SON DAKİKA
Hava Durumu

Kılıçdaroğlu Bursa'da: Asla karamsar değilim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'nın İznik ilçesinde STK temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleriyle buluştu. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, "Asla karamsar değilim. Bu millet Kurtuluş Savaşı'nı vermişse bizim karamsarlığa kapılma hakkımız yoktur. Biz ülkemizi bütün badirelerden kurtarırız." dedi.

Haber Giriş Tarihi: 15.09.2018 13:54
Haber Güncellenme Tarihi: 15.09.2018 13:54
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Kılıçdaroğlu Bursa'da: Asla karamsar değilim

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli programlara katılmak üzere Bursa'ya geldi. 

Kılıçdaroğlu, İznik ilçesindeki bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderlerine hitaben yaptığı konuşmada, ilçenin tarihin izlerini ve güzelliğini koruduğunu söyledi.

Bu coğrafyanın aynı şekilde yaşaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Eğer bu coğrafya ranta teslim edilirse sadece İznikliler değil, hepimiz kaybederiz. Az önce bir dostumuz, 'İstanbullular gelip buralardan çok büyük araziler, arsalar satın aldı.' dedi. Ben de 'Alabilirler.' dedim. Doğal güzelliğe, tabiata ihanet etmemek, ranta teslim etmemek şartıyla gelip alsınlar. Bütün bu tabiatı yok ederlerse İznik, İznik olmaktan çıkar, tıpkı İstanbul'un İstanbul olmaktan çıktığı gibi." diye konuştu.

Ankara'dan karayoluyla Bursa'nın İznik ilçesine gelen Kılıçdaroğlu'nu, Yenişehir-İznik yolu üzerinde CHP Bursa Milletvekilleri Erkan Aydın, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Yüksel Özkan ile Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, parti mensupları ve vatandaşlar karşıladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli programlara katılmak üzere Bursa'nın İznik ilçesine geldi. Bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleriye buluşan Kılıçdaroğlu, burada bir konuşma yaptı.

"Alın teri dökenler gelecekten endişe duyuyor"

Kılıçdaroğlu, herkesin karnının doyduğu Tükiye'nin güzel bir Türkiye olacağını, karın doyurmanın da iki yolunun olduğunu belirtti. İlk yolun çalışıp üretmek, alın teri dökmek, helal ekmek kazanmaktan geçtiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İkincisi alın teri dökmeden bir köşede oturursunuz, elinizde viski kadehi vardır. Büyük paralarınız vardır, faize yatırır ve karşılığını alırsınız. Eyvallah, bu da başka bir yoldur. Alın teri dökmüyorsunuz, emek harcamıyorsunuz. Paranız var, milyon dolarınız, milyarlarınız var. Bakıyorsunuz, kim yüksek faiz veriyorsa veriyorsunuz oraya, parasını alıyorsunuz. İşçi, işveren, grev, toplu sözleşme, bankadan kredi, 'Krediyi nasıl ödeyeceğim, gübreyi nasıl alacağım?' yok. Açık ve net söylüyorum; Türkiye son 16 yılda bu adamlara teslim edildi. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, alın teri dökenler gelecekten endişe duyuyor ama bu adamların hiçbiri gelecekten endişe duymuyor. Çünkü paraları, dolarları, milyarları var."

"Mercimek, nohut, her şeyi ithal ediyoruz"

Herkesin faiz ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Dışarıda bir avuç tefeciye 16 yıldır ödenen faiz, 156 milyar dolar. Biz, buna karşıyız. Borçlandığımız için ödüyoruz. İçeriye ödenen faiz, 699 milyar lira." ifadelerini kullandı.

Ödenen faizlerin ülkeyi bir krize sürüklediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bundan çıkılır. Asla karamsar değilim. Eğer bu millet, Kurtuluş Savaşı'nı vermişse bizim karamsarlığa kapılma gibi bir hakkımız, hukukumuz yoktur. Biz ülkemizi bütün badirelerden kurtarırız." dedi.

Kılıçdaroğlu, planlı tarım yapan ülkelerin kazandığını, Türkiye'de ise planlı bir tarım düzeni olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Ben neye talibim? Bu düzeni değiştirmeye talibim. Benim talip olduğum konu bu. Herkesin kazandığı, ürettiği, çalıştığı ve rantiyeye asla prim verilmediği bir Türkiye istiyorum. Hortumcuların olmadığı, 5 saatte 84 bin dolar para kazanılan bir düzeni savunuyorsanız aynen devam edin. Gayet net söylüyorum, 'Bu ülkede herkes çalışmalı, kazanmalı ve alın teri değerli olmalı.' diyorsanız oturup düşünmemiz lazım."

