SON DAKİKA
Hava Durumu

İnce'den Erdoğan'a 'Menderes' yanıtı

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Menderes asılırken sen neredeydin" sözlerine, "Menderes'in, rahmetlinin asılmasına tabii ki karşıyız, tabii ki üzülüyoruz. Bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz o ayrı bir şey ama ben 64 doğumluyum. Ben doğduğumda o olay olmuştu. Ya bu kadar cahil olma, konuştukça batıyorsun" diyerek yanıt verdi.

Haber Giriş Tarihi: 18.06.2018 01:31
Haber Güncellenme Tarihi: 18.06.2018 01:31
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
İnce'den Erdoğan'a 'Menderes' yanıtı

Elazığ İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka seslenen CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "Her türlü terörle, ister IŞİD, ister PKK ister FETÖ hiç fark etmez kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz. Her türlü kararlılıkla, hep birlikte mücadele edeceğiz hep birlikte." dedi.

"Siyasetçiler her gittiği yerde 'hemşehrilerim' diye hitap eder ama sizin şapkayı Türkiye'ye ben meşhur ettim, onu biliyorsunuz, öyle değil mi" halka soran Muharrem İnce, "Oğlumun düğününde taktım ondan sonra gakgoş şapkası bütün Türkiye'ye yayıldı." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin devasa sorunlarının bulunduğuna değinerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunan İnce, "Türkiye'nin bu büyük sorunlarını yorgun bir adam çözemez. Türkiye'nin büyük sorunlarının çözümü için taze kana ihtiyaç var taze kana. Neyle kavga ettiyse, o yükseliyor. Dolarla kavga etti dolar yükseliyor, avroyla kavga etti, avro yükseliyor, faizle kavga etti, faiz yükseliyor. İnce ile kavga etti, İnce yükseliyor. Artık milletin derdiyle uğraşacak hali yok. Hele bu aralar kimyası bozuldu ne yapacağını şaşırdı işte oradan buradan bana saldırıyor." diye konuştu.

Muharrem İnce, "Bana 'dördüncü köprüyü nereye kuracaksın?' diyor. Ben de dedim ki bak Edirne'den Elazığ'a bir gönül köprüsü kuruyorum." ifadesini kullandı.

"Gecekonduda yaşadığı günleri unuttu"

Kendi anlayışında ayrımcılık olmadığını, imam hatip lisesinde okuyan çocukla, fen lisesinde okuyan çocukla, başı açıkla, başı kapalının bir olduğunu belirten İnce, konuşmasına şöyle devam etti:

"Benim anlayışımda insanları sınıflandırmak yok, benim anlayışımda sarayda kendisi bıldırcın yumurtası yerken, millete GDO'lu yiyecekler yok, benim anlayışımda millet bir bardak çay içmeye para bulamazken, 4 bin 500 liraya kilosu beyaz çay içmek yok. O artık sizden biri değil, o saraylı. Bana 'gariban cumhurbaşkanı adayı.' diyordu doğru. Ben garibanların adayıyım, sen saraylıların adayısın. Israrla söylüyorum, artık milletin dertleriyle uğraşmıyor, onları bıraktı. O gecekonduda yaşadığı günleri unuttu, bin 150 odalı sarayda yaşıyor. Yetmedi İstanbul'da beş saray yaptırıyor, onları onarttı, Marmaris'te 300 odalı yazlık bir saray yaptırıyor. Allah'ın izni, milletimiz isteğiyle cumhurbaşkanı olduğumda Marmaris'teki yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim engelli çocuklara."

Yurtlarda büyüyen anasız babasız çocukların 18 yaşına kadar devlet gözetiminde olduğunu ancak 18 yaşından sonra sokağa atıldığını belirten İnce, "Sizin, huzurunuzda söz veriyorum. Allah'ın izni milletimizin isteğiyle cumhurbaşkanı seçildiğimde bu 18 yaşını doldurmuş kimsesiz çocukların hepsini devlet güvencesine alacağım. İşçi olan işçi, olacak memur olan memur olacak ama devlet güvencesinde olacak. Eğer 81 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti kimsesiz çocuklarına bakamıyorsa yazıklar olsun millete, yazıklar olsun bu memlekete." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıraklık döneminde Telekom'u, kalfalık döneminde Petkim'i ve Tekel'i, ustalık döneminde ise şeker fabrikalarını sattığını belirten İnce, şunları söyledi:

"Şimdi diyorsun ki büyük ustalık dönemi. Yok öyle yağma senin bu sefer emeklilik dönemin emeklilik. Milleti böldün, milleti parçaladın, senden benden dedin. Bizim zihniyetimiz de sen ben o yok, biz var biz. Herkesi barıştıracağız herkesi, toplumu barıştıracağız, önce barışacağız, sonra ekonomik olarak büyüyeceğiz ve adil olarak bölüşeceğiz."

