilgi vermedim, telefonla konuşmadım. Yan yana gelmedim, her konuştuktan sonra aleyhime dava açtı. Ben de şunu söyledim "açmazsanız namertsiniz" dedim. Ben haklı çıktım.

Bu devlet sırlarını satmak yeni değil. FETÖ terör örgütüne kozmik odayı açan bunlar değil miydi? Bunların yatacak yeri yoktur. Eğer vatana ihanet eden birilerini arıyorsunuz, o birilerinin başında sarayda oturan vardır.

Sevgili Erdoğan, senin bakanların Sarraf'a her türlü bilgiyi verdi. Sen kozmik odayı terör örgütüne açtın. Sen başbakan değil miydin? Bütün bunlardan haberin yok muydu? Kuş uçsa haberin vardı senin. Hesabını vereceksin kardeşim, hesabını 2019'da sandıkta soracağız.

"Biz kendi pisliğimizi kendimiz temizleyelim"

Sayın Binali Yıldırım'a açık çağrı yapıyorum. Ama Türkiye'yle ilgili davanın Amerika'da görüşülmesi beni rahatsız ediyor. Samimi bir çağrı yapıyorum. Madem ki savcılık soruşturma açtı. Gel Binali Yıldırım, parlamentoyu harekete geçirelim. Bizim ülkemizde demokrasinin olduğunu, adaletin olduğunu, rüşvet dağıtanın da yiyenin de suçlandığını ve mahkum edildiğini bütün dünyaya ilan edelim. Gelin dosyayı yeniden açalım, soruşturma komisyonu kuralım. Bu olayı Amerikan yargısına değil biz çözelim. Biz kendi pisliğimizi kendimiz temizleyelim. Bu samimi çağrımı yapıyorum."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.