Tarımın dünyanın her ülkesinde teşvik edildiğini, Türkiye'de de teşvik edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben size dört yıl önce 'Saman ithal edilecek.' deseydim siz, 'Bu Kılıçdaroğlu amma da söyledi. Saman mı ithal edilir?' derdiniz ama ediyoruz. Mercimek, nohut, her şeyi ithal ediyoruz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP'li büyükşehir belediye başkanlarının olduğu illerde çiftçinin şikayetçi olmadığını, kooperatif kurarak kazandığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, partililerle ilçe merkezindeki bir kahvehanede vatandaşlarla sohbet etti.

"Türkiye, kötü yönetimden dolayı ekonomik krizle karşı karşıya"

Herkesin kazandığı bir Türkiye'nin mümkün olduğunu anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her alanda planlama yapmak lazım. Eğitimde de planlama yapacaksınız. Elin oğlu, önümüzdeki 30 yılda hangi mesleklerin olacağının, ona göre çocukları yetiştirmenin hesabını yapıyor. Biz yarın sabah ne olacağını bilmiyoruz. Kimse önünü göremiyor. Kimseyi özel olarak suçlamak istemem ama güzel bir atasözümüz var; 'Balık baştan kokar'. Yönetici olan, devleti yöneten kişinin topluma örnek olması lazım. Savurgan olursanız olmaz. Bir yol ayrımındayız. Türkiye'nin bu badireden kurtulması lazım. 11 Ağustos'ta 13 madde açıkladık. Ben memleketimi, insanımı seviyorum. Hiçbir beklentim de yok. Bu ülkede herkesin huzur içinde yaşamasını, karnının doymasını isterim. Türkiye bir ekonomik krizle karşı karşıya. Niçin? Kötü yönetim. Bundan çıkmamız lazım. Çıkıp da sürekli eleştireceğime 'Benim bir görevim daha var.' dedim. Bu krizden nasıl çıkılacağının anlatılması lazım. İstanbul'da bir basın toplantısı yaptık ve 13 maddeyi saydık. Bu maddeleri kısa, orta ve uzun ana ilke olarak belirlerseniz Türkiye bu krizden çıkar."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) müdahale edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biri 'Faiz artır', öbürü 'Faizi artırma.' diyor. Ne yapacak bu Merkez Bankası Başkanı? Damada mı inansın, onun kayınpederine mi inansın? Adam iki arada bir derede." ifadesini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, köprülerin, yolların her şeyin Türk Lirası ile yapılması gerektiğini vurguladı.

"Suriye'nin bölünmesini istemiyoruz"

Suriye'de yaşananlara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Dış politikayı değiştirin. Bu dış politikayla gitmez bu işler. Hiçbir askerimizin, komutanımızın tırnağına bir şey olsun istemiyoruz. Ne işimiz vardı bizim oralarda? Bakın terör aldı, götürdü her şeyi. Suriye'nin bölünmesini de istemiyoruz. Suriye'nin toprak, devlet bütünlüğünün korunmasını istiyoruz. Suriye parçalanırsa bundan en büyük zararı Türkiye görür."

CHP İznik İlçe Başkanı Asiye Çalışkan'a ait "Mavi Çini Sanat Merkezi"ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada çalışanlarla sohbet etti ve çini üretimi hakkında bilgi aldı.

Kılıçdaroğlu, İznik'in ardından Orhangazi Yeniköy'e geçti. 

"Kriz henüz mutfaklara tam anlamıyla yansımadı"

Kılıçdaroğlu, Orhangazi ilçesindeki bir tesiste sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderlerine hitaben yaptığı konuşmada, birçok kişinin Türkiye'nin geleceğinden endişeli olduğunu söyledi.

Kimsenin karamsar olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim babalarımız, dedelerimiz, bir Kuvayımilliye mücadelesi vermişlerse aynı ruhla biz Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak görevini seve seve üstleniriz. Bu görevi yerine getirmek, herkesin ortak görevi olmalı. Karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmak, bizim kitabımızda yoktur. Çok vatandaş, sanayici, çiftçi bedel ödeyebilir ama sonuçta Türkiye, aydınlığa çıkacaktır. Kimsenin bundan en ufak bir endişesi olmasın." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumu herkesin bildiğini dile getirerek, şöyle devam etti: 

"Henüz daha mutfaklara tam anlamıyla yansımadı. Önümüzdeki günlerde, aylarda daha ağır bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. Pazara, markete, bakkala gittiğinizde, alışveriş yaptığınızda bunları göreceksiniz. Bizim görevimiz, bu tabloyu görüp sessiz kalmak, 'Oh olsun' demek ya da eleştiri üzerine eleştiri yapmak mı, yoksa bu tablodan Türkiye'nin nasıl çıkacağını mı söylemek? Eğer biz CHP isek, devleti kuran partinin kadroları tarafından kurulan bir partiysek Türkiye'nin nasıl aydınlığa çıkacağının projesini ortaya koymak zorundayız."