"Her türlü terörle kararlı şekilde mücadele edeceğiz"

Her türlü terör örgütleriyle mücadele edeceklerini vurgulayan İnce, "Her türlü terörle, ister IŞİD, ister PKK ister FETÖ hiç fark etmez kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz. Milletvekili adayımız zaten bunu Meclis'te defalarca gösterdi. Siz de onu görmüşsünüz zaten. Her türlü kararlılıkla hep birlikte mücadele edeceğiz hep birlikte." değerlendirmesini yaptı.

Ülkenin kaynaklarını peşkeş çektirmeyeceklerini, atıl kalan sanayiyi devreye sokacaklarını, tarım, turizm ve sanayi başta olmak üzere, topyekun bir kalkınma hamlesi başlatacaklarını bildiren Muharrem İnce, "Onun dediği gibi her mahalleye bir kıraathane açarak olmaz bu işler." dedi.

Muharrem İnce, seçim sürecinde Türkiye'yi bir ucundan bir ucuna gezdiğini, 42 günde 96 miting gerçekleştirdiğini bildirdi.

"Her şeyi biliyor ama diploması yok"

İnce, bir anısını şöyle anlattı:

"Biri bana oy vereceğini söyledi ve nedenini şöyle anlattı; senin mitinginde birisi bayıldı, Erdoğan'ın mitinginde de bayıldı. Erdoğan kafasına su dökün dedi. 'Sen doktor arkadaşlar ilgilenin dedin' diyor. Her şeyi biliyor ama diploması yok ortada."

"Gel Sevim Tanürek cinayetini araştıralım"

İnce, "Tam 20 sene öncesine gitmişler. Dershanelerde iki türlü öğretmen çalışır. Emekliler için prim ödenir ama hiçbir faydası yoktur onun. Emekliler o paranın kendisine verilmesini isterler. Erdoğan eski defterleri açma bak açarım altında kalırsın. Dershanede 20 sene önce ceza kesilmiş. E ne olmuş? Sonra ödenmiş. İstersen gel bir de Sevim Tanürek cinayetini araştıralım." diye konuştu.

İnce, Elazığ'da Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi görmekte olan Şehit Polis Memuru Fethi Sekin'in Babası Zeki Sekin'e geçmiş olsun ziyaretinde bulundu, Babalar Günü'nü kutladı.

"Ben doğduğumda Menderes çoktan asılmıştı"

Elazığ'dan sonra Tokat'ta düzenlenen mitingde konuşma yapan İnce, 30 yıl önce Tokat'ta askerlik görevini yaptığını, orduevi önünde nöbetler tuttuğunu ve aslında kendisinin de Tokatlı sayıldığını ifade ederek, üniversite diploması olmasına rağmen yedek subay olarak askerlik yapmadığını söyledi.

Tokat'a gelirken seçim otobüsünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüntülerini izlediğini dile getiren Muharrem İnce, "Aynen şöyle diyor: 'Ey Muharrem' diyor, 'Menderes asılırken sen neredeydin' diyor. Bir; Erdoğan, ben 64 (1964) doğumluyum. Menderes asılırken ben dünyada yoktum. İki; rahmetli babam da Menderesçiydi, Demirelciydi. Menderes'in, rahmetlinin asılmasına tabii ki karşıyız, tabii ki üzülüyoruz. Bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz o ayrı bir şey ama ben 64 doğumluyum. Ben doğduğumda Menderes çoktan asılmıştı, zaten o olay olmuştu. Ya bu kadar cahil olma, konuştukça batıyorsun." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'ye yapılan hizmetlerden bahsederek kendisini eleştirdiğini anlatan İnce, "Erdoğan, şeker fabrikasını satıyorsun, sigara fabrikasını satıyorsun. Erdoğan, bana 'kör müsün?' diyorsun. Erdoğan, o fabrikaları sen mi kurdun? Sen nankör müsün Erdoğan? Ben kör değilim ama sen nankörsün." ifadelerini kullandı.

"Millet Kıraathaneleri" projesini de eleştiren Muharrem İnce, "Slogana bak, 'gelin' diyor, 'bedava çay var, bedava kek var' diyor. Gündüz kek yedi, akşam yemeği ne olacak? Yani bedava kek, çay. Düştüğü noktaya bakın. Baktı çok ucuz oluyor yanına çorba ilave etti, Tatar böreği ilave etti. Yakında buraya gelirse, Tokat Kebabı da ilave eder merak etmeyin." açıklamasında bulundu.

İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile seçimlerden önce bir televizyon programına çıkma teklifinin hala geçerli olduğunu belirterek, "Madem sen ustasın, madem sen ekonomiyi biliyorsun, madem sen bu işlerden anlıyorsun, senden bir isteğim var Erdoğan; Bir televizyon programında çık karşıma, er mi yaman bey mi yaman göstereyim sana." şeklinde konuştu.

