SON DAKİKA
Hava Durumu

HDP'li 3 belediyeye yine kayyım atandı

Diyarbakır, Mardin ve Van'ın HDP'li Büyükşehir Belediye Başkanları İçişleri Bakanlığı tarafından görevlerinden uzaklaştırılarak yerlerine o illerin valileri kayyım olarak atandı.

Haber Giriş Tarihi: 19.08.2019 07:21
Haber Güncellenme Tarihi: 19.08.2019 07:21
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
HDP'li 3 belediyeye yine kayyım atandı

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan İçişleri Bakanlığı tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı.

Sabah saat 06.00'da çok sayıda polis ekibi Van Büyükşehir Belediyesi'ne geldi. Belediye binası çembere alınırken, bazı polislerin de içeri girdiği görüldü. Diyarbakır'da da polis Büyükşehir Belediye binasını güvenlik bariyerleriyle çevirdi.

İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, haklarında terör suçlarından soruşturma bulunan Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının yerine yeni görevlendirme yapıldı.

Bu kapsamda Diyarbakır'a Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin'e Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van'a Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, belediye başkan vekili olarak görevlendirildi.

HDP'li Ahmet Türk, Adnan Selçuk Mızraklı ve Bedia Özgökçe Ertan görevden uzaklaştırıldı

Yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Artı TV'nin sabah programı Gün Başlıyor'a canlı bağlanarak özel açıklamalarda bulundu.

"Türkiye'de nasıl ki 17 Ağustos 1999 ciddi bir depremle birlikte meskenlerin ve canların yitimiyle sonuçlanan bir yıkımdıysa, bugün de demokrasi ve hukuk devleti açısından ciddi bir yıkım süreciyle karşı karşıyayız" ifadeleriyle söze başlayan Mızraklı'nın açıklamaları şöyle:

'Türkiye 19 Ağustos'tan önce ve sonrayı konuşacak'

"Türkiye, 19 Ağustos'tan önce ve 19 Ağustos'tan sonrayı uzunca bir dönem konuşacaktır. Tarihe demokrasi açısından leke olarak geçecek bir gün ve aynı zamanda Türkiye'deki bütün çevrelerden, başta demokratik siyaset, demokratik muhalefetin bütün dalga boyları dahil olmak üzere, sivil toplum, medya, üniversiteler gibi birçok çevre açısından adeta turnusol kağıdı durumuyla karşı karşıyayız. Çünkü 31 Mart'ta ortaya çıkan bir irade hiçe sayılmıştır. Ve hiçe sayılarak tesis edilen bir durumla karşı karşıyayız.

Ülkeyi karanlık bir dönemin arefesinde hissediyorum. Bu ülkede insanların daha iyi, daha mutlu yaşamaları için kavga vermiş bireyler olarak bu yaşanan durumun Türkiye'nin iyi bir geleceğe ulaşabileceğine ilişkin umut kırıntılarını da süpüren bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum."

Mızraklı, belediye çalışanları, HDP yöneticileri, DBP ve DTK yöneticilerinin gözaltına alındığı bilgisini paylaşarak, "Her zaman yaptıkları bir yolu denediler. Geceden itibaren ilk önce basına sızdırdılar, akabinde sabaha karşı da bütün belediyelerin ilk önce zırhlı araçlarla kuşatılması, arkasından içeri girilmesi söz konusu oldu. Yürütülen süreç adeta bir gece yarısı operasyonu gibi, amiyane tabirle 'talandan mal kaçırır gibi' bir tutum içinde gerçekleşti. Gece yarısı operasyonları Türkiye tarihinde pek hayırlı şeylere vesile olmuyor. Ama hepimizin temennisi odur ki Türkiye'nin yarınları aydınlık olsun diyelim." dedi.

Mızraklı: Tebligatı imzalamadım'

Mızraklı, Gün Başlıyor programı sunucusu Nazım Alpman'ın sorduğu "Size yapılmış bir tebligat var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Tebligat vardı, metni okudum ama seçmen iradesine dönük bu türden girişimlerin altını imzalamayı kendi açımdan bir onursuzluk olarak telakki edeceğimi, hukuk kavramıyla bağdaşmadığını oraya yazdım."

Mızraklı belediye binasının önündeki duruma ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Belediye binası kuşatılmış durumda. Çalışanların içeriye girmesi engellenmiş durumda. İçeride sadece polis memurları ve polis müdürleri var. Böyle bir abluka var."

'İstanbul'da, Ankara'da olmasından farkı yok'

Mızraklı, sözlerini şu çağrıyla sonlandırdı:

"Bunun Diyarbakır, Van ve Mardin'de olmasıyla, bunun Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de ve Adana'da olması arasında hiçbir nüans yoktur. Bu ülkede demokrasi değerleri çiğnenmeye başladığı andan itibaren, her yerde seçmen iradesine karşı ihlal, hukuk ihlali bir bütün olarak bu iradeye inanmış kesimlere yapılmış bir ihlaldir. Bu süreci bu çerçevede ele almak ve karşı durmak gerekir."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.