SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan'dan İnce'ye fizik öğretmenliği çıkışı

AKP'nin Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, "Ya senin fizik öğretmeni olman, bu işleri halletmeye yetmez. Birileri kulaklarına üflüyor, bunlar da çıkıp meydanda esip yağıyor. Arkası boş" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2018 23:23
Haber Güncellenme Tarihi: 31.05.2018 23:23
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Erdoğan'dan İnce'ye fizik öğretmenliği çıkışı

AKP'nin Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya Park AVM yanında düzenlenen partisinin mitinginde, vatandaşlara hitap etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir kez daha hedefine alan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bazıları vardır bu fırsatı yakalar ama kimi beceriksizliğinden kimi kifayetsizliğinden kimi ahlaksızlığından dolayı olanı da batırır gider. Tıpkı CHP'nin başındaki zat gibi. SSK'ya genel müdür yaptılar, batırdı gitti. İstanbul'u bu partiden nasıl teslim aldığımı ben bilirim, CHP'den aldım. İstanbul neydi? Çöp dağları, susuzluk, hava kirliliği... CHP zihniyetinin bu ülkede ne zaman iş başına gelse ülkeyi krizlerle, yoklukla, yoksullukla, gerilimle yerle yeksan ettiğini milletimiz çok iyi hatırlıyor.

Kendilerinin bu ülkede dikili ağacı olmadığı için şimdi çıkmış bizim eserlerimize ya çamur atıyor ya da sahip çıkmaya çalışıyorlar. Neymiş? 'İstanbul'daki yeni havalimanına ne gerek varmış'. Bütün dünya nefesini tutmuş bu projeyi takip ediyor, bunlarsa 'Ne gerek var?' Ülkemizin başarısını küçültmeye çalışıyorlar. 'Kanal İstanbul'a, Şehir Hastanelerine, Yerli Otomobil Projesine ne gerek var?' diyorlar. 'Bölünmüş yollara, otoyollara, hızlı tren hatlarına, tünellere, havalimanlarına ne gerek var?' diyorlar."

"Bu kafaya Türkiye emanet edilir mi?"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2001'de "uçak inmeyen, yolcusu olmayan havalimanı" diyerek Sabiha Gökçen Havalimanı'nı eleştirdiğini anımsatarak, şunları söyledi:

"O zaman o havalimanına uçak inmiyordu, doğru ama biz geldik, geldikten sonra Sabiha Gökçen yetmez oldu. Büyüttük, şimdi yeni pist yapıyoruz, terminal binaları yapıyoruz. Ey Kemal, iş bilenin kılıç kuşananındır. Geçtiğimiz yıl Sabiha Gökçen Havalimanı'nı 21 milyonu iç hat, 10 buçuk milyonu dış hat olmak üzere 31 buçuk milyon yolcu kullandı. Ey Kemal efendi, senin buraların ne işe yaradığından haberin yok. Kılıçdaroğlu'nun 'Uçak inmiyor.' dediği bu yere sadece 2017'de inip kalkan uçak sayısı 220 bini geçti. Bu yılın ilk 4 ayındaki yolcu sayısı 11 milyona yaklaştı. Şu anda kapasite yetmediği için ikinci pisti inşa ediyoruz. 

Milletime soruyorum, 'Bu kafaya Türkiye emanet edilir mi? Bunların bir de cumhurbaşkanı adayı var, o da Genel Başkanıyla yarışıyor. Neymiş, 'Köprü yapmak kolaymış, boğaza 4'üncü köprüyü de kendisi yaparmış'. Ya senin partinin ömrü, şu anda boğazda dizili o köprülerin inşasını engellemeye çalışmakla geçti. İlk köprüde Demirel'in karşısına dikildiniz, ikincisinde Özal'ın karşısına dikildiniz, son köprüde de benim karşıma dikildiniz. CHP'lilerin 'Köprüyü yaptırmayız.' kampanyalarını, mahkemeden çıkan kararı yanlış anlayıp 'Artık burası 4 beton ayaktan ibaret bir yer.' diyerek sevinç çığlıkları attıklarını unutmadık."

"Ya senin fizik öğretmeni olman, bu işleri halletmeye yetmez"

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sonuçta karşımıza şöyle bir tablo çıktı: Biz, kendi seçim bildirgemizi adeta baştan sonra teknoloji, sanayi, bilim, yatırım, girişim, yazılım kavramlarıyla donatmışız. Onlar, yasak savma kabilinden birkaç ifadeyle geçiştirmiş, hiç adını bile anmamış. Mesela savunma sanayinin yanından, yöresinden bile geçmemişler çünkü onların öyle bir derdi yok. Bunların kafasında ve gönlünde ne bilim ne teknoloji ne sanayi ne de benzer bir şey yok. 

Ya senin fizik öğretmeni olman, bu işleri halletmeye yetmez. Birileri kulaklarına üflüyor, bunlar da çıkıp meydanda esip yağıyor. Arkası boş. Mesela biz, Türkiye'yi bilgi tabanlı ekonomiye geçirmekten söz ediyoruz, onlar yerli otomobil projesini durdurmayı taahhüt ediyor. Aslında bu projenin ne olduğuna dair bir fikirleri de yok." 