"İftar sofrası iftira sofrasına dönüşmüş"

"At izi, it izine karıştı. Devlet çöktü devlet. 'Erdoğan' dedim, 'sen beni eleştirirken o general alkışlayamaz' dedim. 'Onun apoletlerini sökerim' dedim." ifadelerini kullanan Muharrem İnce, şöyle konuştu:

"Ramazan ayında Erdoğan bir iftar veriyor. Hiçbir sıkıntı yok. Bir general iftara katılıyor, parti iftarına. Yine sıkıntı yok, hadi bir şey demiyorum, itirazım yok. Erdoğan o iftarda beni eleştiriyor. Yani iftar sofrası iftira sofrasına dönüşmüştür. Beni eleştirirken general de alkışlıyor. Ben de şunu dedim; 'Danıştay üyesi benim aleyhimde tweet atıyor, hakimin birisi AK Parti milletvekili adayıyla esnaf ziyareti yapıyor, kaymakamın birisi AK Parti'li milletvekili adayının mikrofonunu tutuyor. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz bir yalancı bu. Bakın tekrar ediyorum, git dava aç. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz bir yalancısın sen."

Konuşmasının devamının, Korgeneral İsmail Metin Temel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı iftar yemeğindeki görüntüsünü de dev ekranlardan vatandaşlara izlettiren İnce, "Kimlerle uğraşıyoruz görüyorsunuz değil mi? Ey benim AK Parti'li kardeşim, Allah aşkına AK Parti'li kardeşim gör bunu. Ayak üstü 40 tane yalan söylüyor." dedi.

"Türkiye'ye bir taze kan lazım"

Türkiye'nin ciddi problemleri bulunduğunu belirten İnce, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin ciddi problemleri var. Türkiye'nin terör problemleri var, Türkiye'nin ekonomik problemleri var, Türkiye'nin dış politikada bir sıkışmışlığı var, Türkiye'nin sanayisi verimsiz, Türkiye'nin eğitimi dip yaptı, emeklileri geçinemiyor. Pasaportumuzun Kapıkule'den öteye bir değeri yok. Gençlerimiz umutsuz, elinde fırsat olsa Türkiye'yi hemen terk eder. Böyle bir ortamda Türkiye'yi bir yorgun adam düzlüğe çıkaramaz. Türkiye'ye bir taze kan lazım, taze kan. Size şunu söyleyelim; Tek hayalim var, şu gençler, benim ülkemin evlatlarını iyi yetiştirmek."

Vatandaşlara seçim vaatlerini de anlatan Muharrem İnce, teknolojinin gelişeceğini, silikon yazılım yerine kuantum yazılıma geçileceğini, 5-10 yıl içerisinde sürücüsüz araçların olacağını, Tokat'taki mitinginin Ankara'da 3 boyutlu hologram teknolojisiyle izleneceğini söyledi.

Tıp alanındaki gelişmeyle herkesin gen haritasının çıkarılacağını ve artık hastalığın zorlaşacağını ifade eden İnce, "Onun için meydanlarda 'nano teknoloji, onun için kuantum' diyorum, onun için 'robot' diyorum." ifadelerini kullandı.

"Din dersi nasıl olacak anlatayım"

Robotların 20 yıl sonra kadınların "elektronik evlat"ları olacağını ifade eden İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Dünya teknoloji olarak buraya giderken Erdoğan çıkıyor diyor ki; 'dindar ve kindar nesil yetiştireceğim'. Dindar nesil yetiştirilmesine, hiçbir itirazım yok ama o ailenin işi, aile karar verir. Bakın benim cumhurbaşkanlığımda din dersi nasıl olacak anlatayım. Muhafazakar bir aile derse ki 'haftada 2 saat din kültürü dersi benim çocuğuma yetmez, ben fıkıh istiyorum, kelam istiyorum, hadis dersi istiyorum, siyer dersi istiyorum' devlet de diyecek ki 'baş üstüne' seçmeli olarak kaç saat istiyorsa isteyene istediği kadar din dersi. Diğeri de diyecek ki 'ben din dersi istemiyorum'. Tamam sen de almayacaksın. İsteyene istediği kadar, istemeyene yok." 