Türkiye'nin krizden yüksek faiz ödeyerek değil, akılcı politikalarla çıkabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, işi ehline vermenin önemine dikkati çekti. 

"Devlet, bakidir. Hükümetler ya da devleti yönetenler, geçicidir." diyen Kılıçdaroğlu, devlette liyakat esası bulunduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Eğer siz devletin başına gelir oturur, damadınızı hazineden, maliyeden sorumlu bir bakanlığın başına oturtur, ondan sonra Türkiye'nin en büyük kurumlarını, yani Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş'yi de kendinize bağlarsanız 'Bir koltukta iki karpuz taşınmaz' diye bir atasöz vardır. Bir insan bir iş, iki iş, hadi bilemedin üç iş yapar. Bir insan her şeyi yapabilir mi?" görüşünü dile getirdi. 

"Yeni bir bahar hareketine ihtiyacımız var"

Kılıçdaroğlu, her kişinin zararının "milli zarar" olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çiftçi, ne ekeceğini bilmiyor. Daha doğrusu ekmekten vazgeçecek. Çiftçi, henüz daha büyük şoku yaşamış değil. Yarın tarlasını ekip gübre, ilaç almaya gittiğinde görecek fiyatı. Daha farkında değil. Sanayici yatırım yapacak mı, yapmayacak mı? Önünü göremiyor. Türk lirası eriyor, dolar yükseliyor. Aslında doların yükseldiği yok, eriyen Türk lirası. Türk lirası, değer kaybediyor. Eğer siz, 16 yılda devletin en büyük ihalelerini dolarla yapar, köprü, tüp geçişlerini dolara endekslerseniz. Peki sizin nereniz milli, nereniz yerli arkadaş? Her şeyi dolarla yapıyorsunuz. Alışveriş, kiralar, dolarla. Neredeyse kasapta satılan et de dolarla olacak."

Yerel seçimlerin yaklaştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin aklı başında, güzel bir bahar temizliği yapma fırsatı var. Türkiye'yi bu hale getirenleri şöyle bir temizleyelim. Yeni bir bahar hareketine ihtiyacımız var. Bunu yapmak zorundayız. Türkiye'yi bu hale getirenlere kızmanın veya bir şey söylemenin pek fazla anlamı yok. Biz, bu işi alacağız ve Türkiye'yi bölgesinin de dünyanın da en önemli üretim merkezlerinden biri haline dönüştüreceğiz." ifadelerini kullandı.

"Borcun faizini ödemek için de borçlanıyoruz"

Kılıçdaroğlu, yıl sonuna kadar Türkiye'nin 40 milyar dolar ödemesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankasının net rezervi, 40 milyar doların altında. Borç ödemek için borçlanıyoruz. Yetmiyor, borcun faizini ödemek için de borçlanıyoruz. Ben size boşuna 'Bahar temizliği yapalım' demiyorum. 'Ülkeyi bu hale kim getirdi?' diye oturup düşüneceksiniz. Yönetenlerin sanki hiçbir günahı, kusuru yok. Kim yaptı? 'Dış güçler.' Kardeşim dış güçler mi memleketi yönetiyordu? Senin attığın her imzanın altında Trump'ın mı imzası vardı? Milletvekillerini, belediye başkanlarını seçerken sen değil de Trump mı seçti? Bakanları sen değil de Trump mı tayin etti? Trump mı sana 'Git şu kadar borçlan' dedi? Senin aklın yok muydu? Borç alan, emir alır. Doğru. Niye borçlandın, kendi vatandaşına güvenmedin?"

Elin oğluna gidip avuç açamayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hem 'dış güçler' diyeceksin hem sonra bakan gidecek tüm dünyayı 'Kim bana borç para verecek?' diye dolaşacak. Dilenci konumuna düşerseniz emir alma konumuna düşmüşsünüzdür." dedi. 

Kılıçdaroğlu, çözülmeyecek hiçbir şeyin olmadığını, her kuruşun hesabını veren yöneticiye ihtiyaç olduğunu, bunun tercihini Türk milletinin yapacağını sözlerine ekledi.

Kılıçdaroğlu, Yeniköy Mahallesi'ndeki bir kahvehanede vatandaşlarla sohbet etti ve çocukları sevdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.