SON DAKİKA
Hava Durumu

'Katliam aydınlatılsın, sorumlular hesap versin'

Ankara'da 10 Ekim 2015'te terör örgütü IŞİD'in iki canlı bombası tarafından gerçekleştirilen korkunç katliamda yaşamını yitirenler için Bursa'da anma etkinliği gerçekleştirildi. Setbaşı'ndan başlayıp Heykel'e kadar süren yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında katliamın aydınlatılarak sorumluların hesap vermesi ve mağdurların adalet talebinin yerine getirilmesi istendi.

Haber Giriş Tarihi: 11.10.2017 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 11.10.2017 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
'Katliam aydınlatılsın, sorumlular hesap versin'

Ankara'da 2 yıl önce terör örgütü IŞİD'in iki canlı bombasının gerçekleştirdiği korkunç katliamda yaşamını yitirenler yurdun çeşitli illerinde düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamaları ile anıldı. Ankara'daki anmaya polis biber gazı ile sert müdahalede bulunurken, Bursa'da Setbaşı'ndan Heykel'e yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında katliamın aydınlatılarak sorumluların hesap vermesi ve mağdurların adalet talebinin yerine getirilmesi istendi.

Bursa'da DİSK, KESK, TMMOB ve BursaTabip Odası'nın çağrısı ile saat 18.00'da Setbaşı'nda toplanan çeşitli siyasi parti, sendika, akademik oda ve sivil toplum örgütlerine mensup yaklaşık 250 kişilik kitle Heykel'e doğru yürüyüşe geçti. Polisin kalabalık bir ekiple sıkı güvenlik önlemi aldığı etkinlikte, ellerinde, katliamda yaşamını yitirenlerin bazılarının fotoğrafları olan kitle bir süre sessizce yürüdü ardından alkışlarla katliamı protesto etti.

Alkışlı protestonun ardından, "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "Faşizme karşı omuz omuza", "Katil IŞİD, işbirlikçi AKP", "Susma, sustukça sıra sana gelecek" şeklinde sloganlar atan kitle Heykel Atatürk Anıtı önünde toplandı.

Katliamda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşundan sonra ortak basın açıklamasını TMMOB Makina Mühendisleri Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart okudu.

10 Ekim 2015'te Ankara Garı önünde gerçekleşen katliamın Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamı olduğunu belirten İbrahim Mart, "Kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz" dedi.

İki yıl önce, barış ve demokrasiden yana emek ve meslek örgütleri olarak şiddet ve çatışma ortamının sona erdirilmesi için "Savaşa inat, barış hemen şimdi" şiarıyla Sıhhiye Meydanı'nda buluşma çağrısı yapmıştıklarını hatırlatan Mart, mitinge katılmak için Türkiye'nin dört bir yanından gelen on binlerce kişinin Ankara Garı önünde yürüyüşe hazırlanırken, birbiri ardına patlayan iki ayrı canlı bombanın hedefi olduklarını söyledi.

'Yaşanan herşeyin tanığıyız'

"Yüreğinde insan sevgisi ve barış özlemi dolu olan 102 arkadaşımızın katledilmesinin, 500'e yakın arkadaşımızın yaralanmasının acısı yüreklerimizde halen tazeyken bugün öfkemiz daha da arttı." diyen Mart'ın okuduğu açıklama şöyle:

"Hepimiz o gün o meydandaydık. Her türlü istihbari bilgiye rağmen hiçbir önlem alınmadığı için gerçekleşen patlamaların tanığıyız. Kamu görevlilerine 'kendi güvenliğinizi alın, alandan uzak durun' diyerek patlamalardan haberdar olduklarının tanığıyız. Patlamaların yaşandığı alanda yaralıların acilen hastanelere ulaştırılması için önlem almak yerine alanı fişeklerle gaza boğduklarının tanığıyız. Geç gelen ambulansların, tomalarla alanı yıkayarak delillleri kararttıklarının tanığıyız.

Müfettiş raporlarına ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin lehimizdeki kararına rağmen, olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanması talebimizi görmezden gelen mahkeme heyetine öfkemiz devam ediyor.

'Öfkemizi diri tutacağız, unuturmayacağız'

10 Ekim ve ardından gelen süreçte yaşananlar, adalet, barış, demokrasi ve emekten yana bir Türkiye talebinin halen en acil ve yakıcı talep olduğunu ortaya koymuştur. AKP iktidarı OHAL ve KHK'lere dayanarak haksız, hukuksuz, keyfi bir biçimde en temel insan hak ve özgürlüklerini hiçe saymaktadır. Bizler, bu vahşete, bu saldırganlığa boyun eğmeyeceğiz, bu karanlığı dayanışmayla aşmak için mücadelemizi yükselteceğiz.