Cumhurbaşkanı seçildiğinde tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağının altını çizen İnce, şu ifadeleri kullandı:

"Benim projem 3B. Barışacağız. sağcı, solcu, Kürt, Türk yok. Alevi, Sünni, kadın, erkek yok. 4 Mayıs'ta parti rozetini çıkardım. Ceketimde Türk bayrağı var. Ben CHP'nin adayı olarak çıktım. Bu doğru, utanacak halim yok. Gurur duyuyorum. Ben 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Allah'ın izni milletin isteğiyle kazanacağım onu görüyorum. Bakanlar kurulunu yaparken, cumhurbaşkanı yardımcılarını belirlerken emin olabilirsiniz hepsini CHP'lilerden yapmayacağım. Toplumu kucaklayacak şekilde yapacağım. Türkiye'yi barıştıracağız. Ekonomik olarak büyüyeceğiz, Merkez Bankası bağımsız olacak. Yatırımcıların önünü açacağız, yabancı yatırımlara güven vereceğiz. Türkiye bir hukuk devleti olacak. Kuralları işleyen bir devlet olacak. Sanayimizi devreye sokacağız, meralarımızı, tarım alanlarımızı atıl bırakmayacağız."

"Nankör sen mi kurdun da satıyorsun?"

Türkiye'nin en büyük gücünün gençler olduğunu vurgulayan İnce, şunları kaydetti:

"Almanya'nın yaş ortalaması 40, İsveç'in yaş ortalaması 45, Türkiye'nin yaş ortalaması 29. Kadınlarımızı çalışma yaşamının içine dahil edeceğiz. Yüz kadından 32'si çalışıyor, bunu iki katına çıkaracağız. Kadının çalışmasındaki en büyük engel çocuk. O zaman ne yapacağız, her mahalleye bir kıraathane değil bir kreş açacağız. Ucuz olacak kreş, güvenli olacak. Gönül rahatlığıyla çocuğunu bırakacaksın. Bunu birlikte başaracağız. 1923'te büyük yokluklarla yola çıkanlar, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve değerli arkadaşları yokluklarla kurdular. İşte Turhal Şeker Fabrikası. Nankör sen mi kurdun da satıyorsun? 'Dördüncü köprüyü İnce yapacakmış, nereye yapacaksın?' diyor. Ben dördüncü köprüyü Edirne'den Tokat'a gönül köprüsüyle kurdum. Milleti böldü, ayrıştırdı. Ben ayrışan milleti yeniden toparlamaya çalışıyorum. Gönül köprüleri kurmaya çalışıyorum. Türkiye'de ilk defa seçilmeden icraatlarım başladı. Nasıl oldu? Ben dedim ki OHAL'i 48 saat içinde kaldıracağım. 2 yıldır OHAL var. Baktı ki 'İnce hastalık' korkusu belirdi. 'OHAL'i seçimden sonra kaldıracağım' diyor. Öğretmenlere, polislere 3 bin 600 (ek gösterge) dedim. Baktım arkamdan onu dedi. İstanbul'da ikinci köprüyü Demirel yaptı, üçüncü köprüyü Erdoğan yaptı, bayramda Demirel'inki ücretsiz, Erdoğan'ın yaptığı ücretli. Yani olabilir, 'Kurban Bayramı'nda ücretsiz yaparız' diyor. Bin 500 danışmanın var. Niye onlara para veriyorsun, beni taklit ediyor. Benim Erdoğan'a faydam var. Özgür, mutlu, zengin, huzurlu Türkiye'de emekli bir cumhurbaşkanı olarak o da rahat edecek. Bunu birlikte başaracağız."

"Bu sefer devlet kemer sıkacak"

Cumhurbaşkanı olduğu takdirde köylüye çok büyük destekler vereceğini belirten İnce, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Çiftçiye mazotu 3 liraya vereceğiz. Ben köylü çocuğuyum. Ama sadece köylü çocuğu olmakla ülkeyi yönetemezsin. Yanında bir de diploman olacak. Gerçi ikide bir diploma deyip durmamak lazım. Olan var olmayan var. İnsanın canı çeker sonra. Ben de eski bir Tokatlı olarak bir şey istiyorum. Burada 6 ay askerlik yaptım. Şimdiye kadar Türkiye'de hep vatandaş kemer sıktı. Şimdi bunu değiştiriyoruz. Bu sefer devlet kemer sıkacak. Saray yok, 3 bin koruma yok, yazlık saray yok. Asla oraya gitmeyeceğim. Marmaris'teki 300 odalı yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim. Bir öğretmen cumhurbaşkanı olarak çocuklarla, gençlerle gönül gönüle çalışmış birisi olarak sözüm var. Bu 81 milyona da sözümdür. Yetiştirme yurtlarında kimsesiz çocuklar var. 18 yaşına kadar devlet bakıyor. 18 yaşından sonra sokağa bırakılıyor. Ben o çocukları ama devlet memuru ama işçi mutlaka devletin bünyesine alacağım. Sokağa bırakmayacağım. Asgari ücret 2 bin 200 lira, en düşük emekli maaşı bin 500 lira olacak. 24 Haziran'a kadar herkes 3 kişiyi ikna edecek. Tamam mı?"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.