Erdoğan, "Ülkemizin son 10-12 yıldaki ihracat şampiyonunun otomotiv sektörü olduğundan da haberleri yok. Bugün 60 bin istihdamıyla, yüzde 88 kapasiteyle kullanım oranıyla, 124 Ar-Ge ve tasarım merkeziyle gurur verici bir otomobil sektörüne sahip olduğumuzu bilmiyorlar. Çünkü tembeller, parti içi kavgadan, hizip çekişmesinden fırsat bulup bu işlere zaman ayıramadıkları için öyle boş boş konuşuyorlar. Bu vesileyle kendilerini yerli otomobil projesi konusunda bilgilendirmiş olalım." diye konuştu.

"Sen yönetilensin, biz yöneten"

Bundan birkaç ay önce ABD'li uluslararası elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın kurucu ortağı ve Üst Yöneticisi (CEO) Elon Musk'ın kendisinin ziyaretine geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu konuları onunla da konuştuk. Şimdi diyor ki (İnce) 'Erdoğan, 20 yıl geriden geliyor'. Muharrem efendi, bizim hayatımız bu işleri yönetmekle geçti. Sen yönetilensin, biz yöneten. İşte siyasette 20 yıllık hayatımın 4,5 yılı İstanbul'u yönetmekle geçti, 11,5 yıl Türkiye'ye başbakanlık yaptım, 4 yıldır cumhurbaşkanlığı yapıyorum. Çıraklık, kalfalık, ustalık şimdi de baş ustalık için sizden vize istiyorum." ifadesini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin otomobil projesinde 5 şirketin ve TOBB'un bir araya gelip imza attıklarını, teknik ve mali analizlerin hazırlandığını belirterek, "Şirketin CEO'su belirlendi. Ben şimdi burada sizi meşgul etmeyeceğim. Bu akşam Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifinin iftarında, ben diyorum ki orada bunu inşallah işleyeyim, bunları anlatayım. Şu anda yatırım bedeli 35 milyar avro."

"Bana icazeti Pensilvanya değil, bana icazeti halkım verdi"

"Ben AK Parti'yi Pensilvanya'dan icazet alarak kurmuşum. Sayın İnce, 'eğer bunu ispat edemezsen namertsin.' dedim. Hala ispat edemedi." diyen Erdoğan, İnce'nin, dün bir yazarın kitabından bir cümle aldığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"O yazar da cevap veriyor ve diyor ki, 'Bu somut bir şey değil, soyut bir ifadeydi ve bana da ait değil. İnce, şimdi sen bu iddianı ispatlamadığına göre... Davayı açtım onu da söyleyeyim, şu anda dava açtım, tabii. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Öyle yok.

Çok saygın bir annesi var. Öyle zannediyorum ki annesi de bu yalandan dolayı rahatsız oldu. Niye yalan söylüyorsun? Senin Genel Başkanın yalancı diye sen de yalancı olmaya mecbur musun? Hadi bakalım ispat et. Ben şimdi sana davayı açtım. Ben Pensilvanya'daki adamdan niye icazet alacağım. Benim hayatım siyasetin içerisinde gelişti. Dolayısıyla yol arkadaşlarım, dava arkadaşlarım beraberce oturduk, konuştuk, kararımızı verdik, cezaevinden çıktıktan sonra da partimizi kurduk. Partimizi kurduktan 16 ay sonra da siz bizi iktidar yaptınız. Şimdi Sayın İnce, bana icazeti Pensilvanya değil bana icazeti halkım verdi, halkım. Ama onlar bu işlerden anlamaz. Onlar halk ifadesini partilerinin tabelasında kullanırlar. Hak nedir, halk nedir bilmezler. Onlar sadece yalanı bilir, iftirayı bilir, dün söylediğini bugün inkar etmeyi bilir. Kendi kendileriyle ve milletimizle kavga etmeyi bilir. Başka bir işe de yaramazlar. 24 Haziran'da bunlara anladıkları dilden bir cevap veriyor muyuz, güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye, vakit birlik vakti diyor muyuz?"

"CHP kafası, Özal'ın başbakanlığına zaten tahammül edemiyordu" 

Eski başbakanlardan Adnan Menderes'in yaptığı işlere de değinen Erdoğan, "Rahmetli Menderes, Türkiye'yi gerçek anlamda yatırımlarla, kalkınmayla, refahla tanıştıran bir liderdi. CHP'liler kendisini sandıkta deviremeyince işi ne yaptılar, dar ağacına götürdüler. Rahmetli Özal, kendi deyimiyle ülkemizi çağ atlatmaya azletmişti. CHP kafası, Özal'ın başbakanlığına zaten tahammül edemiyordu. Cumhurbaşkanı olunca hepten zıvanadan çıktılar." ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.