Bombalar, katliamlar ve her türlü saldırılar emeğin haklarını savunmamıza, demokrasinin, barışın tesis edildiği laik bir Türkiye için mücadele etmemize engel olamayacak!

Katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar öfkemizi diri tutacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz.

Bugün 10 Ekim anma etkinliğinde Ankara'da yaşanan polis şiddetini kınıyoruz.

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz."

Yeşil Sol Parti Bursa Örgütü'nün anması

Yeşil Sol Parti Bursa İl Örgütü de 10 Ekim katliamının ikinci yılı nedeniyle, geçen yıl dikilen fidanlarla oluşturulmaya başlanan "10 Ekim Barış Ormanı"nda saygı duruşu ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

İki yıl önce "Emek, Barış ve Demokrasi" mitingine katılmak üzere ülkenin dört bir yanından binlerce insanın yollara düştüğü belirtilen açıklamada, "O gün önlenebilir bir saldırı sonucunda 102 barışseveri yitirdik, yüzlercesi de yaralandı. Katliamın üzerinden 2 yıl geçti. Acımız, öfkemiz, isyanımız dinmedi. İyileşemedik..." denildi.

Yeşil Sol Parti'nin açıklaması şöyle:

"10 Ekim Ankara katliamı sonrası hazırlanan resmi raporlarda; Ankara'da bir saldırı olabileceğine ilişkin emniyete çok sayıda istihbarat gelmesine rağmen, ne yazık ki bu katliama yol verilmiş, seyirci kalınmıştır. Emniyet, mitingde yaşanacak olası bir bomba saldırısı için kendi personelini uyarmış, fakat miting düzenleme komitesini uyarmayı gerekli görmemiştir!

Biz, 10 Ekim günü Ankara Garı önünde, ortada bu kadar açık bir tehdit varken ve bu tehditten haberdarken bunu yok sayan devletin yüzünü bir kere daha gördük. Patlamanın ardından hayatta kalanlara, ölülerini kaldıran, yaralılara yardıma koşanlara 'süpürün' talimatıyla saldırıldığına tanık olduk.

'Siyasi iktidarın ciddiyetsizliği devam ediyor'

Katliamın ardından ortaya dökülen bu 'gerçekler' üzerine yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunuldu ancak bu suç duyurusu işleme konmadı. 2 yıl boyunca, bu organize katliamın arkasındaki güçler ve gerçeklerin ortaya çıkarılmaması için siyasi iktidarın olay karşısındaki ciddiyetsizliği devam etmektedir.

Dönemin Başbakanı, ellerinde intihar eylemi yapabilecek kişilerin listesi olduğunu ancak bu isimleri bir eylem yaşanmadığı sürece tutuklayamayacaklarını söyledi.

10 Ekim mağdurlarının avukatlarına dava açıldı. Ancak bütün kırılmışlıklarımıza rağmen yılmadık, vazgeçmedik; dostlarımızdan aldığımız barış bayrağını her fırsatta katillere, barış düşmanlarına inat daha da yükseltmeyi bir borç bildik. Yılmadık, vazgeçmedik; barış umuduna tekrar tekrar sarıldık, barışın sıcak yüzünü bir gün bu topraklara da döndüreceğimize ve bunu aynı düşü gördüğümüz arkadaşlarımızla birlikte başaracağımıza inandık.

Barıştan başka isteği olmayan insanları katleden canlı bombaların ismini, yerini bildikleri halde buna engel olmayanlardan, 'ihmal yok' açıklamaları yapanlardan, 'istifa edecek misiniz' sorusuna gülenlerden, miting alanında ölülerini kaldıranları, yaralılarına yardım edenleri 'süpürün' talimatıyla gaza boğanlardan, ölenlerin üzerine seçim sandıkları kuranlardan, korku salarak iktidarını pekiştirenlerden, Ortadoğu'da kanlı savaşın ateşini fitilleyip bu ateşe benzin taşıyanlardan, halkın iradesini yok sayanlardan; emeğin, barışın, demokrasinin, doğanın düşmanlarından hesap soracağız.

Bu topraklara barış gelene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Unutmayacağız, unutturmayacağız!"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.